Bir süre sonra Şebnem uyandı, kafasını kaldırdı, koltukta oturan çocuklara baktı, onlarda Şebnem'in ne diyeceğini merakla bekliyorlardı. Şebnem kafasını tekrar Selim'in göğsüne yerleştirdi, uykulu bir şekilde
Ş: affettim, affettim bakmayın öyle
Diyince Selim sevinçle ayağa kalktı Şebnem'in kafası yere düştü
Ş: ya Selim odun musun ya, öyle kalkılır mı insan bir haber verir
S: pa-pardon ya
Diyerek oturdu ve eski hallerine döndüler. Hepside çok sevinmişti. Bir süre sessizlik oldu, sessizliği Özgür bozdu
Ö: ee şimdi ne yapıcaz, kutlamicaz mı, hadi bir yerlere gidelim
A: çok iyi olur
Hepside hazırlanıp evin yakınındaki kafeye gittiler. Hepside yerlerine oturup siparişlerini verdi. Bol çikolatalı pasta yiyeceklerdi, gelir gelmez başladılar yemeye. Karşı masadaki kız ise yüzüne durmadan pudra sürüyordu, bu Şebnem Gürsoy'un gözünden hiç kaçar mıydı, farkeder etmez başladu konuşmaya
Ş: aa ama ya, makyajında bir sınırı var, karşı masada ki kadının kollarına bakın yüzüne bakın. Sanki siyah pantolona çamaşır suyu damlamış gibi, hayır sen esmersin, görünüşe göre çokda tatlı bir tipin var, niye pudra sürersinki, güzelim tip kaymış resmen
K: aman Şebo ya, napcan sen pastanı yemene bak
A: bencede
S: belki o öyle seviyordur, gmrme sen onu
Gibi sözlere aldırmadan masadan kalktı
Ş: geliyorum
Dedi ve bir şey söylemelerine izin vermeden kızın yanına gidip oturdu, el sıkışarak tanıştılar
Ş: merhaba, ben Şebnem Gürsoy
M: merhaba, Mısra Niğda
Ş: şimdi siz bana neden gelip oturdun diyeceksiniz, açıklicam ama ondan önce kimi bekliyosun acaba
M: neden soruyorsunuz
Ş: ya sen söyle bi, niye pudra sürüyosun
M: sevdiğim bir çocuk var ama o açık tenlilerden hoşlanıyor, ben esmerim, onunla buluşucaz
Ş: Canım sen o pudrayla beyaz tenli olmaya çalışmışsın ama rahmetli olmuşsun mekanın cennet olsun. Al şunu temizle bakayım yüzünü
Diyerek bir tane ıslak mendil uzattı kıza, o da dediğini yapıyordu, tanımadığı birine güveniyordu şu anda ama nedense sanki Şebnem'de ona iyi gelecek şeyler varnış gibi hissediyordu, yüzünü temizledi. Şebnem çantasından makyaj malzemelerini çıkarıp hafif bir makyaj yaptı ve konuşmasına devam etti
Ş: bana güvenebilirsin, zaten bu saatten sonra güvensende güvenmesende çok geç neyse, bak böyle çok güzel oldun, seni sen olduğun için seven biriyle birlikte olmanı tavsiye ederim, sırf esmersin diye seninle sevgili olmazsa da takma, senin sevgini haketmiyor demektir
Dedi ve kızın bir şey söylemesine izin vermeden masadan kalktı
Ş: hırkanıda çıkart
Diye ekledikten sonra yerine geçti, kız hırkasını çıkarttı ve sevdiği çocuk karşısındaydı. Şebnem ise pastasını yerken onları izliyordu, mutlu gözüküyorlardı
C: on numara kız oldu Şebo
K: anlamadım
C: yani idare eder, bir sen olamaz ama
Kainat tebessüm ettikten sonra Almilla devam etti
A: sen bu ilin kitabını yazatsın Şebnem
Ş: yazarım tabiki, sırf sevdiği çocuk içinmiş o kadar pudra
Ö: çocuk pudralı mı seviyormuş
Ş: hayır salakcım, çovuk beyaz tenlilerden hoşlanıyormuş ondan basmış yüzüne pudrayı
S: ee nasıl sildirdin
Ş: seni sen olduğun için seven biriyle birlikte olmanı tavsiye ederim, sırf esmersin diye seninle sevgili olmazsa da takma, senin sevgini haketmiyor demektir dedim, zaten bunları söylemeden önce silmişti, bu güzelliğimle erkekleri etkilediğim gibi hemcinslerimi de etkileyebiliyorum Selimcim
S: yerler seni ya, şu sıfata bakar mısınız, etkilenmemek elde mi
C: değil, şey ya-yani herhangi bir erkeği etkileyebilecek potansiyele fazlasıyla sahip
K: güzellik ya
A: tatlılık abidesi
Ö: seninde dediğin gibi arkadaşkarın besti
C: biz kimiz ki
Ö: valla Şebo'nun yeri ayrı, beni Almilloşumla barıştırdı
Ş: hiç mütevazi olamicam, tabiki öyleyim
Karşı masada oturan Mısra ile adam kafeden çıktılar, mutlu gözüküyorlardı, sonra Şebnem'in omzuna bir el dokundu, o el Mısraya aitti
Ş: aa sen şimdi çıkmadın mı daha
M: sana teşekkür etmek için döndüm, beni tatlı buldu, esmer şekeriymişim, çok sağol ya, hala böyle insanların olmaı çok güzel, sorun olmazsa telefon numaranı verir misin, sana ihtiyacım olabilir
Ş: tabiki, yedi yirmidört arayabilirsin
M: tekrar çok teşekkür ederim sağol ya, birtanesin
Diyip yanağına bir öpücük kondurdu va çıktı, Şebnem'i daha önceden tanımadığı bir kız tarafından sevilmek biraz şaşırtmıştı ama çok mutlu etmişti
Ş: valla öptü
S: tabi öper şu yanaklara bak ya
Ş: hayatım, tamam anladım güzelim ama sence de bu kadar yetmez mi
S: yetmez, belki bir kere sarılırsan
Şebnem sımsıkı sarıldı Selim'e, Selim'de Şebnem'e sımsıkı sarıldı. Hesabı da ödeyip eve geldiler.
A: bizim size söylememiz gereken bşr şey var
S: nereye gidiyorsunuz yine
A: bir yere gideceğimizi nerden bildin
S: bunu bilmek için müeccin olmaya gerek yok ki, neredeyse iki ayda bir kesin bir yerlere gidiyorsunuz, bu sefer nereye
Ö: bu sefer biraz daha uzun olacak, bir aylığına Karadenize gidiyoruz, kamp yapıcaz, teknolojik alet yasak, doğayla iç içe olucaz
Ş: yani bir ay konuşamicak mıyız
A: hayır
K: ne zaman gidiyorsunuz
Ö: aa hadi Almilloşum geç bile kalıyoruz
Dedikten sonra hemen yukarı çıkıp önceden hazırladıkları bavullarını indirdiler, hepsiyle vedalaştılar ve bir taksiye atlayıp gittiler. Şebnem ile Selim koltuğa geçti, Can ile Kainat da kahve yaptıktan sonra yanlarına geldi. Oturup kahve içiyorlardı, Selim Şebnemle konuşup gülüşüyordu, Kainat televizyona bakıyordu, Can ise Selimgile. Sonra Can Selim'e soru sorunca hepside birbirleriyle konuşmaya başladılar
C: Selim, geldiğin yer nasıldı, havası falan iyi miydi
S: nerden çıktı şimdi
C: yok abi öylesine sordum, velki hep beraber gideriz
S: bilmem pek anlayamadım
C: altı sene orda kaldın ve anlayamadın
S: abi ne kastetmeye çalışıyon
C: hiçbir şey kastetmiyorum Selim
K: tamam ya gerilmeyin şimdi
Şebnem'de Selim'e döndü, elini yanağına koydu, okşayarak konuşmaya başladı
Ş: sakin ol hayatım
Can'a bakarak devam etti
Ş: gerginliğe lüzum yok
C: ben naptım ya, o gerdi ortamı ben sadece soru sordum
S: ben mi , neyin vae senin
Ş: evet sende bir şeyler var sanki
C: ben iyiyim sende bir şeyler var herhalde Şebnem, nasıl affettiysen
S: ne diyon sen ya
Ş: sakin ol hayatım, gel biz seninle yukarıya çıkalım, film izleyelim, seninle sonra kobuşucaz Can
Diyip yukarıya çıktılar, Can yanında i yastığı fırlattı
C: kahretsin
K: noldu hayatım sana, iyi misin
C: sinirkiyim zaten, senden çıkarmayayım, lütfen konuşmaBiraz kısa oldu kusura bakmayın, yorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)
RandomYıllar önce terkedilen bir kadındı. Tam eşini bulmuşken yanlış anlaşılmalar sonucunda kaybetmişti. Buna yaşamak denirse yaşıyordu işte.