Sabah Şebnem erkenden kalktı ve Aras'ı uyandırdı ve kahvaltısını yapıp okula gönderdi. Kendi de Arasla bir şeyler atıştırmıştı, Selim'e hazırladı ve koltuğa geçti, bir süre sonrada Selim uyandı, üzerini değiştirip aşağı indi
S: günaydın sevgilim
Ş: günaydın hayatım, kahvaltın masada hazır, bir zahmet yedikten sonra toplayıver
Selim kahvaltısını yaptı, masayı toparladı ve Şebnem'in yanına geçti, o sırada telefonu çaldı, açtı, arayan Nisandı
S: efendim
N: ünaydın, Nisan ben
S: pardıion Nisan ya sen miydin, napıyorsun yerleşebildin mi
N: evet yerleştim, zaten eşyalıydı ama bir sorunum var, televizyonum bozuk sen anlarsın gelip bi bakar mısın, şimdi boşuna para vermeyeyim
S: en azından denerim
N: tamam ben adresi mesaj atarım
S: tamam görüşürüz
Diyerek kaoattı telefonu
Ş: niye aramış
S: televizyonu çalışmıyormuş,bakar mısın diyor
Ş: sen ne anlarsın be
S: niye anlamayayım, en azından denemiş olurum, neyse çıkayım ben
Dedi kalktı, Şebnem de arkasından kalktı
Ş: ya servisini arasın sen napıcan
S: boşuna para mı versin ya hdmen gidip gelicem
Ş: Selim başım
Dedi ve duvara tutundu, başı dönmüş gibi yapıyordu, Selim hemen yanına geldi ve tuttu, koltuğa oturttu
S: iyi misin
Ş: başım döndü, çok ağrıyor
S: uzan şöyle
Dedi ve koltuğa yattı Şebnem. Başı gerçekten ağrıyormuş gibi elinim başına koyuyor, ovuyordu.
S: ben Nisana mesaj atayım şimdi seni böyle bırakamam
Ş: yok hayatım git sen
S: olur mu hiç sevgilim
Tam mesajı yazıyordu ki Şebnem'in telefonu çaldı
Ş: kimmiş
S: Kainat
Ş: Kainat mı!
Dedi bir anda kalktı, baş ağrısı oyununu falan unutmuştu, hemen telefonu açtı
Ş: alo kuzum
K: öğrendik Şebo, oğlumuz oluyor
Ş: çok sevindim ya, sağlıklı olur inşalah neyse tutmayayım ben sizi
K: tamam canım sonra konuşuruz
Ş: tamam bayys
Diyerek kapattı, Selim'e döndü
Ş: erkekmiş
Dedi gülerek, sonra oyunu unuttuğu anlayınca elini başına kouçydu, Selüm ise ayağa kalktı
S: çek elini çek, başın falan ağrımıyor, dönmedi de, neden yalan söylüyorsun
Ş: yalan söylemedim, şaka diyelim
S: şaka ha, böyle şaka mı olur
Ş: Selim ben senin o kızla görüşmeni istemiyorum
S: kızın ne zararı var ya
Ş: ben ona güvenmiyorum
S: görüşürüz Şebnem
Dedi ve çıktı, Şebnem koltuğa oturdu, kendi kendine söyleniyordu
Ş: görüşürüz Şebnemmiş, görüşmeseydik, yatıya kalsaydın, hem servis yokmuymuş da seni çağırıyor, bal gibi de gözü var, pis yılan, ama ben sana kocamı kaptırır mıyım, kaptırmam
Selim ise Nisana gelmişti, kapıyı çaldo, Nisan açtı ve selamlaşarak içeriye girdiler
N: otur şöyle, napıyosun bakalım görüşmeyeli
S: yattık kalktık, burdayım işte, ee hadi bakalım o zaman televizyona
N: bakalım, denedim ama çalışmıyor
Selüm bir iki kez televizyona vurdu, sağına soluna baktı, sonra anladı ki fişi takmamış, eline alıp kaldırdı
S: bundan olabilir mi
N: aa ben fişi takmamış mıyım, ya seni de boş yere yordum, özür dilerim
S: arabayla geldim ne yorulması, bir kahve yaparsan affederim
N: hemen
Diyerek mutfağa gitti ve elinde iki kahveyle geri döndü, birisini Selim'e uzattı, kendi kahvesini de aldıp oturdu
S: ellerine sağlık
N: afiyet olsun
Dedi, elindeki bardağı bir sağ eline bir sol eline alıyordu, masaya koyup oradan alıyordu, içmiyordu
S: sor hadi
N: ne sorayım, bir şey sormicam
S: hadi ama tanıyorum seni, elindekini nereye koyacağını şaşırdın, dinliyorum
N: ya Şebnem'e neden eskiden sevgili olduğumuzu söylemedin
S: gerek duymadım, zaten seninde bildiğin gibi uzun bir ilişki değildi bizimkisi, ayrıca Şebnem çok kıskançtır, söyleseydim şuan yanında olmazdım
N: seviyor musun gerçekten
S: tabiki, etrafımda bir sürü kadın olsun, isterse dünyanın en güzel kadını yanımda olsun neye yarar, yanımda sadece Şebnem ve oğlum olsun yeter.
N: ne zaman tanıştınız
S: lisede bizim okulun yanınfa ki okuldaydı, hani hep kaçıp kaçıp gidiyordum ya
N: Şebnem'e mi gidiyordun yoksa
S: evet, zaten senden sonra çıktığım ilk ve son kişi
N: o kadar uzun zamandır berabersiniz ha, neredeyse yirmi yıldır, dile kolay
S: pek öyle söylenemez, bi altı yıl kadar falan ayrı kaldık, sonra barıştık, beş altı yıldır da evliyiz
N: yaa neden
S: anlatmassam kusura bakmazsın demi, o günleri hatırşamak istediğimi sanmıyorum
N: ne kusuru, sorun değil
S: neyse ellerine sağlık, ben kalkayım sonra yine görüşürüz
Diyerek elini uzattı
N: görüşürüz de, bu el ne sarılmicak mısın, sen benim kankamsın ya
Diyerek hafifçe omzuna vurdu, sarıldılar, Nisan kokusunu içine çekti, gözleri dolmuştu, tutamadı ve servest bıraktı, ayrıldıklarında Selim farketmeden hemen gözlerini sildi ama geç kalmıştı
S: noldu ağladın mı sen
N: yok bir şey olmadı, sadece biraz duygulandım, yıllar sonra kankamı bulmuşum
Selim güldü
S: yine görüşürüz
N: görüşürüz
Dedi ve Selim gitti. Şebnem ise oturduğu yerden kalkmamıştı, Selim geldi, hemen ayağa kalktı ve kapıya gitti
Ş: nerde kaldın sen
S: geldim işte, hem gitmeden önce yaptığınıda unutmadım
Ş: kaç saat oldu naptınız, düzeltttin mi bari televizyonu
S: evet, ne yapabiliriz, birer kahve içtik
Ş: oooh senün karın burda ağrılar içinde otursun sen git kahve iç
S: Şebnem
Ş: Selim başım
Diyerek tekrar duvara tutundu, bu sefer gerçekti
S: inanmadım Şebnemcim
Ş: gerçekten
Dedi, Selim içeriye doğru ilerliyordu, kendüne geldi ve hemen Selim'ün yanına geldi
Ş: konuşmuşsunuzdur da siz, ne konultunuz, eski günlerden mi yoksa, benim hakkımda bir şey dedi mi
Selim durup Şebnem'e döndü
S: şu kızla uğraşmayı bıraksana sen ya
Ş: neden onu savunuyorsun şimdi, anlamıyor musun o kız seni seviyor
S: arkadaşı olarak evet seviyor
Ş: hayır ya baya baya aşık işte, ben anladım, bakışı, konuşuşu bir farklı
S: saçmalama Şebnem
Ş: saçmalamıyorum
S: kıskançlığın sırası değil
Ş: kim, ben mi seni kıskanıyorum, şu an ağır siklet saçmalıyorsun
S: evet sen, sabahtan beri bir baş dönme numaraları, gitme demeler
Ş: ilki kabul numaraydı ama ikincisi gerçekti
S: tabi canım
Ş: ne yani ben yalancı mıyım
S: ben öyle bir şey söylemedim
Ş: inanmıyorsun
S: ya Şebnem tamam ya kapat
Ş: her zaman ki gibi sıkışınca Şebnem kapat demi, dur şurda konuşuyorduk demi
Dedi, Selim koltuğa oturmuştu bile, Şebnem ise koltuğun kenarına oturdu, yine gerçekten başı dönüyordu
Ş: off
S: noldu başın mı dönüyor
Dedi gülerek
Ş: Selim gülmesene gerçekten dönüyor
S: uzatmasan artık
Ş: artık sana bir şey söylemiyorum Selim, ben odaya çıkıyorum dinlenicem biraz
Dedi ve kalktı, bir iki adım atmasıyla yere yığılması bir oldu, Selüm sinirle kalktı ve yanına gitti
S: uzatma dedim Şebnem, saçmalıyorsun artık, ne bu yalandan bayılmalar falan
Dedi, sarstı ama Şebnem cevap vermiyordu, tedirginleşti
S: Şebnem, hayatım, açsana gözlerini, Şebnem
Kafasını dizine koymak için kaldırdı kanıyordu,hemen kucağına alıp arabaya taşıdı, hastaneye gittiler, doktor muayene etti, kafasının röntgenini çekti, oraya yara bandı yapıştırdı, Selim ise odada Şebnem'in yanındaydı, doktor sonuçlar gelince açıklama yapacağını söyleyerek odadan çıktı, bir süre sonra Şebnem uyandı
Ş: ay başım
Diyerek elini başına koydu, yara bandına değince
Ş: bu ne be
Dedi tam çıkarıyordu ki Selim elüni tuttu
S: dur hayatım çıkartma onu
Ş: biz hastanede miyiz, ne işimiz var
S: bayıldın, iyi misin şimdi
Ş: en son başım dönüyor demiştim sonrasını hatırlamıyorum, eğer inansaydın şu an burada olmazdık
S: özür dilerim ama sen ilki gerçek olmayınca bende diğer ikisi de gerçek değildir demiştim
Ş: o kadınla ilgileneceğine biraz da karınla ilgilensen böyle olmazdı ama dimi
S: yine nerden gelsik Nisan'a
O sırada doktor içeriye girdi
Do: geçmiş olsun Şebnem hanım
Ş: sağolun doktorcum
Do: nasılsınız bakalım
Ş: nasıl olalım, bildiğiniz gibi, siz
Do: iyiyim sağolun, Aras nasıl, doğumda bizi baya uğraştırmıştı, ama güçlü bir çocukmuş ki hayata tutundu
Ş: iyi o da okula gidip geliyor, yaramazlık yapıyor
Do: inşallah bu sefer ki babamızı zorlamaz
Ş: pardon anlamadım
S: ya neyse onu bunu bırakında karım beden bayılmış
Do: Şebnem hanım bir aylık hamile Selim bey, bilmiyor muydunuz
S: ne-ne hamile mi
Do: anlaşışan yeni haveriniz oldu, tebrik ederim, Allah anneli babalı büyütsün, geçmiş olsun
Diyerek çıktı
Ş: şimdi tekrardan anne mi olucam
S: evet
Diyerek dudaağına bir buse kondurdu, çok sevinmişlerdi, Selim Şebnem'in yatağın yanına oturdu, elini tutuyordu, bir şeyler düşündü, sonra Şebnem'e döndü
S: hayatım
Ş: efendim sevgilim
S: doktor bir aylık dedi demi
Ş: evet
S: ben hiçbir şey hatırlamıyorum
Ş: yani
S: ne yanisi, biz ne zaman yaptık bu çocuğu
Ş: Selim, her leyi anlatıcam kızma am
Selim sinirleniyordu
S: söyle
Ş: o gün sen yoktun
S: susma ya konuşsana
Ş: şaka be şaka, hemen de inan, ben sana öyle bir şey yapar mıyım, sarhoştuk, tabi sen daha fazla içmiştin hatırladın mı
S: kalbime iniyordu, yapmazsın tabi de, neyse ya hadi gel evimize gidelim
Ş: evet ya Aras'ta gelir birazdan, yemekler de hazır değil
S: sen düşünme yemeği, dışarıdan söyleriz
Ş: pizza mı söylesek
S: yine başlıyor muyuz
Ş: şu an canım hiç bir şey çekmiyor sadece bir öneriydi, ayrıca be demek yine mi
S: şaka yaptım sevgilim sen iste yeter
Dedi ve yarım saat sonra evdelerdi
S: otur bakalım sen, ben de pizzaları söyleyeyim
Ş: tamam
O sırada Aras geldi, Selim kapıyı açtı
S: birtanecik oğlum mu gelmiş, oh
Diyerek yanağına bir buse kondurdu
A: geldim babacım, annem nerde
S: içeride
Aras annecim diyerek koştu ve kucağına atladı, Selim hemen geldi ve Aras'ı kucağından aldı, kendi kucağına oturttu
S: oğlum dikkat et
A: neden
Ş: hmm hani sen çok istiyordun ya, resmede çizmiştin, kendi yanına
Aaras anlamıştı
A: kardeşim mi
Ş: evet, bak kardeşin burada
Diyerek elini karnına koydu
A: gerçekten mi, peki ne zaman doğacak
Ş: ona daha çok var
A: olsun ben beklerim, sizi çok seviyorum
Dedi ve ikisine birden sarıldı
Ş: bizde seni aşkım
S: bizde seni
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)
De TodoYıllar önce terkedilen bir kadındı. Tam eşini bulmuşken yanlış anlaşılmalar sonucunda kaybetmişti. Buna yaşamak denirse yaşıyordu işte.