"Uyanma vakti, Xiao."
Duyduğu sesle gözlerini açarken rahat yataktan kalkmak istemiyordu Dejun. Elyaf yorganı o kadar yumuşak ve sıcacıktı ki...
"Xiao Dejun, eğer hemen uyanmazsan odana birazdan baskın yiyeceksin. Hem de Ji Hansol tarafından!"
Yuta'nın sinirle dedikleriyle gözleri anında kocaman olan Dejun korkuyla yerinden sıçramış ve karşısındaki sırıtarak bakan bedene dolu gözleriyle cevap vermişti.
"N-Ne baskını? Kötü bir şey yapmadım ben, sadece uyuyordum..."
Dejun'dan gelen tatlı cevapla kıkırdayıp başını iki yana salladı Yuta. Dejun ise merakla ona bakıyordu.
"Hansol sabah sürprizleri yapmayı sever ama kimse onun sürprizlerini sevmez. Bu yüzden elini çabuk tut ve hazırlan. Asıl sürprizi biz ona yapalım."
Yuta'nın dediklerinden hiçbir şey anlamasa da başını salladı ve yatağından kalktı Dejun. Yüzüne maskesini geçirirken Yuta çoktan odadan çıkmıştı. Çıkmadan ise sıkı sıkıya tembihlemişti maskeli bedeni.
"Dolapta bedenine uygun kıyafetler var, çabuk duş al gel ben seni aşağıda bekliyorum!"
Dejun isteksiz bir tavırla banyoya girerken aklında siyah saçlı beden, yani Hansol vardı. Madem etkilenmemek için kapattırmıştı yüzünü, neden açmayı istiyordu ki bu sefer?
Bipolar falan mıydı bu adam?
Başını iki yana sallayıp eline sıktığı şampuanı hızlıca saçlarıyla buluştururken bir süre babasını düşündü Dejun. Onu gelip kurtaracağını biliyordu, umuyordu ki çabuk bitsin bu rehinelik. Dejun her ne kadar dışarı çıkmayı sevmeyen biri olsa da bu birinin onun özgürlüğünü kısıtlayabileceği anlamına gelmiyordu.
Oflayıp köpüklü saçlarını kurularken sıcak suyun bedenini yaktığını hissetmiş, hızlıca orta kısma getirip ılıtmıştı suyu. Ne çok sıcağı severdi Dejun, ne de çok soğuğu. Her şeyinin orta derecede olmasını isterdi.
Altın orta, Xiao Dejun'un yaşam felsefesiydi.
"Yeni bir maskeyle ihtiyacım olacak, bunu mahvettim..."
O kadar çok düşüncelere dalmıştı ki maskeyle duşa girmiş, çıkarken fark etmişti yüzünün yarısını kapatan siyah bezi. İçinden kendine saydırırken havluyu hızlıca beline geçiren Dejun odaya girip iç çamaşırlarını giydikten sonra kot pantolon ve siyah büyük bir gömleği üzerine geçirmiş, saçlarını kurulamak için yeniden banyoya geçmişti. Bu sırada çekmecede başka bir siyah maske bulmuş, hızlıca takmıştı onu da.
Sarı saçlarını kurularken aynada yorgun bir yüz ifadesi takındığını fark edip yansımasını buruk bir gülümseme yerleştirdi. Ama banyoya birden giren ve direkt olarak aynadan göz göze geldiği beden yüzünden korkudan elindeki kurutma makinesini düşürmüş, güzelim aletin kırılma sesi tüm banyodan yankı yapmıştı.
İkisinin de gözleri kırık ve sessiz kalan alet üzerinde gezinirken Dejun burnunun altında duran maskesini hızla burnunun üstüne kadar çekmiş, ardından ellerini önünde birleştirip sessizce Hansol'un konuşmasını beklemeye başlamıştı.
'Kesin kızacak bana, kırdım güzelim kurutma makinesini...'
Hansol bakışlarını makineden çekip Dejun'a döndüğünde Dejun korkuyla geriye çekilip arkasındaki tezgaha yaslamıştı kalçasını. Karşısındaki adam o kadar ifadesiz duruyordu ki ne tepki vereceğini kestiremiyor, kızıp kızmadığına karar veremiyordu.
"Seni yaramaz..." Tek adımda önündeki korkmuş bedenin dibinde biten Hansol kocaman açtığı gözleriyle minik bedene bakarken Dejun korkudan nefeslerini kesik kesik alıyordu. "Demek benden önce uyanıp banyoya bile girdin? Hm, ceza olarak ne versem sana~?"
Dejun duyduklarıyla gözlerini kocaman açarken Hansol kıkırdamış ve karşısında korkudan titreyen bedenin yüzünde gezdirmişti bakışlarını.
"Ağır bir cezayı hak ediyorsun."
Titreyen bacaklarına hakim olmaya çalışırken iyice kendine yaklaşan adam yüzünden gözlerini kaçırmış, titrek nefesini karşısındaki bedenin omuzlarına doğru vermişti Dejun.
"Yanlış bir şey yapmadım ben..."
Hafif bir kıkırtı ulaştı Dejun'un kulaklarına. Gözlerini kendinden uzun bedene çıkarırken sırıtarak kendisine baktığını fark etti.
"Sorun da bu, fazla iyisin sanki sen."
Çenesinden tutan eller başını bir sağa bir sola çevirirken maskesinin çıkarılacağından korkan Dejun çenesindeki elin bileğini sarmıştı parmaklarıyla usulca.
"Be-ben-"
"Baban seni nasıl yetiştirmiş böyle? En küçük çatışmada ölürsen sen kesin."
Gözleri korkudan dolarken başını iki yana salladı Dejun usulca. Çatışmalardan korkardı küçüklüğünden beri, asla alamazdı bir silahı eline.
"Ben babamın mesleğini devam ettirmeyecek, mafya olmayacağım! Üniversitem bitince avukat olup sizin gibileri hapise attırmak için elimden ne geliyorsa-"
Cümlesine devam edecekken maskenin üstünde hissettiği baskıyla sözü yarıda kalmış, maskenin üzerinden kendisini öpen bedene şaşkınlıkla bakmaya başlamıştı.
"Avukat olup ne yapacaksın ki, adalet işliyor mu sanıyorsun bu ülkede?"
Gülerek geri çekilen bedenle kaşları çatıldı Dejun'un, bu adamdan iliklerine kadar nefret ettiğini hissediyordu.
"Eğer avukat olursam..." Tuttuğu bileği sıkıp kalın kaşlarını çattı Dejun, normalde asla kolay sinirlenen biri değildi ama bu adam onda sabır falan bırakmamıştı. "...içeriye attıracağım ilk kişi sen olacaksın."
✧✧✧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
action figure | hanjun
Action"Orada sahnelerde zıplayıp duran zalim aksiyon figürleri gibiydin, şimdiyse miyavlayan yavru bir kediden farkın yok." ✧✧✧ Nectar [Kunren] kitabındaki Hanjun çifti için yazılmış bir minific. Kitaplar birbirine bağlantılı, önce Nectar'ı okuyunuz lütfe...