Sabah ilk uyanan yine Kainat oldu, masayı hazırladı, diğelerinide uyandırdı ve kahvaltıya oturdular
Ş: Almillagil yok mu
K: ikisinin odasına da baktım yoklardı
C: ben Özgür'ü arayayım
Ş: dur sen ben ilk Almillayı arayayım da
Dedi ve Almillayı aradı, ikinci çalışta açtı
Ş: günaydın tatlış
.....
Ş: kahvaltıya oturduk biz, siz nerdesiniz, dün gelmediniz mi eve
.....
Ş: gerçekten mi, çok üzüldüm ya, geçmiş olsun dileklerimi ilet, çocuklarda geçmiş olsun diyor bak
.....
Ş: ya ben iyiym sen bırak beni şimdi, inşallah bir an önce iyi olur, hadi selam söyle
.....
Ş: görüşürüz canım
K: nolmuş
Ş: Özgür'ün annesi rahatsızlanmış, acilen oraya gitmeleri gerekmiş, ne zaman dönecekleri belli değilmiş
K: ayy canım ya, Allah şifa versin
C: amin hayatım
S: amin, inşallah
Ş: off hayatımız çok rutin ya
K: emin misin
Ş: dün geceyi saymazsak evet, ihtiyaçlarımız dışında hep şu koltuklarda oturuyoruz, dışarıya mı çıksak acaba
C: olur, hem bize de değişiklik olur
K: bildiğim çok güzel bir kafe var oraya gidelim mi
Ş: bence biz tekneyle açılalım
S: nerden bulucaz tekneyi
Ş: bir telefonuma bakar, ne dersiniz
S: o zaman olur
C/K: olur
Ş: hemen arıyorum
Dedi ve rehberinden Fatih amcayı bulup aradı, ilk çalışta açtı
Ş: günaydın amcaların birtanesi, en tontonu
....
Ş: Hep aynı soru "nasılsın" ve hep aynı yalan "iyiyim", bugünde iyiyim sen nasılsın
....
Ş: yok bir şey ya ne olsun bildiğin şeyler
.....
Ş: döndü
Dedi bıkmış bir tavırla
.....
Ş: neyse ya bırakalım şimdi onu bunuda şey dicektim ben, biz arkadaşlarla iki üç günlüğüne açılalım dedikte eğer tekne müsaitse-
.....
Ş: ya ben sana boşuna mı birtanesin diyorum amcaların en duayeni
....
Ş: tamam görüşürüz, tekrar çok sağol
Diyerek kapattı telefonu
Ş: evet kahvaltıdan sonra çekiyoruz
K: neyi çekiyoruz kuzum
Ş: çıkıyoruz dicektim ya kafa mı kaldı bende, hadi yiyin hemen
Kısa sürede kahvaltılarını yaptılar, Şebnem hariç üçününde bir bavulu vardı, Şebnem'in iki taneydi, bir de yanında küçük vardı. Taksiye atlayıp marinaya geldiler, tekneyi bulup bindiler ve kaptana hazır olduklarını söyledikten sonra denize açılmaya başladılar. Kara gitgide gözden kayboluyordu derken tamamen kaybolmuştu. Eşyalarını odalarına yerleştirdikten sonra teknenin ön tarafına geldiler ve güneşe karşı oturdular, hava ne soğuk nede sıcaktı, ılık ılık esiyordu rüzgar.
Ş: oh be iyi ki gelmişiz
K: aynen ya iyi akıl etmişsin
C: sevgilim biz içeriye geçelim mi şimdi en sevdiğimiz dizi başlicak
K: ayy yarım saat oldu bile çabuk
Diyerek geçtiler içeriye, Selim ile Şebnem yalnız kalmıştı
S: Şebnem
Ş: efendim
S: biliyorum beni affet demeye hakkım yok ama beni affedebilecek misin? Kızdın, kırıldın, sinirlendin, hatta benden nefret de etmiş olabilirsin ama ben seni hep sevdim Şebnem, senin canın bir yandıysa, benim canım bin yandı
Ş: Ben her gece ağlaya ağlaya sana kızarak uyudum. Ve her sabaha seni en başından severek uyandım. Bu canımı nasıl yakıyor biliyor musun? Ama nerden bilebilirsinki, sen hiç terkedilmedin
S: Şebnem giderek hayatımın en büyük hatasını yaptım biliyorum. Benide anlamaya çalış, o fotoğrafları gördükten sonra yıkıldım ama seni sevmekten hiç vazgeçmedim
Ş: o zaman neden evlendin o güzel! karınla
S: beni seviyordu, sen yokken bir yanım hep yarımdı, sonra karşıma o çıktı, yerini doldurmadı belki ama iyi anlaştık, baktık ki bir süre sonra arkadaş gibiyiz boşanmaya karar verdik, arkadaş olduk
Ş: Seni herkes; sevebilir, aşık olabilir veya senin için saatlerce ağlayabilir. Ama seni kimse benim beklediğim kadar beklemez. Bunu unutma Selim.
S: biliyorum
Ş: Benim seni sevişim gibi, senin başka birini sevişini gördüm. Yaktı geçti. Dayanamadım Selim, sarılışını, aşkım diyişini duyunca daha çok yandı canım
S: nerde gördün, farklı yerlerdeydik
Ş: dayanamadım kalktım geldim senin yanına, baktım elini omzuna atmışsın yanındaki kızın, bir süre takip ettim, bakışını, konuşuşunu gördüm, sonrası malum, yine bana hasret yine bana hüsran, sevmeseydim gelmezdim, beklemezdim
S: tamam haklısın, hatta eşeklik ettim ama sen benim yerimde olsan ne yapardın, o fotoğrafları gördükten sonra nasıl davranmamı bekliyordun, her şey ortadaydı o fotoğraflarda, ben de sandım ki beni aldatıyosun
Ş: sen beni tanıyamamışsın zaten, ben değil seni aldatmak seni kaybederim diye kimsenin gözüne bakmıyordum bile, yanlış anlarsın diye ama neden korktuysam hepside başıma geldi
S: belki geçen yılları geri getiremem ama güzel bir gelecek kurabilirim sana. Unuttururum geçmişi, sadece bir şans daha
Ş: kim söylemişti bilmiyorum ama ikinci şans her zaman iyi değildir, birincisinde yakab ikincisinde öldürebilir diye bir söz var bilir misin, ya ölürsem Selim, sana bir daha güvenebilecek miyim bilmiyorum
S: afettim de, sevgili olalum da demiyorum, direk evlenelim, prensesim ol
Ş: prenses olmak için seninle evlenmeme gerek yok, ben zaten kralın kızıyım dicem ama nerde öyle baba, ben kraliçenin kızıyım, siz erkekler hep aynısınız zaten, babamda bizi terkedip gitmişti, sen de gittin
S: ama bak ben geri geldim
Ş: Selim ben çok yoruldum, özlemekten, birilerinin beni sevmemesinde, bana değer vermeyenleri sevmekten yoruldum. O altı sene ölüm gibiydi, ne yaşadığımı bir ben bir de Allah bilir. Çocuklar olmasa belki şuan burda oturmuş konuşuyor olmazdık bile. Ben seni çok sevdim inkar etmiyorum, halada seviyorum ama tekrar kırılmaktan korkuyorum, gücüm kalmadı artık. Eğer seni unutsaydım zaten altı yıl içinde evlenir hatta ilk çocuğumu kucağıma almış olurdum, ikinciside yolda olurdu. Benim artık savaşmaya gücüm kalmadı, kapattığımız defteri tekrar tekrar açmaktan yoruldum. Biliyosun sende bu beni ilk terkedişin değil. Tamam diğerleri buna göre çok kısaydı ama artık sende alışkanlık mı oldu desem ne desem bilmiyorum, kızınca, küsünce, dinlemeden anlamadan çekip gidiyosun. Bir daha olursa kaldıramam
S: bir daha ol-
Ş: izin ver bitireyim, ne defterde boş sayfa kaldı, ne de benim yeni bir sayfa açacak halim, o defter kaç cilt oldu Selim, taşıyamıyorum artık. Bu arada teşşekkür ederim benim sana olan güvenimi bir kez daha sarstığın için. Ben artık böyle şeylerle uğraşmak istemiyorum, evlenmek, çocuğumu kucağıma almak istiyorum, biliyorsun çocukları çok severim. Ben artık kendime yeni bir sayfa açmak istiyorum, yeni biriyle, yeni bir deftere. Sözün özü Selimcim, ben seni bekledim ama o tren kaçtı, sen beni bekleme, yeni birisiyle belki daha mutlu olurum, belki seb daha mutlu olursun ama en azından birimiz mutlu olur, şu an ikimizinde hali ortada. Bak Selim, babamdan sonra aşık olduğum tek adamdın, hep öyle kalacaksın, yeni biri girse bile hayatıma, hiç kimseyi senin kadar çok sevmeyeceğim, bu arada seni benden daha fazla kim sevebilirki diyen olursa onlara benden bahset, arkadaşın olarak
Dedi ve kalktı, odasına gitti. Selim bir şey söylememişti, hala seviyorum diyordu ama başka birisiyle olmaktan bahsediyordu, anlamıştı aslında,söyleyecek bir şeyi, verecek bir cevabı yoktu belki de, arkasına yaslandı, Şebnem'in her söylediği cümle ona bıçak gibi saplanmıştı, mutsuzdu. Şebnem ise odasına çıkıp yatağa uzandı, eline kitabını aldı ama okuyamadı, müzik dinlemeye başladı. Saatker geçmiş akşam yemeği vakti gelmişti, masayı Can ile Kainat hazırlamıştı, Selim oturduğu yerden kalkmamıştı, Şebnem ise odasından çıkmamıştı, derken hepside masaya oturdular.
K: hadin afiyet olsun
Selim ile Şebnem tabağındakileri yemek yerine çatalla oynuyordu
C: neyiniz var sizin noldu
S: benim malum biliyosunuz, Şebnem de benim yüzümden
Şebnem çatalı çarparak masaya bıraktı
Ş: ya sen kendini dünyanın merkezi mi sanıyorsun, bak bu iki oldu Selim, benim senden başka işim yok sanki
S: düzgünce söyleyebilirsin niye bağırıyorsun
Ş: çünkü her şey senden ibaret sanıyorsun
S: öyle bir şey sanmıyorum ben, sabah konuştuklarımızdan dolayı böyle olduğunu düşündüm ne var bunda
Ş: konuştuk bitti Selim, lütfen seninle tartışmak istemiyorum uzatma
S: ben mi uzatıyorum
Ş: evet şu an sen uzatıyorsun
S: size afiyet olsun
Dedi ve kalktı Selim, kapıdan çıkıyordu ki Şevnem seslendi
Ş: Selim
Selim Şebnem'e döndü
Ş: yine aynı şeyi yapıyorsun, gidiyosun
Selim sinirle çıktı, kapıyı çarptı, teknenin arkasındaki koltuklardan birisine oturdu. Kainatgil ise Şebnem'e bir şey söylememişti, yemek bitti, Can Selim'in yanına gitti, Şebnem ile Kainat ise içeride oturuyordu.
K: neyin var Şebnem
Ş: yok bir şeyim ya
K: Şebnem doğru söyle Selim ile ilgili mi
Şebnem sesini yükseltmişti
Ş: bana atık Selim diyip durmayın ya
K: ya daha geçen hafta Selim diye ağlayan sen değil miydin, şimdi döndü, yanında, seni seviyor
Ş: ben sevmiyorsam, vazgeçtiysem
K: hadi ama Şebnem, bal gibi de seviyorsun işte, ayrıca ne konuştunuz siz
Ş: ya iişteseviyorum, bir daha bırakmicam özür dilerim falan dedi
K: sen ne dedin
Ş: ben de artık beraber olamayacağımızı, başka insablarla daha mutlu olacağımızı, hayatımda yeni kişilerle, yeni bir sayfa açmak istediğimi söyledim
K: o ne dedi
Ş: hiç bir şey
K: ee sen demissin her şeyi çocuk ne desin
Ş: Kainat birazda beni anlasan, gördün onsuzken nasıl perişan olduğumu
K: bende onu diyorum ya hayatım, sen Selimsiz yapamassın
Ş: her seferinde çekip gitmesinden bıktım, ilk okul çocuğu gibi her şeye fırtıyor, kızınca, küsünce alıp başını gidiyor
K: sende haklısın ne diyim, sıkma sen o güzel canını
Ş: iyi ki varsın
K: sende iyi ki varsın kuzum
Canla da Selim konuşmaya başlamıştı
C: ne konuştunuz abi
S: özür falan diledim, gitmicem bir daha falan dedim ama olmaz dedi, yeni kişilerle yeni sayfa açmak istiyorum dedi, beraber mutlu olamayacağımızı söyledi, bunun gibi şeyler işte
C: ya bakma sen ona, bilmez misin o sana kıyamaz, hem Şebnem bu ne zaman ne yapacağı belli olmaz
S: haklısın
C: haklıyım tabi
Konuştular derken herkes yatmıştı, sabah ilk uyanan Şebnem olmuştu, kahvaltıyı hazırladı, sonrada diğerleri uyandı
C: döktürmüşsün Şebo
K/S: ellerine sağlık
Ş: afiyet olsun
Lahvaltılarını yapıyorlardı, sonra teknenin yanına bir deniz aracı yaklaştı, kayığa benziyordu, Şebnem seslendi
Ş: geldim bir dakika
X: tamam abla bekliyoruz
Ş: aa ne ablası be, ben senin kızın yaşındayım
K: nereye kuzum
Ş: benim eğlencem buraya kadar, burda duvarlar üstüme üstüme gelmeye başladı, ben kaçar
Dur demelerine kalmadan geçmişti bile o adamın yanına, adam kıyıya doğru sürmeye başladı
S: Şebnem dursana
Ş: siz keyfinize bakın, istediğiniz zaman dönün veni merak etmeyin
Dedi ve gözden kayboldu, bir saat sonra kıyıdaydı
Ş: ay sonunda ne yavaşmış bu şey
X: sizin tekneye benzemez bu ablacım
Ş: ne ablası ya taktı ablaya
Dedi ve bir taksiye atlayıp eve gitti. Cangil ise dönmeye karar vermişlerdi ki, onlar kıyıdan uzaklaştıklarından beri onlarla aynı hizada giden, biraz uzaklarındaki tekne yanlarına yaklaştı, içeriden bir tane takım elbiseli adam çıktı, Selim teknede bir o yana bir bu yana gidiyordu, faretmiş olacak ki sordu
Y: bir sorun mu var
C: arkadaşımız kıyıya döndü de onu merak ettik dönüyoruz, sağolun yok bir şey
Y: eğer yardım edebileceğimiz bir şey varsa yaparız, beyefendi özellikle rica ediyor
S: beni marinaya götürebilir misiniz
Y: tabi ki buyrun
C: Selm nereye abi
S: ben giderim Şebnem'in peşinden siz burda kalın, bakın keyfinize
K: dur mesaj attı, eve girmiş şimdi, oh be gitmene gerek yok
S: olsun ya bak evede girmiş siz kalın ben giderim
C: sende mesaj at, bizde birkaç gün sonra döneriz
S: tamam görüşürüz
Diyerek karşı tekneye geçti
Y: buyurun bu taraftan Selim bey
S: adımı nerden biliyorsunuz
Y: beyefendi sizi bekliyor
S: beyefendi kim, adımı nerden biliyorsunuz
Y: lütfen devam edin
Diyerek yürmesini söyledi, tekne Selimgilinkinden daha büyüktü, sonunda odaya girdiler
Y: Selim bey efendim
T: tamam sen çekilebirsinYorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)
CasualeYıllar önce terkedilen bir kadındı. Tam eşini bulmuşken yanlış anlaşılmalar sonucunda kaybetmişti. Buna yaşamak denirse yaşıyordu işte.