Harelerini açtığında kendini tanımadığı bir odada buldu Dejun. Yumruk yaptığı eliyle gözünü kaşırken kapı açılmış, tuttuğu yemek tepsisiyle içeriye girmişti Ji Hansol. Yeşil saçları yerini siyah tutamlara bırakmış olan ve bambaşka bir simayla içeri giren bedene tepkisini şaşkınlıkla açtığı dudaklarıyla verdi Dejun. Hep koyu yeşil saçlarla görmeye alışık olduğu bedeni simsiyah görmek gerçekten de değişik bir histi Xiao Dejun için.
"Günaydın Xiaojun'um..."
Tepsiyi yatağın yanındaki komodinin üzerine bırakan Hansol ufak bir gülümsemeyle kendisine bakarken daha fazla dayanamadı Dejun. Kollarını uzun boylu eşinin boynuna dolarken gözlerinden süzüldü yaşlar yeniden usul usul.
"Hansol, beni bir daha sakın bırakma."
Omuzuna yüzünü gömdüğü için sesi boğuk, hıçkırıklarından dolayı da ne dediği anlaşılmasa bile Hansol başını salladı ve gri saçlara kondurdu kelebek öpücüklerini. Dejun'un istekleri Hansol için öncelikliydi artık, onun istemediği bir şey hayatlarından derhal çıkarılacak, eşi ne isterse o olacaktı.
"Bırakmayacağım Xiaojun'um, seni asla bırakmayacağım." kendinden uzaklaştırdı zayıf düşmüş bedeni ve alnından öptü Hansol. Gözleri neşeyle parlıyordu. "Yıllar geçse ve boyam solsa bile hayallerini canlı tutacağım."
Gülümsedi Dejun, bakışları siyah saçlı bedende gezinirken kalbini dolduran sözcükleri usulca çıkardı ağzından.
"Diğer oyuncaklarını benden daha çok sevsen bile bana verdiğin ismi hiç unutmayacağım."
Bir anda dondu kaldı, soldu Hansol'un yüzü. Dejun ne olduğunu anlamadan ona bakarken Hansol yavaşça geriye çekilmiş, bakışlarını kaçırmıştı.
"Ama unuttun, Xiaojun. Sana verdiğim bu ismi unuttun." Birkaç kelime dizildi boğazına ve konuşmak için ileriye atıldı Dejun lakin Hansol onu durdurmuş, başını sorun yok dercesine iki yana sallamıştı. "Sorun değil, bundan sonra bile beni istemezsen sesimi çıkarmam. Sessizce çıkar giderim hayatından."
Dejun şok içinde gözleri dolan bedene bakarken Hansol dolu gözlerine inat gülümsedi.
"Hansol..."
"Sen ne dersen o olacak, sözlerine karşı çıkmayacağım."
Sessiz kaldı Dejun, Hansol merakla kalın kaşlı bedenden gelecek sözleri beklerken Jaehyun ve Ten girdi içeri. İkisi de birbirine bakmadan Hansol ve Dejun'un önünde eğilmiş, aynı anda boğazlarını temizlemişlerdi. Tamamen dikkati dağılan Dejun bakışlarını ikiliye dikerken Hansol kimseye çaktırmadan sildi gözyaşlarını.
"Hansol, Dejun, bir süreliğine kendi bölgeme çekileceğim."
Jaehyun'un dedikleriyle Hansol başını salladı. Dejun ise zorlukla ayağa kalkıp kendisine yardım eden bedene sarılmış, gülümseyerek gamzesine bastırmıştı parmağını. "Her şey için teşekkür ederim Jaehyun, sen olmasan yapamazdım."
"Övgüye gerek yok Dejun, senin çaban olmasa başaramazdık."
Güldü ikili ve Ten'e döndü Dejun. Hansol Ten'i başıyla onaylayıp odadan çıkarken Dejun eşinin arkasından bakakalmıştı. Nereye gittiğini bilmiyordu ama Hansol uzun süre yalnız bırakmazdı onu, bu yüzden Ten'e döndü yeniden kalın kaşlı beden.
"Sana da çok teşekkür ederim Ten, sayende-"
"Teşekküre gerek yok, ben sadece işimi yaptım."
Ten yeniden Dejun'un önünde eğildi ve Jaehyun'un yüzüne dahi bakmadan çıktı odadan. Dejun merakla Jaehyun'a döndüğünde iç çekti uzun boylu beden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
action figure | hanjun
Aksi"Orada sahnelerde zıplayıp duran zalim aksiyon figürleri gibiydin, şimdiyse miyavlayan yavru bir kediden farkın yok." ✧✧✧ Nectar [Kunren] kitabındaki Hanjun çifti için yazılmış bir minific. Kitaplar birbirine bağlantılı, önce Nectar'ı okuyunuz lütfe...