ELİF

2.1K 89 10
                                    

Selim yemeye devam etti, o sırada kapı çaldı, Şebnem ben bakarım diyerek kapıya gitti, açtı
Ş: annecim
Diyerek sarıldı. Gelen Gülseren hanımdı
Ş: hoşgeldin
G: hoşbuldum
Diyerek içeriye girdi, Selim'i gördü
G: Selim, oğlum iyi misin ayağına noldu neden sarılı
S: dün merdivenlerden düştüm Gülseren anne
G: ayy acıyor mu, doktora gidelim mi
Ş: annecim sakin, biz gittik, çok iyi
S: evet Gülseren annecim acımıyor şimdi, Şebnem tepsiyi alabilir misin
Ş: alırım tabi
Diyerek aldı ve mutfağa koyup geldi.
G: kusura bakmayın sizide rahatsız ettim, daha yeni evlisiniz, isterseniz otelede gidebilirim, zaten bugün kalıcam, yarın gidicem
S: olur mu hiç öyle şey, burası seninde evin
Ş: evet annecim
Selim'in telefonu çaldı, arayan annesiydi
S: alo
......
S: demek aklınıza geldim, iyiyim siz nasulsınız
......
S: önemli değil canım, eminim oğlunuzun düğünene gelmemenizin önemli bir nedeni vardır
.....
S: tamam anne ya
....
S: çok tuttum seni demi, işler beklemesin, hadi görüşürüz
Diyerek kapatıp diğer koltuğa attı telefonunu, biraz sinirlenmişti, zaten düğünede gelmemişlerdi, üzülmüştüde, Gülseren hanım ve Şebnem farketti, Gülseren hanım çantasından bir kol saati çıkarttı
Ş: bu babamın kol saati, hiç çıkarmazdı bunu
G: evet
Ş: aşkım ya
Önce Gülseren hanı Şebnemle fısıltıyla konuştu, Selim televizyona dalmıştı, sonra Selim'e döndü
G: oğlum
S: efendim Gülseren annecim
G: bu Hakan babanın saati, bu ona babasından kalmış, o da oğluna takmak istiyordu ama olmadı, ileride oğlum gibi sevdiğim, kızımı mutlu eden, bir damat çıkarsa karşıma bunu ona takıcam demişti ama takamadan vefat etti, bu yüzden bunu sana ben takmak isterim
Selim duygulanmıştı, gözleri dolmuştu
S: ba-bana mı, kabul edemem, Şebnem'e verin siz
Ş: hayır hayatım, o senin hakkın, babam onu sana bırakmış
G: evet, hadi takta o da mutlu olsun
S: ben ne diyeceğimi bilmiyorum
Gülseren hanım saati taktı ve Selim'e sarıldı, gözünden bir damla yaş gelmişti Selim'in
Ş: kıskandım ama
G: gel buraya
Dedi ve sarıldılar
G: benden bu kadar, ben yatmaya gideyim, oda neredeydi
Ş: gel gösteriyim
G: sen Selim'in yanında kal
Ş: yukarıda, sağdan üçüncü oda
G: iyi geceler
Ş/S: iyi geceler
Dedi ve Gülseren hanım yatmaya gitti. Ş: evet, hadi beni de uyku bastırdı, sen yukarıya çıkamayacağına göre ben de şurada yatayım, eşyaları alıp geliyim
S: yanıma gelsene
Ş: o koltuğa nasıl sığcaz acaba, hadi yat
Dedi ve yukarıya çıkıp eşyaları aldı, yerini düzenledi ve Selim'in yanağına bir buse kondurdu ve yattı. Selim ise yattı ama uyuyamıyordu çünkü daha bir iki saat önce kalkmıştı.
S: Şebneeem, hayatıım
Ş: hııı
S: Şebneem
Ş: hıııı
S: sevgiliiim
Şebnem gözündeki bandı kaldırdı, biraz yüksek sesle
Ş: neee
S: ya niye bağırıyon
Ş: uyutmadın ki
S: ya uyuyamıyorum ben
Ş: yat hadi uyursun sevgilim bak çok uykum var benim, hadi birtanem
Dedi ve yattı, Selim yattığı yerde dönüyordu ama uyuyamadı, susamıştı, Şebnem'i uyandırırsa azar yiyecekti, en iyisi ayağının üstüne basıp kendinin su alması daha iyiydi. Kalktı, biraz bastı üstüne, çok acımıyordu, sabaha bir şeyi kalmazdı, mutfağa doğru gidiyordu, odadan mutfağa giderken iki basamaklı merdiven vardı, orayı unuttu ve ayağı takılıp düştü, Şebnem uyandı, baktı Selim yok, hemen ışıkları yaktı, Selim yerde. Hemen yanına gitti
Ş: ya napıyon sen ya, ne varda kalktın ki, nereye gidiyodun, kalk hadi gir koluma
Dedi ve Selim'i yerine oturttu
S: ya ayağım acımıyor, merdivenleri farketmedim, su içicektim
Ş: deseydin ven getirirdim, yebi yürümeyi öğrenmiş çocuk gibisin
S: seni uyandırmak istemedim
Ş: uyandırsaydın keşke, canın yandı ama
S: yok ya acımadı, neyse uykunu kaçırmadan yat hadi
Ş: ışık açıkken uyuyamam ama karanlıktan da korkuyorum, yanına mı gelsem acaba
Selim battaniyeyi kaldırdı, Şebnem yattı yanına, sarıldı
S: iyi geceler prenses
Ş: iyi geceler şebek
Kısa sürede uyudular. Sabah ilk uyanan Gülseren hanım oldu,hazırlandı, kahvaltıyı hazırladı, uyandırmak için yanlarına geldi, birbirlerine sarılmışlar, Şebnem'in kafası Selim'in göğsünde mışıl mışıl uyuyorlar,kıyamadı uyandırmaya, bir şeyler atıştırdı ve not bırakıp çıktı, bugün dönecekti, bavulunuda aldı çıkarken. Kapıyı biraz hızlı kapatmış olucak ki uyandılar
S: günaydın hayatım
Ş: günaydın birtanem
Dedi, yanağına bir buse kondurdu ve kalktı
Ş: her tarafım tutulmuş ya
S: benimde
Ş: masayı hazırlayayım ben annem de kalkar şimdi
S: bende sana yardım edeyim
Ş: ayağın
S: acımıyor ya geçti
Ş: dikkat et bak şurda iki tane basamak var
S: dün çok iyi öğrendim unutmama
Diyerek mutfağa gittiler, baktılar ki masa hazır, birde küçük not:
" Günaydın :)) Size afiyet olsun, ben yedim, şimdi çıkmam lazım işlerimi halledip dönücem, evime girince ararım, çok güzel uyuyordunuz uyandırmaya kıyamadım, hadi siz soğutmadan yiyin, yine gelirim ben :))"
Ş: canım annem ya gitmiş, keşke uyandırsaydı
S: kahvaltıyı bile hazırlamış
Ş: hadi soğutmayalım bari
Dedi ve kahvaltıyı yaptılar. Üzerlerini değiştirdiler, kapı çaldı, gelen Can ve Kainatdı, içeriye geçtiler, selamlaştıktan sonra oturdular
K: ee napıyonuz bakalım, nasıl gidiyoe evlilik
Ş: maşallah çok güzel gidiyor
S: aynen
C: ya evde mi oturcaz kafeye gidip orda oturalım bari
Ş: evet ya iyi olur
Dedi ve hazırlanıp çıktılar, yakındaki kafeye gidip oturdular siparişlerini verdiler, iki dakika sonra geldi istedikleri, yemeye başladılar. Karşı masaya bir kız pturdu, Şebnem şöyle bir süzdü kızı
Ş: makyaja da ehliyet versinler, sürmesini bilmeyen sürmesin, bu ne ya, boya küpü resmen
K: ay Şebo ya, güldürmede ye hadi
Ş: ama öyle
Derken Şebnem'in telefonuna mesaj geldi, baktı ve seslice okudu
Ş: Ebru evdeysen iki dakika aşağı insene aşkım
S: yanlış numara
Şebnem bir şeyler yazdı ve telefonu geri masaya koydu
C: ne yazdın
Ş: evde kimse yok aşkım yukarı gel yazdım, inşallah Ebrun'nun babası evdedir
S: hayatım naptın ya, kızın başı yancak şimdi, ya küçükse, babası döverse
Ş: en fazla evden atar yani, neyse ya bize ne
Dedi ve kapıdan giren çifte çarptı gözleri
Ş: ba-baksanıza
S: noldu
K: tanıyor musun
C: ünlü mü yoksa
Ş: ayakkabılarına bakın
S: baktık
K: olamaz yoksa
Ş: evet ya, hadi gidelim, şu an çok fena pişti olduk
S: nolcak hayatım
Ş: olmaz sevgilim ya lütfen gidelim
C: kalkalım o zaman
Diyerek hesabıda ödeyip çıktılar, dışarıda dolaştılar, akşam yemeğinide yediler, saat geç olmuştu eve döndüler. Üzerlerini dğiştirip yattılar, Şebnem kendi kendine konışmaya başladı
Ş: ee sen geç kalıyon, bak düşüyor sonra birde bana laf ediyor
S: kimle konuşuyorsun hayatım
Ş: uyumak için saydığım koyunlar trip atıyor. Neymiş efendim o iki kere atlamış sıra bozulmuşta, diğerinin çite yünleri takılmışta, bak bak
S: koyunsayarak uyumaya çalışırsan uyuyamassın tabi, böyle trip yersin, demek sen bugün yorulmamassın, biraz yorulmak ister misin
Ş: hmm nasıl yorulcam acaba
S: işte böyle
.............................................................

KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin