5 YIL SONRA
A: annecim ben geldim
Ş: hoşgeldin aşkım, aç mısın
Diyerek başına bir buse kondurdu ve yanına oturdu
A: değilim
Ş: ee naptınız bakalım okulda
A: resim yaptık
Çantasından bir resim çıkarttı
A: bak bunuda ben çizdim
Ş: bakayım çok güzel olmuş aferin benim paşama baban, ben sen tamam da şurdaki küçük kız kim
A: kardeşim
Ş: oğlum senin kardeşin yok ki
A: ama ben ardeşim olsun istiyorum, çoğu arkadaşımın kardeşi var benim niye yok
Ş: oyy yerim ben seni
Diyerek sarıldı
Ş: hadi ellerini yıka, üzerini değiştir doğru ödevlerin başına
A: tamam, annecim bir şey sorabilir miyim
Ş: sor aşkım
A: bugün akşam Berk'in doğum günü var, gidebilir miyim, bütün arkadaşlarım gidicek
Ş: tabiki oğlum, ben seni yemekten sonra bırakırım, geç olmadan alırım anlaştık mı
A: birtanesin, anlaştık
Diyerek yanağına bir buse kondurdu
Ş: hadi şimdi ödevlerin başına
Aras yukarıya çıktı, Şebnem de masayı hazırladı, Selim'i bekliyordu derken Selim geldi, içeriye girdi, çantasını girişe fırlattı ve sinirle gelip oturdu
Ş: hoşgeldin hayatım, neyin var senin
S: yok bir şeyim
Ş: tamam bağırma sordum sadece
S: bağırmıyorum
Ş: bağırmıyorum derken bile bağırıyorsun
S: offf uzatma
Ş: bir şey mi oldu, neden bu kadar sinirlisin
S: ihaleyi alamadık, oldu mu
Ş: oldu, düzgüncede söyleyebilirsin
S: söylüyorum işte
Ş: seninle tartışmaya hiç niyetim yok, huzurla yiyelim yemeğimizi
S: ben yemicem
Ş: sen bilirsin
Diyerek mutfağa geçti, Aras'ı çağırdı, yemeklerini yediler Aras üzerini değiştirmek için yukarıya çıktı, Şebnem' de merdivenlerin sonunda onu bekliyordu, bir süre sonra Aras indi
Ş: benim küçük beyim çok mu yakışıklı olmuş
Diyerek eliyle saçlarını karıştırdı
A: ya annecim sevmiyorum yapma şunu
Ş: Selim biz çıkıyoruz
Selim kalktı ve yanlarına gitti
S: nereye
Ş: Aras'ı Berkgile bırakıcam, doğum günü varmış
S: gece gece oturun işte, çıkamazsınız
A: ama babacım herkes orada olucak
S: banane, gidemezsiniz
Diye bağırdı, Aras korkmuştu, Şebnem'in bacağına sarıldı
Ş: tamam annecim, korkma, hadi sen kapı da bekle beni geliyorum
Aras hemen kapının dışına çıktı
S: gidemezsiniz dedim
Ş: ya sen ne zamandar beri eve iş getirir oldun, orada sinirlenip bize patlamaktan vazgeç artık, çocuğuda korkuttun
S: sizde söz dinleyin o zaman
Ş: biz gidiyoruz
Dedi ve Selüm'in dur demesine kalmadan kapıyı öarptı ve çıktı, arabaya bindiler, eve yaklaşıyorlardı
A: annecim babam niye kızdı bana, beni artık sevmiyor mu
Ş: olur mu hiç öyle şey oğlum, işleri bu aralar biraz düzensiz, yoksa baban sana bağırmak ister miydi
A: istemezdi
Ş: geldik, hadi bakalım bir öpücük ver anneye
Aras Şebnem'in yanağına bir buse kondurdu
Ş: hediyeyi unutuyorsun
A: aldım
Ş: hadi ben bakıyorum gir içeriye öyle giderim, geç olmadan gelirim ben
A: tamam annecim
Ş: iyi eğlenceler aşkım
A: sağol annecim
Diyerek indi ve eve girdi, Şebnem de yavaş yavaş geldi eve, arabayı parkedip indi, Can ile Kainat'ı gördü
Ş: vaaay siz buranın yolunu bilir miydiniz
K: aşk olsun Şebo geliyoruz ya asıl siz bizim yolu unuttunuz herhalde
C: sen nerden böyle
Ş: Aras'ı Berklere bıraktım, doğum günü varmış
Elini Kainat'ın karnına koydu
Ş: ufaklık nasıl bakalım
K: iyi o da teyzesi
C: içeride devam etseydik, burası biraz serinde, karım üşümesin
Ş: ayy karısınada kıyamazmış
C: kıyamam tabi
Ş: buyrun bakalım
Dşyerek kapıyı açtı ve girdiler, Selim'e selam vererek oturdular
C: iyi misin abi, bir garipsin sanki
S: iyiyim neden herkes aynı soruyu soruyor
Ş: orda kastettiği herkes benim, ayrıca bilirsiniz klasik Selim, şirkette işler yolunda gitmez, gelir bize sarar
S: öylemi, sende biraz destek ol o zaman
Ş: ben ne yapabilirim ki söylede yapayım o zaman, şimdiye kadar ne söyledinde yapmadım
S: tamam ya başlamayalım
Ş: bıkmadın demi vericek cevabın olmadığında konuyu kapatmaktan, hep aynı şeyi yapıyorsun
C: tamam ya sakin olun
Aynı anda Can'dönüp
Ş/S: sen karışma Can
Dedi ikiside
C: sustum
S: sorun çıkarma durduk yere
Ş: ben mi sorun çıkarıyorum
S: Allah'ım sabır ver
Dedi ve kalktı,
S: ben hava alıcam
Şebnem kalkarken Kainat susması için tuttu ama Şebnem bu, ayağa kalktı
Ş: çok durdun demi, şimdiye kadar senin beni en az iki kere terketmiş olman lazımdı
Selim sinirle gelip karşısına dikildi, kolunu tuttu
S: yeter artık, her seferinde bunu söylemekten ne zaman vazgeçiceksin
Ş: hiçbir zaman
S: Şebnem bak zorluyorsun
O sırada telefonu çaldı, açtı, bağırarak konuşuyordu
S: ne var
.....
S: Allah kahretsin, bir işide düzgün yapın, ben sizin yapıcağınız işe
....
S: ne sakin olu ya, kapa şu telefonu, defol
Diyerek telefonu kapattı ve fırlatttı, çenesini kaşıyordu
Ş: noldu
S: sorun üstüne sorun ne olabilir ki
Ş: dedim ben sana o şirketi açmayalım diye demi, ikimizde düzenli olarak maaş alıyoruz zaten, istediğimden kat kat fazla şeye de sahibiz, bu şirket seni çok bozdu, sen böyle birisi değildin
S: ya asıl sen kendine bak, destek olucağın yerde köstek oluyorsun
Ş: Selim bu kaçıncı Allah'ın aşkına, bir değil, iki değil, üç değil. Olmuyor işte, yapamıyorsun
Demesiyle Şebnem'e bir tokat attı ve kapıyı çarparak çıktı evden, Şebnem bir elini yanağına Selim'in vurduğu koydu, arkasında ki koltuğa oturdu
K: kuzım iyi misin
C: Şebnem
Ş: ba-bana vurdu, Selüm bana tokat attı
K: çok sinirliydi hayatım, o da pişman olmuştur, yoksa Selim sana kıyabilir mi, Can sende bir şey söylesene
C: Evet Kainat haklı
K: bu mu yani
C: ne diyeyim başka
Şebnem'ün gözleri dolmuştu
K: ağlamicaksın demi
Ş: hayır canım niye ağlayayım ki, ağlanacak bir ley yok ki, alt tarafı Selim bana tokat attı
K: bak kuzum-
Ş: neyse ya tamam uzatmayalım kapatalım lütfen
Bir kaç saat sonra Can ile Kainat gitmişti, Selim hala dönmemişti, Şebnem Aras'ı alıp geldi, üzerini değiştirdi
Ş: hadi oğlum yatağa
A: biraz daha otursaydım yarın tatil
Ş: olmaz paşam, uyumamız lazım
Diyerek saçlarını karıştırdı
A: ya annecim
Ş: ya yok anneye hadi bakalım
A: annecim, bugün seninle yatabilir miyim
Ş: benim çok güzel bir fikrim var, gel aşağıda ki koltuğu açıp ikimize yatak yapalım, çizgifilm izleyeliö, sonrada uyuruz
A: gerçekten mi
Ş: evet
A: annecim
Diyerek sarıldı, Şebnem de kucağına aldı ve aşağı indiler
Ş: çok ağır olmuşsun sen
Koltuğa oturttu ve yerlerini yaptı, yattılar, çizgi film izliyorlardı, bir süre sonra uyudular. Sonrada Selim geldi zaten, ışıklar kapalı olunca yattıklarını anladı, yukarı çıkıyordu ki televizyonun ışığını farketti, içeri gidip baktı, uyuduklarını gördü, kumandayı alıp televizyonu kapattı ve sehpanın üzerine koydu, sonra yattıkları koltuğun kenarına oturdu, Şebnem'in yanağını okşadı, Aras'ın ise kafasına bir buse kondurdu
S: özür dilerim, söz veriyorum bir daha bağırmal yok, şirkette yok, bir daha gitmeyeceğim, artık bütün gün sizinleyim, affedin beni olur mu
Dedü ve boş koltuğa geçti, onları izlerken uykuya daldı. Sabah ilk uyanan Aras oldu, Selim'i gördü
A: babacım
Diyerek kucağına atladı, Selim uyandı
A: günaydın babacım
S: günaydın oğlum
A: sen neden burda uyudun, geç mi geldin yoksa
S: geldiğimde uyuyordunuz, çok güzel çizgifilm varmış onu izlerken uyumuşum
A: babacım beni de kaldırsaydın ikimiz izlerdik
S: dün doğum günü nasıldı, ayrıca sana bağırdığım için özür dilerim, babanı affededebilecek misin, çok üzgünmüş, bana öyle söyledi
A: ben sana küsmedim ki, annem bana söyledi işlerin biraz kötüymüş ondan bağırmışsın, yoksa sen beni çok seviyormuşsun
S: evet ben seni çok seviyorum
Dedü ve gıdıklamaya başladı, Aras gülüyordu, bu sırada Şebnem uyandı
Ş: noluyo be sabah sabah, bari tatilde rahat verin
S: annneyi uyandırdık galiba
A: evet
Ş: sessiz olun, ben biraz daha yatıcam
Diyerek gece gözlüklerini yeniden indirdi, fısıltıyla konuşuyorlardı
A: ne dersin uyandıralım mı
S: sonra sinirli oluyor, gel en iyisi biz kahvaltıyı hazırlayalım, ya da dur kahvaltıyı dışarıda yapalım olur mu
A: olur
S: ama önce annemizin uyanması gerek
Şebnem kafasını kaldırıp gözlükleri ini kaldırdı
Ş: sayenizde uyuyamadı ki
Aras'a döndü
Ş: anneye günaydın yok mu
Diyerek kollarını açtı, Aras yanına gelip sarıldı, yanağına bir buse kondurdu
A: günaydın annelerin birtanesi
Ş: günaydın aşkların en güzeli, hadi bakalım yatağımızı toparlayalım sonrada kahvaltımızı yapalım
A: dışarıda yapacakmışız, babam söyledi olu demi
Ş: olur tabi ama önce şuraları toparlayalım, al bakalım çıkar şunları yukarıya ben de bunlaru getireyim, sen ne kadar güçlüsün öyle aferin saba, dikkat et ama
A: tamam
Diyerek koymao için yukarıya çıktı, Şebnem de çarşafları falan toplıyordu, diğer yandan da Selim ile konuşuyordu
S: bana günaydın yok mu hayatım
Dedi, tam yanağına buse konduracaktı ki Şebnem çekildi
Ş: günaydın
S: Şebnem dün yaptığım şeyin affedilir tarafı yok biliyorum ama özür dilerim, çok sinirliydim
Şebnem bir şey söylemeden Aras indi
Ş: hadi gel aşkım biz üzerimizi değiştirelim
Diyerek Aras'ın elinden tuttu ve yukarıya çıktılar, üzerlerini değiştirdiler, yarım saat sonra restorandalardı, kahvaktılarını yaptılar, Selim ile Şebnem çay içiyordu
A: annecim
Ş: efendim oğlum
A: top havuzunun olduğu yere bende gidebilir miyim
Ş: git ama baktığımda seni görebileyim oldu mu
A: tamam
Dedi ve gitti, Şebnem ise kafasını çevirmiş camdan dışarı bakıyordu
S: hayatım
Ş: hı
S: özür dilerim, gerçekten, bu şebek çok üzgün
Ş: Selim çocuğun yanında farkettirmemeye çalıştım ama o tokadı atmayacaktın, hemde Kainatgilin önünde, karşılarında nasıl bir duruma düşürdün beni haberin var mı, rezil ettğn, sonrada kapıyı çarpıp gittim zaten
S: gerçekten çok sinirliydim özür dilerim, hem onlar bizim arkadaşımız rezil falan olmadın
Ş: arkadaş markadaş ben bilmem, bu öyle kuru bir özürle geçecek bir şey değil kusura bakma
S: bak Şebnem-
Ş: Selüm lütfen sonra, şimdi tek istediğim şu manzaraya bakıp huzurla çayımı yudumlamakYorumlarınızı bekliyorum :))
ForeverSekerci "Yeni Edebiyat Hocası" adlı kitabı tavsşye ederim, ilk böşümünü okudum, bence güzel bir kitap olacak :)(:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)
RastgeleYıllar önce terkedilen bir kadındı. Tam eşini bulmuşken yanlış anlaşılmalar sonucunda kaybetmişti. Buna yaşamak denirse yaşıyordu işte.