13

144 21 16
                                    

"Görüşürüz Renjun!"

Kafeden çıkmadan önce kasada sevgilisiyle sayım yapan beden Dejun'un seslenmesiyle başını kaldırıp gülümsemiş, ufak bir bakışmanın ardından sayımına geri dönmüştü. Dejun da omzundan kayan çantanın askısını yukarıya çekip düzeltmiş, derin bir nefes verip çıkmıştı Nectar'dan.

Etrafa sessizce göz atarken aklına bugün yaşananlar geliyor, geldikçe yanakları kızarıyor, yanakları kızardıkça kendine kızıyordu.

"Hiç değilse yanımda kalamaz mısın?"

Hansol'un dedikleriyle ilk başta ne yapacağını bilemedi, öylece kaldı Dejun fakat yeşil saçlı bedenin hareleri öyle hüzünle parıldıyordu ki hayır diyemedi, kendini eski eşinin yanında otururken buldu.

Elleri ise birbirine kenetli duruyor, ikisi de çekmeye yeltenmiyordu.

"Teşekkür ederim."

Hansol gülümseyerek pastasını yemeye koyulacakken sağ elini bir an olsun bırakmayan Dejun yüzünden durmaklamış, aklına gelen fikirle de kıkırdayarak yanındaki kalın kaşlı bedene dönmüştü.

"Beni beslemek ister misin Dejun-ah?"

Cevap vermedi Dejun, fakat çatalı eline aldığı gibi pastadan bir dilim kesmiş, Hansol'a sessizce yedirmişti bir dilim keki.

"Enfesti."

Elleriyle yüzünü kapatıp oflayan Dejun dizini kırıp oturur pozisyona geçerken kendi kendine söyleniyor, reddetmesi gerektiğini bildiği şeyi neden inatla yaptığını soruyordu benliğine.

"Xiao Dejun...Xiao Dejun...sen cidden aptalsın."

Saçlarını çekiştirirken oflayan Dejun ayağa kalkacakken yumuşak tutamlarında hissettiği parmaklarla donakalmış, duyduğu sesle gözlerini kocaman açmıştı.

"Güzelsin de."

Hızla ayağa kalkan Dejun şaşkınlıkla Hansol'a bakarken Hansol gülümsemiş ve sarı saçlı bedenin yüzündeki maskeyi indirip güzel yüzünü ortaya çıkarmıştı.

"Çok güzelsin sen, öyle böyle değil, titriyor tüm bedenim seninle göz göze gelince, ne yapacağımı bilemiyorum."

Dejun donakalırken Hansol elinden tutup çekti bedenini kendine, eli ince beli bulurken harelerini anlık korkuyla kapatan kalın kaşlı beden gözlerinde hissettiği nefesle tam harelerini aralayacakken göz kapaklarında hissettiği yumuşak dudaklarla kalbinin titrediğini hissetmiş, kendi yumuşaklıklarını birbirine bastırmıştı.

"Böyle güzel öpme beni Hansol, sonunda üzülen ikimiz olacağız."

Yumuşak dudaklar gözlerinden çekildiğinde Dejun harelerini yavaşça açıp bakışlarını karşısındaki uzun bedene sabitlemişti yavaşça. Hansol kendisine ifadesizce bakan bedenle duraksamıştı ilk başta fakat sonrasında toparlanıp gülümsemişti.

"Seni kullandığımı düşünüyorsun, değil mi?"

Başını salladı ve geriye çekildi Dejun, böylece yapışık olan bedenleri ayrılmış, belindeki kollardan kurtulup özgürlüğüne kavuşmuştu.

"Her ne kadar babamın işlerinden uzak dursam da seni ve oyuncaklarını bilmeyen yok Hansol, beni de onlardan biri olarak görüyorsun."

Başını iki yana sallasa da ne diyeceğini bilemiyordu Hansol, konuşma konusunda iyi değildi ve kelimelerle arası pek yoktu. Tek iyi yaptığı şey adam öldürmekken nasıl gönül alınacağını nerden bilebilirdi ki?

"Bir daha bu kafeye gelme, seninle bir anlaşma yaptık, biliyorum ama kendimi hazır hissetmiyorum...Ben seni arayana kadar bana zaman ver."

"Pekâlâ." Dedi Hansol. Son kez Dejun'a bakmış, sessizce biraz ileride kendisini arabada bekleyen Yuta'ya doğru ilerlemeye başlamıştı. Arabaya binip yavaşça kafeden uzaklaşırken bakışları hâlâ Dejun'un üstünde ayrılmıyor, en ufak bir belirti arıyordu lakin Dejun Hansol arabaya biner binmez arkasını dönerek kendi evine doğru yola koyulmuştu bile. İç çekti ve geriye yaslanıp sırtını koltuğa verdi Hansol, nasıl yapacağını bilmediği bir şey için uğraşmak çok zordu.

"Onun için kendinden ödün verdin Hansol, farkında mısın?"

Kırmızı saçlının dedikleri ile gülümsedi Hansol, koyu harelerini arabayı süren arkadaşına çevirirken gözlerinden akan yaşlar Yuta'yı şoke etmişti.

"Kendimden ödün verecek kadar çok seviyorum onu demek ki, Yuta."

Arabayı sağa çekip yanındaki bedene döndü Yuta duyduklarının doğru olduğuna emin olmak istiyordu fakat Hansol eski ifadesiz yüzüne geri dönmüş ileriye doğru bakarken "Liu Yangyang hakkında ne buldun?" diyerek konuyu anında değiştirmişti.

Torpidoyu işaret edip yola döndü Yuta, bu sırada Hansol belgeyi alıp kapağını kapattı bölmenin. Dosyayı incelerken bir yandan da Dejun ile Yangyang'ın çekilmiş fotoğraflarına bakıyordu. Yuta onları minimal boyutta çıkarttırıp boş bölmelere yapıştırmıştı.

"Çocukluk arkadaşı mı?"

"Evet, Ortaokul sonlarında tanışmışlar, müzik kursunda. Anlaşılan Xiao Dejun'un oldukça güzel bir sesi varmış."

Yuta'nın dedikleriyle elini çenesine koydu ve iç çekti Hansol. Bakışları dışarıya giderken yüzünde ufak bir gülümseme vardı.

Derin bir nefes verip başını iki yana salladı Hansol'un her hareketini gizlice izleyen Yuta.

"Bu işin sonu iyi değil..."

✧✧✧

Merhaba, unutmuşum bu kitabı 😔

Nasıl gidiyor bilmiyorum ama çok severek yazıyorum, umarım beğenmişsinizdir 💚

Hansol'umun resmini koyayım da gözünüz yakışıklı görsün 🤧

Hansol'umun resmini koyayım da gözünüz yakışıklı görsün 🤧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
action figure | hanjun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin