Bölüm 55

13.3K 537 86
                                    

Sona geldik :)

Aynadaki yansımama bakıp gördüğümden mutlu bir şekilde kafamı salladım. İlk seferinde bir şey anlamamıştım ama bu sefer her şey istediğim gibi olacak ha?

Ben kendi kendime aynaya bakıp gülümserken küçük kedilerim odaya daldı. 

''Anne, bak Melisa'yla ben de gelin olduk. Hem de çok az makyaj da yaptılar bize. Hiii! Sen de çok güzel olmuşsun.''

Ah Durucum. Yine motora bağladın yavrum. 

''Evet çok güzel olmuşsunuz Durucum,'' diye büyük kediciğimi onayladıktan sonra küçük kediciğime döndüm, ''Melisacım, sen de beğendin mi beni?'' diye sordum. Kafasını uslu uslu salladı. Sonra çocuk heyecanıyla derin bir nefes çekip ''Çok beğendim. Babam da seni görünce çok beğenecek. Biz de çok güzel olduk ama anneannem koşmayın elbiseleriniz kirlenecek diye kızdı. Birazcık koşsak olur mu? Dikkatli koşarız,'' diye bir anda sıraladı isteklerini. 

Bu arada Melisa bize iyice alıştı. İyi ki. Ben tecrübeliyim sanıyordum ama her çocuk birbirinin aynısı olmuyor tabi. Melisa, Duru'ya göre acayip hareketli. Duru çok konuşur ama çok aktif değildir. Bir kenarda oturup televizyon izler, kitap okur. Ama Melisa kitabı bile elinde gezerek okumayı seviyor. Enerjisine yetişemiyoruz minnak kedimin. 

Annem de iyileşme belirtileri gösteriyor. Kızlar depresyonuna iyi geldi. Hâlâ haftada bir, ablamın odasının temizleneceği günler, kötü oluyor ama artık aramızda en azından. Baksanıza kedicikleri tembihlemiş bile. Benim akıllı yavrum da dikkatli koşarız diyor izni koparmak için.

''Melisacım elbiselerinizden ziyade ben size hep ne diyorum? Terlerseniz hasta olursunuz. O yüzden biraz koşup sonra dinlenin sonra tekrar koşarsınız olur mu?''

''Olur annecim. Çok uslu kızlarız biz zaten. Di mi ablası?''

Biz ablası diye hitap edince çocuğun da hoşuna gitti. Ablası diyor Duru'ya. Abla demesi için birkaç kere uyardık ama Duru da şikayetçi olmayınca kendi haline bıraktık. 

Melisa bu konuda bana güven vermediğinden Duru'ya döndüm. Başıyla onayladı. Zaten bu abla olma işi o kadar hoşuna gidiyor ki onun da. Hazır büyümüş, oyuna hazır kardeşi olması işine geldi. Bebek olsa en azından 2 yıl bekleyecekti onunla oynayabilmek için. Ha o da olmaz demiyorum da dur bakalım iki kızımızı büyütelim de.

Kızlar koşarak odadan çıktı. Ben de zamanın geldiğini düşünüp buketimi alıp dışarı çıkacaktım ki Özgür geldi.

''Özgür,'' diye bağırdım yalandan. ''Düğünden önce gelini gelinlikle görmek uğursuzluk getirir. Çık dışarı!''

Tabi ki beyefendi çıkmak yerine kapıyı arkasından kapayıp bana doğru yürümeye başladı. 

''Yeterince uğursuzluk yaşadık bence. Hem sen geçen gün evrene olumlu mesaj göndermekten bahsetmiyor muydun? Her şey yolunda karıcım,'' dedi beni kollarına alırken. Gülümseyip bir adım geri çekilip çıktım kollarından.

''Çok güzel olmuş muyum?'' dedim çocuk gibi. 

''Çok güzel olmuşsun, Seda kıskançlığından kriz geçirecek seni görünce.'' 

Aman bana ne Seda'dan.

''Ay iyi bari beyaz giyip gelmemiş o. Özellikle baktım camdan da. Yoksa yanlışlıkla üstüne içecek dökmek zorunda kalacaktım. Tercihen vişne suyu.''

Evet az önce bana ne Seda'dan dedim. Evet, bu umursamayan halim. Bi de umursasam...

Özgür güçlü bir kahkaha patlattı. 

''Keyfiniz yerinde bakıyorum küçük hanım.''

''E tabi. Sen de mutlu görünüyorsun. Sonunda kaptın beni. Kaç kişi çocukluk aşkıyla evlenebiliyor sonuçta? Hadi yine iyisin.''

''Pek de mütevazi bir karım var maşallah. Ayrıca ben seni kapalı çok oldu. Bu formalite bir tören. Karımı bir kez daha gelinlikle göreyim diye uydurduğum bir şey.''

Yaa nasıl birden tatlı bir adama dönüştü. Diyorum ben deli çıkacağım bu duygu değişimlerinden.

''Aşk olsun hayatım, sen istesen ben diğer gelinliğimi giyerdim. Ama tabi ikinci bir gelinlik almak benim de işime geldi. Bu seferki tam içime sindi.''

''Hazırsanız aşağıya inelim mi o zaman hanımefendi?''

''Ay Özgür,'' dedim dayanamayıp. ''Her şey o kadar yolunda ya Eylül akıl hastanesinden kaçıp beni vurmaz değil mi?''

Özgür anlayamayarak baktı yüzüme tabi. Bu nereden çıktı sorusunu gözlerinde okudum. Azıcık Türk dizileri izleseydi bilirdi nereden çıktığını.

''Hayatım, oluyor böyle şeyler. Bak Feriha'ya, kız düğün gününde psikopat eski nişanlısı tarafından vuruldu. Bak bu durumda sen de vurulabilirsin. Sonuçta psikopat eski sevgili senin eski sevgilin.''

Özgür'ün yüz ifadesinde pek bir değişiklik olmadı. 

''Feriha kim diyeceğim ama alacağım cevaptan korkuyorum.''

''Cahilsin Özgür. Neyse ben sana sonra anlatırım. Oyalanıyorsun bak bizi bekliyorlar aşağıda.''

Özgür kafasını iki yana sallayıp muhtemelen kararını gözden geçirerek geldi peşimden. Ben zamanında emin misin dedim ona. Kaçtı o tren. Daha da bırakmam. 

Tabi Eylül falan gelmedi. Üstüme koca bir sürahi dolusu limonata da dökülmedi. Sonuçta bir Türk dizisi içinde değiliz di mi?  Küçük aksaklıklar dışında her şey yolundaydı. Yani biz erdik muradımıza, darısı yazarın başına :)

 -

Bu yolculuk boyunca yanımda olan, elimi tutan herkese sonsuz teşekkürler. Ben yazmaya ara verip aylar sonra dönsem bile yanımda oldunuz. Desteğiniz çok büyük. Hepinizi çok seviyorum :) İyi ki varsınız. Sizler gibi anlayışlı ve desteğini göstermekten çekinmeyen okuyuculara sahip olduğum için çok şanslıyım. 

Başka hikayelerde görüşmek üzere, hoşçakalın.

NOT: Bol bol yorum yazın ben de cevaplayayım :) Yorumlarda buluşalım, kopmayalım hemen ^^


Anne YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin