TATİL

1.4K 83 8
                                    

K: ya bak ne dicem Aras'a bir kaç saat Selimgil baksa da bizde bir denize girsek, plaja gitsek
Ş: bakabilecekler mi
S: bakarız tabi prenses, demi oğlum
Ş: iyi al, bakın ikinizede söylüyorum döndüğümde çocuğumu böyle görmek istiyorum, biberonu bezi her şeyi orda, bir şey olursa ararsınız, Can paşam Selimden önce sana emanet
C: emredersiniz komutanım
Ş: aferin asker
K: hadi gidelim
Ş: gidelim
Dedi ve kol kola girerek otelden çıktılar
K: Selim arkandan geliyodu, ne konuştunuz, ne dedi
Ş: işte birisi beni öldürmekle tehdit etmişte, bırak demişte falan filan
K: ne yani inanmadın mı
Ş: inandım tabi de, bilmiyorum ya
K: herş şey harfiyen doğrudur eminim, Can şahit ya
Ş: derken, sen biliyo muydun
K: şeyy, yani
Ş: kıvırma kıvırma
K: tamam ya biliyodum, Can anlattı, o bizzat şahit, Selim adamın önünde diz çöküp ağlamış resmen, yapma demiş, bunu isteme demiş ama nafile
Ş: ne olursa olsun baştan anlatmalıydı, ayrıca kaç kere bana seni sevmiyorum dedi, dün sen gördün nasıl davrandığını, şimdide çok seviyorum diyo
K: çünkü seviyor, biliyosun
Ş: ya tamam biliyorum ama son günlerde çok tuhaftı
K: anlattıya, söyledi nedenini
Ş: öyle değil işte, ya ne biliyim aman, hadi gel bak deniz çok güzel girelim
K: dur bir dakika, affettin demi
Ş: affettim, zaten suçsuzmuş şebek, zır durumdaymış ama o kadar ağlattı, azcık sürtsün burnu
K: affettin ya gerisi önemli değil
Şebnem ile Kainat denize girdi, Can ile Selim de odaya çıktılar, Aras'a bakıyorlardı
S: oğlum ya neden ağlıyosun ha
C: altına mı yaptı acaba
S: şimdi karnını doyurduk değiştirdik altını
C: bir yeri falan mı acıyor acaba
S: bilmem ki, gel bakalım
Diyerek kucağına aldı ama ağlamaya devam ediyordu
C: bana versene bak ben susturucam şimdi
Diyerek Aras'ı aldı ve odanın içerisinde gezdirmeye başladı, susmuştu
S: küçük beyimmizin canımı sıkılmış, demek pndan ağlıyormuş
C: işte ben abi ya, nasılda sorunları hemen çözüyorum
S: tabi tabi
Birkaç saat sonra artık kucaklarına dolandırmaktan yorulmuşlardı, yatırıncada ağlıyordu, kucaklarında sallıyordu ama uyumamakta direniyordu, aşağıya inmişlerdi, yukarıya çıkmak için asansör bekliyorlardı, Can Kainat ile Şebnem'i çağırmaya gitmişti, bu sırada Selim'in etrafına kızlar toplanmıştı, Aras'ı seviyorlardı, tabi bir gözleride Selimdeydi
Z: sizin mi
S: evet
Y: maşalah çok tatlı aynı babası
Şebnem gördü ve elindeki küçük çantayı Kainat'a verdi
Ş: bak ya, tut şunu Kainat
Hızlıca Selimgilin yanına gittş, geçiyim diyerek aralarından geçti kızların, sonra Aras'ı kucağına aldı
Ş: gel oğlum, sizde dağılın toplanmışsınız, hiç çocuk görmediniz mi, tabi benim oğlum gibi taylısını bulamazsınız ama bunaltmışsınız, hadi açılın bir gidin
Kızlar dağıldılar, Cangilde gelmişti
Ş: oğlumu kötü emellerine alet etmesene
S: biz asansör bekliyorduk, onlar geldi
Ş: gidin diyemedin mi
S: kıskandın mı
Ş: hah, tabiki hayır be, ne kıskanıcam seni, ne halin varsa gör
Dedi asansör açıldı, hepside bindi, Selim biniyordu
Ş: hoop nereye, gördüğün gibi dört kişilik yazıyor, hadi sen diğeriyle gel
S: üç kişisiniz ama
Ş: Aras var, onu niye saymıyon, hadi Selim
Diyerek düğmeye bastı, bir iki dakika sonra asansörden indi ve odaya geldiler, Kainat eşyalarını topluyordu
Ş: hayırdır tatlım nereye
K: e Can'ın yanına, siz Selimle kalın, ilk defa Canla aynı yatakta yatıcam, bu fırsatı kaçıramam kusura bakma
Ş: bak sen, kötü bir şey yapayım deme ha ona göre
K: yapmam tabiki, evlenmeden olmaz, en fazla sarılarak uyuruz, ben gittim
Ş: Kainat-
Şebnem'in konuşmasına izin vermeden çıktı Kainat, Selim geldi
S: ben geldim
Ş: iyi gel, Aras ağlıyor uykusu geldi galiba baksana, ben de şuraları tolayayım
S: tamam
Dedi kucağına aldı ve sallamaya başladı
S: hadi Aras, hadi oğlum, hadi paşam uyu, ya Şebnem uyumuyor, sabahtan beri ne zaman yatırsak ağlıyor, ancak dolaştırınca susuyor, dolaştırsak mı
Ş: çocuğun hykusu var Selim görmüyo musun nasıl esniyo, ben senin o minik ağzını yerim gel bakalım
Diyerek aldı kucağına, yatağın kenarına oturdu, sallamaya başladı kucağında, Aras susmuştu
Ş: benim aşkımın uykusu mu gelmiş, kıyamam, hadi uyu annecim
S: sustu
Ş: evet, uyudu neredeyse
S: nasıl ya, biz sabahtan beri çok uğraaştık Canla ama uyumadı
Ş: biz buna anne kokusu diyoruz canım, küçücük bebek, tabi ki annesinin kucağında uyuyacak, aslında seninkinde de uyuyabilirdi ama sen becerememişsin
Diyerek Aras'ı yatağa yatırdı, kendiside yanına uzandı, Selim de Aras'ın diğer tarafına yattı
Ş: suratıma bakmayı kessen de bende uyusam akşam yemeğine kadar
Selim gözlerini kapattı, Şebnem kapatınca geri açtı, sonra Şebnem de açtı
Ş: off Selim, gel oğlum
Diyerek Aras'ı yavaşça diğer tarafına aldı, kenarına yastık koydu ve bir eliyle yavaşça düşmesini engellemek için sarıldı, Selim'e arkasıbı döndü, bir süre sonra Selim de Şebnem'i uyudu sanarak Şebnem'e sarıldı, Şebnem'in gözleri kapalıydı, Selim'in kokusunu alabiliyordu, ona sarılmak çok iyi gelmişti, ititraz etmedi, Selim başına kokusunu çekerek bir öpücük kondurdu
S: iyi uykular prenses
Şebnem istemsizce gülümsedi, sonra uyuduğu aklına geldi ve bozuntuya vermedi, Şebnem oğluna, Selim ise Şebnem'e sarılıyordu derken uyudular. Şebnem gözlerini açtığında kendini Selim'in kollarında buldu, kafasını göğsüne koymuş sımsıkı sarılmıştı, uyandığını belli etmeden yan tarafta uyuyan oğluna baktı, sonra önüne döndü ve gözlerini kapattı, hiç uyanmamış gibi, sonra Selim uyandı, baktı Şebnem ona sarılıyor daha da sıkı sarıldı, kokusunu içine çekti, Aras'a bakarak konuşmaya başladı
S: böyle anne kokusuna can kurban be, nasıl da güzel
Şebnem güldü, sonra yüzünü düzeltti yeni uyanmış gibi yaptı
Ş: sen napıyon, girmişsin dibime az git
S: farkındaysan sen bana sarılmışsın, çok mu özledin
Ş: uylu hali, olabilir ayrıca ne özlemesi tabiki özlemedim
S: yapma artık Şebnem, ogün Selim beni hala seviyor diye seviniyordun, bak seviyorum işte
Ş: sonrasında ne oldu gördük
Tam kalkıyordu ki Selim tutup çekti ve Şebnem'i yatırdı
S: Seni çok seviyorum Şebnem Gürsoy İnan
Diyerek dudaklarına yapıştı, Şebnem karşılık vermemek için kendini zor tutuyordu, çekilmeye çalışıyordu ama Selim izin vermiyordu, sonra Selim çekildi
S: hadi ama prenses, beni seviyorsun biliyorum, tutma kendini
Tekrar yapıştı dudağına, bu sefer zorda olsa Şebnem çekildi
Ş: kim demiş acaba, birazdan yemeğe inicez, git üzerini değiştir
S: of tamam
diyerek kalktı, tişörtünü çıkatıyordu ki Şebnem durdurdu
Ş: burda değiştirmsyi düşünnüyordun herhalde
S: başka napıcam
Ş: git banyoda değiştir
S: sanki hiç görmedin, dayanamam diye mi korkuyorsun
Dedi çarpık gülümsemesiyle
Ş: sapık, hayır, bir kere o kaslar şişme, yapma, niye dayanamayayım ki hah
Selim banyoya gitti, pantolonunu değiştirdi, tişörtünü içeride unuttuğıunu anladı ve banyodan çıktı, Şebnem görünce önce duraksadı, sonra kafasını çevirdi
Ş: gezibmesene böyle, niye giymedin üstünü
S: burada kalmış, hem sen neden bu kadar takıldın ki
Ş: sebi görmek iatenediğim için olabilir mi
Selim Şebnem'e yaklaştı ve kafasını göğsüne yasladı
S: dayanamıyorsun demi
Şebnem gözlerini kapattı, yutkundu, derin bir nefes aldı, Selim'i itti
Ş: tişörtünü giy çabuk
Dedi, Selim banyoya gitti, Şebnem ise yatağın kenarına oturdu, çarşafı eliyle kavramış sıkıyordu
Ş: Allah'ım yardım et ya lütfen, bir kaç gün daha sonra affedicem, dayanamıyorum bir daha yapmasın lütfen
Selim geldi
S: hadi inelim Can mesaj attı onlar aşağıdalarmış
Şebnem Aras'ı bebek arabasına bindirdi, Selim kapıyı açtı, asansöre bindiler ve bir kaç dakika sonra indiler, Şebnem önden çıktı, Selim'e döndü
Ş: kimse vazgeçilmez değildir
Diyerek Kainatgilin yanına ilerledi. Selim bir an için duraksadı
S: gerçekten her şey buraya kadar mıydı
Dedi ve Can'ın onu çağırdığını farketti, zorda olsa gülerek yanlarına gitti.

Yorumlarınızo bekliyorum :)(:

KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin