"Hansol~"
Bel gamzesini okşayan beden yüzünden huylanan Dejun kıkırdayarak geriye çekilmek istediğinde Hansol ona izin vermemiş, daha da yakınlaştırmıştı maskesi artık yüzünü kapatmayan bedeni kendine.
"O kadar güzelsin ki..."
Pürüzsüz yanağı okşayıp koyu gözlerini Dejun'un yüzünde gezdiriyor, kendine hakim olmaya çalışıyordu lakin karşısında Xiao Dejun varken imkansızdı bu, ışığı adeta göz alıcıydı.
Parmak uçları yanıyordu beyaz tene dokunduğunda, nefesi düzensizleşiyor, kalbi anlam veremediği bir ritimde atmaya başlıyordu ki Hansol için bunların hepsi anlamsızdı, ama güzeldi.
"Hansol gıdıklanıyorum~"
Dejun kıkırdayarak geri çekilirken Hansol boynuna son anda öpücük kondurup geri çekildi ve rahat bıraktı kalın kaşlı bedeni. Nefes nefese birbirlerinin harelerine sabitlenirken kapının açılması ve onları bu hâlde görmeye alışmış olan Yuta ifadesiz yüzünden ödün vermeden birkaç belgeyi elinden tutuyor, Dejun'un boynuna yeniden öpücükler konduran Hansol'un dikkatini çekmek amaçlı sinirle boğazını temizliyordu.
"Belgeleri ben getirmeden imzalama alışkanlığını ne zaman kazanırsın sen?"
Elindeki belgeleri masaya sertçe vuran Yuta'yla ofladı ve Dejun'u rahat bırakıp ayağa kalktı Hansol. Belgelere hızla göz atarken gördüğü şeyle durmuş, kırmızı daire içine alınan isme bakmaya başlamıştı kaşlarını çatarken.
"Bu adamı daha önce öldürmemiş miydim ben?"
Hansol'un sorduğu soruyla Dejun donakalırken Yuta başını iki yana sallayarak bir tartışma içine girdi patronuyla fakat Dejun ne konuştuklarını duymuyordu bile. Beyninde Hansol'un dedikleri yankılanırken uzun zamandır farkında olduğu ama duymak istemediği gerçeğin yüzüne tokat gibi çarptığını hissediyordu.
"Be-Ben odama gidiyorum."
Dejun Hansol'un bir şey demesine izin vermeden hızla odayı terk ederken Hansol tek kaşını kaldırarak kaçarcasına giden bedenin arkasından baktı.
İlk başta belgelere geri dönse de içindeki huzursuz his yüzünden Yuta'ya son birkaç talimati verip Dejun'un peşinden odasına doğru ilerledi hızla.
Kalbinin ağrısı artarken kapıyı tıklatmadan içeriye girmiş, banyodan gelen su sesiyle durmuştu yavaşça. Ne yapacağını bilmiyordu, bu yüzden sessizce bekledi olduğu yerde.
Yarım saatin ardından duştan çıkan Dejun Hansol'un öylece ayakta dikildiğini görünce bornozunun omuzlarından düşmesine mani olup merakla donup kalan bedene göz ucuyla bir bakış attı. Hansol'dan bir tepki gelmeyince omuz silkti ve üzerini giyinmek üzere giyinme odasına doğru ilerlemek istedi.
Fakat kolundan tutulması ve yatağa itilmesiyle ne yapacağını şaşırmış, bileğinden tutup elini sinirle sallayan Hansol'a korkuyla bakmaya başlamştı.
"Yüzüğün nerde?"
Korkutucu derece sakin bir şekilde gözlerine bakan Hansol'un takındığı tavır yüzünden bedeni titrerken bileğini sinirle sıkan eşinden kurtarmak adına geri çekti Dejun fakat Hansol oldukça güçlü ve asabiydi.
"Hansol-"
"Yüzüğün nerede dedim?"
Hareleri koyulaşan beden üzerine daha fazla eğilince Dejun korkuyla gözlerini kapattı.
"Duşa giriyorum diye çıkarmıştım, aynanın önünde."
Hışımla üzerinden kalkan Hansol aynanın önündeki gümüş halkayı aldığı gibi dirseklerinin üzerinde duran bedenin üstüne yeniden çıkmış, yüzüğü parmağına sertçe taktıktan sonra koyu harelerini altındaki bedenin titrek bakışlarıyla birleştirmişti.
"Ne olursa olsun çıkmayacak bu yüzük, anladın mı beni? Saçma kaprislerin kimsenin umurunda değil."
✧✧✧
İki bölümdür yorum yapan yok üzüyorsunuz Yehshen'inizi (ಥ-ಥ)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
action figure | hanjun
Action"Orada sahnelerde zıplayıp duran zalim aksiyon figürleri gibiydin, şimdiyse miyavlayan yavru bir kediden farkın yok." ✧✧✧ Nectar [Kunren] kitabındaki Hanjun çifti için yazılmış bir minific. Kitaplar birbirine bağlantılı, önce Nectar'ı okuyunuz lütfe...