9

170 17 30
                                    

"Bir ajan ismi belirlemelisin."

"Ben ajan değilim Hansol."

"Ama belirlemelisin."

Beklentiyle kendisine bakan bedene doğru derin bir nefes veren Dejun kitap okumasını bölen eşi yüzünden sinirliydi. Zaten kendine ayırdığı sayılı vakitlerden birindeydi, bu saatlerde Hansol'un belgeleriyle uğraşması gerekmez miydi?

"Nongmei nasıl?" (Kalın kaş.)

"Bunu iltifat olarak düşünmek istiyorum."

Okumaya ara veren Dejun kitabı kapatıp kalın kaşlarını çattı, bu durum Hansol'un gülmesine neden olmuştu.

"Peki Xinggan Xiaoji nasıl?" (Seksi Piliç)

"Komik değilsin."

Derin bir nefes verip düşünmeye devam etti Hansol, uygun bir isim bulup Dejun'a öyle seslenmeyi düşünüyordu çünkü doğum adının (Dejun) sadece kendisine özel olmasını istiyordu.

"Şuna ne dersin-"

"Xiaojun." Dedi Dejun derin bir nefes verip. Hansol şaşkınlıkla eşine bakıyordu. "Eskiden oynadığım oyunlarda da bu ismi kullanırdım çünkü bana yakıştığını düşünürdüm."

Beğeniyle başını sallayıp onayladı Hansol da. Beğenmişti ve telaffuzu da akılda kalıcıydı.

"Benim küçük Xiaojun'um..." Dejun'un minik bedenini kolları arasına alan Hansol eşinin boynuna neşeyle öpücük kondururken Dejun biraz ilerde oturan ve onlara onaylamaz bakışlar atan Yuta ile bakışıyordu.

"Hansol, Yuta sanırım imzalamadığın belgeler olduğu için buraya kinle bakıyor."

Dejun'u rahat bırakıp Yuta'ya döndü Hansol, kırmızı saçlı bedenin gözlerinden adeta alev çıkıyordu.

"Ah, bugün Sicheng ile buluşmasına izin vermedim, ondan kinli bana."

Başını iki yana sallayıp kitabına geri döndü Dejun. "İzin vermezsen seni öldürecekmiş gibi duruyor."

"Sence izin vermeli miyim?"

"Neden vermiyorsun ki? Yapılacak bir şeyi yok zaten, sabahtan beri tek yaptığı seni gözleriyle tekrar tekrar öldürmek."

Dejun umursamaz bir tavırla kitabını okumaya devam ederken kafasını gülümseyerek salladı Hansol.

"Haklısın, izin vereyim de gitsin." Yuta'ya doğru ilerlerken dudaklarını ufak bir sırıtış sarmıştı yeşil saçlı bedenin. "Hem böylece evde yalnız kalırız."

✧✧✧

Yuta gideli sadece on beş dakika oluyordu ki, kendisini Hansol'un altında inlerken bulmuştu Dejun.

Sessizce kitabını okuyordu ve pusuya düşürülmüştü, ne olduğunu kendisi bile anlamadan dudakları esir edilmiş, bedeni zangır zangır titremeye başlamıştı. Hansol öyle ustaydı ki dilini kullanmakta, Dejun daha ön sevişmede boşalacağını sanmıştı.

"Sakin olmalısın."

Hansol burnunu dikleşmiş tepeciğine sürttüğünde Dejun inlememek için dişlerini sıkmıştı lakin Hansol göğüs çevresine öpücükler kondurmaya başladığında daha fazla tutamamıştı kendini.

Bir süre sonra odayı vücutlarının birbirine çarpma, öpücük ve inleme sesleri sararken Dejun zevkten ağlıyor, Hansol ise altındaki bedenin güzel görüntüsüne ölüp ölüp bitiyordu.

Xiao Dejun öyle güzeldi ki, Ji Hansol çok şanslı hissediyordu kendini.

"Hansol..."

"Daha yeni başlıyoruz Dejun, bunu biliyorsun değil mi?"

Gözleri yaşlı beden başını sallarken sırıttı ve yeniden itti kendini sıcak mağaraya doğru, ahenkli bir çığlık yükseldi altında titreyen bedenden.

"Dayanamıyorum..."

Dejun'un sızlanmasıyla gözyaşlarından öpen Hansol derin bir nefes verdi.

"Ben de..."

"O maskeyi indirdiğinden beri dayanamıyorum, uzak kalamıyorum senden."

"Hansol!"

"Bitiyor birazdan..."

"Hiç bitmese, hep kollarımın arasında olsan keşke."

"Ca-Canım yanıyor-"

"Dayan."

"Benim küçük Xiaojun'um..."

"Ah!"

✧✧✧

✧✧✧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
action figure | hanjun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin