Eksik Parçalar

96 12 188
                                    

  Yattığım yerden irkilerek gözlerimi açtım. Başımın ağrısının geçmesini beklerken uyuya kalmış olmalıydım. Oda oldukça soğuktu. Bunun sebeplerinden biri camın açık olması diğeri de yatağın içinde olmamamdı.

  Telefonumu alıp saatte baktım. Saat ona geliyordu. Telaşla yataktan kalktım. Yoon çoktan yemeğe gitmiş olmalıydı. Başımın ağrısının geçmiş olduğunu fark ettim.

Aklımı toplamak için bir kaç saniye durdum. Garip bir rüya görmüştüm ancak tam hatırlayamıyordum.

" Hançer.."

Kafamda dönüp duran bu sözcük de neydi?

" Ugh.. Düşünecek daha önemli şeylerim var. Mesela Yoon' un ne zaman döneceği gibi.."

Kendi kendime konuştuğumu fark edip güldüm. Açık camı kapatırken yolun sonundan koşarak gelen bir kız gördüm. Birinden kaçıyor gibi sürekli arkasına bakıyordu.

Kolunu sıkıca tutarken yaralı olabileceğini düşündüm. Parka girip ağacın dibine oturdu.

Üzerime montumu geçirip kapıya yöneldim. Kapının arasında bir kağıt duruyordu.

" Kapıyı çaldım uyanmadın. Çok geç kalmamaya çalışırım. Yoon Hee."

Kağıdı cebime atıp koşarak merdivenleri indim. Kapıdan çıkarken kızın tekrar ayaklandığını gördüm.

" Hey! Bekle.."

Kız korkuyla bana döndü.

Yaralı elini öne doğru uzatıp beni durdurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaralı elini öne doğru uzatıp beni durdurdu.

" Yaklaşma!"

" Sadece sana yardım etmek istiyorum."

Sokak lambasından kolunun kanlı olduğunu görebiliyordum.

" Bu kasabadakilerden yardım istemem ben!"

" Ben buralı değilim.. Yalnızca bir ziyaretçiyim. Şuradaki motelde kalıyorum. Odama gidelim yaranı saralım."

Elimle gösterdiğim yere baktı. Sonra da tekrar bana döndü.

" İsmin ne?"

" Min Sora."

Yavaşça yanıma gelmeye başladı. Kolundan destek olup odama geçtik. Etrafta kimse olmadığı için şanslıydık. Kız sandalyeye otururken dolapta duran eşyaları çıkardım.

" Senin adın ne?"

" Kim Mi Soo."

  Kolu parçalanmış ceketi çıkarıp yarasını ortaya çıkardım. Pençe izine benziyordu.

" Ne oldu böyle?"

" Kurt saldırısı."

" Burada kurtlar da mı vardı?"

color of bloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin