Can ile Selim ise Cangile gidip anahtarı aldılar, asında işleri yoktu, amaç Şebnem'i görmekti. Oturdular koltuğa
S: iyi gözüküyordu
C: başka çaresimi var
S: ya bizim bir an önce bir şey yapmamız lazım, ben dayanamıyorum artık
C: ne yapabiliriz ki, adamın tek derdi senin acı çekmen
S: ve başarıyor
C: bak ne dicem Kainat'a söyliyim bu akşam bizi yemeğe davet etsin
S: olur valla, sonuçta terket dedi ettim, yakının dolaşma diye bir şey demedi
Can Kainat'ı aradı ve söyledi, anlaştılar. Kainat aşağı indi, Şebnem'in yanına oturdu
Ş: sıhatler olsun kuzum
K: sağol tatlım, bak ne dicem, yemeğe Canları mı çağırsak
Ş: yemekleri yapcaksan çağır
Kainat Şebnem'in yanağına bir buse kondurdu
K: yaparım tabi
3 saat sonra
Ş: oyy oğluşumun uykusu mu gelmiş, Kainat teyzeye iyi geceler de bakalım, canım ben yatırıp geleyim, bugün çok yordu, benim aksine bu çocuk çok zor uyuyor erken kalkıyor
K: tamam kuzum, iyi geceler
Dedi ve Şebnem Aras'ı odasına çıkardı, uyuttu, bebek telsizini de aldı ve Kainat'ın yanında ki yerini aldı.
Ş: her an uyuyabilirim
K: sakın
Diyerek çıkıştı
K: hani yemek yicez ya, sonra uyursun
O sırada kapı çaldı, Kainat açtı, gelen Can ve Selimdi, içeriye aldı, selamlaşarak oturdular
Ş: hadi oturmaya mı geldiniz, kalkın, oynayalım
C: pardon
Ş: yani diyorum ki masaya geçsek, yemeğimizi yesek
C: he tamam
Diyerek masaya geçtiler
S: Aras nerde
Ş: uyuyo o uyuyo, ses çıkartmayın bak zor uyuttum zaten
C: tamam tamam
Derken kolu bardağa çarptı ve bardak yere düştü, çıkan sesle Aras'ın uyanması bşr oldu, ağlamaya başladı
Ş: aferin Cancım iyi ki bir sessiz ol dedik
Diyerek kalktı masadan, Aras'ın yanına gitti, kucağına aldı, oturdu, sallamaya başladı
Ş: hadi oğlum, hadi Arasçım, küçük beyim benim ağlama da uyu hadi üzme anneyi, oyy kıyamam ben sana
Yarım saatlik bir uğraştan sonra Aras tekrar uyudu, yatağına yatırdı, tam çıkıyırdu ki tekrar ağlamaya başladı, yatağın yanındaki sandalyeye oturdu, beşiği sallamaya başladı, bir süre sonra ikiside uyudu.
S: nerde kaldı acaba
C: daha şimdi sustu gelir
K: ben bir bakayım
S: dur sen ben bakayım
Diyerek çıktı yukarıya, baktı ki ikiside uyumuş, Şebnem'in üzerini örttü, yaklaştı ve yanağını okşamaya başladı
S: sevgilim, hayatımın anlamı, kızma bana lütfen, en kısa zamanda bu sorunu çözücem, tekrar beraber olucaz, daha mutlu olucaz, bir süre daha, sonra sizi bile isteye bırakıersam en büyük şerefsizim. Siz benim hayatımsınız, iyi geceler prenses
Diyerek yanağına bir öpücük kondurdu, Aras'ı da öptü, tam çıkıyordu ki oyuncağı yere düştü, Şebnem uyandı
Ş: noluyo be
S: kolum çarptı, özür dilerim, uyu sen
Ş: ne işin var senin burda
S: oğluma baktım
Ş: bana bakıcak halin yoktu zaten
S: yani
Ş: git hadi, in aşağı geliyorum ben birazdan
Selim aşağı indi, yerine oturdu
S: ikiside uyumuş, çıkarken oyuncağı düşürdüm uyandı, ne arıyosun burda falan dedi, oğluma baktım dedim, bana bakcak halin yoktu dedi, off deliricem şimdi, yanımda ama ona ne dokunabiliyorum ne seni seviyorum diyebiliyorum
C: sakin ol abi, ne yapalım biliyo musunuz, tatile çıkalım, sen Şebnem'i ikna et, siz iküniz gidin bizde arkanızdan gelelim, böylece sen Şebnem'e olan biteni anlatırsın, o herifin haberi olmaz,bir çözüm yolu buluruz sonra
S: işte be bu, sen kardeşlerin kralısın
K: ee Şebo boşuna bir numaram demiyor
C: tamam iltifata gerek yok sağolun
S: hemen de şımar
K: Şebneem
Ş: geldim
Diyerek indi aşağı
Ş: bağırma bak uyandırcan
K: unutmuşum pardon, hadi sende ye kaldıralım
Ş: doydum ben, kaldırabilirsin
C: ben sana yardım edeyim
K: olur
Diyerek yanağına bir buse kondurdu. Selim ile Şebnem içeriye geçti
S: bir şeye ihtiyacınız falan var mı, yani varsa smyle çekinme
Ş: yok sağol, bizim kimseye ihtiyacımız yok
S: sen bilirsin
Ş: Selim
Diyerek döndü, hala inanmıyordu onu sevmediğine sadece kabullenmiş gibi davranmaya çalışıyordu, ne kadar denesede bir türlü inanmamıştı, kalbi hala onu sevdiğini söylüyordu, daha fazla dayanamadı, bir kere daha sevmiyorum derse yıkılacajtı, biliyordu ama bir daha sormak istiyordu çünkü o Selim'i ne kadar umursamaz davransada çok seviyordu
S: efendim
Ş: bi-bir şey sorucam
S: dinliyorum
Ş: beni seviyor musun
Dedi gözünde ki bir damla yaş yere düşerken
S: nerden çıktı şimdi bu, bunları dün konuşup hallettik
Ş: duymak istiyorum
Selim gözlerini kaçırdı, başka taraflara bakarak
S: sevmiyorum
Dedi, Şebnem yanına oturdu
Ş: gözlerimin içine bak ve beni sevmediğini söyle
S: söyledim ya daha ne istiyorsun
Ş: hah demek ki hala seviyorsun
S: hayır dedim ya
Ş: gözlerimin içine bakarak söyle o zaman, hadi, yapamıyosun işte, çünkü hala beni seviyosun, sen bizi isteyerek bırakmazsın zaten
Selüm olanları anlatmamak için kendini zor tutuyordu, ama bir iki gün daha sabretmesi gerekiyordu, Şebnem'i kolundan tuttu sertçe kendine çevirdi, gözlerini gözlerine sabitledi
S: seni sevmiyorum Şebnem Gürsoy İnan
Dedi, çekildi ama Şebnem hala öyle duruyordu, gözünden yaşlar akıyordu, Selim iyice sinirlenmişti, kalktı, koltuklara tekme atmaya başladı
S: sevmiyorum işte, anladın mı, lanet olsun ki sevmiyorum
Diyerek duvarlara yumruk atıyordu, bağırıyordu, Şebnem Selim'i daha önce hiç böyle görmemişti, çok korkmuştu, bir köşeye gidip oturdu, diz çöktü, kaasını gömdü ağlıyordu
Ş: anladım, yapma
Diyordu, sesler daha çok şiddetlenince Can ile Kainat geldi, Can hemen Selim'in kolundan tuttu
C: napıyosun sen, elin mahvolmuş
Kağnat ise Şebnem'in yanına gitmişti, Şebnem hemen Kainat'a sarıldı, korkmuştu, herhalinden belliydi ama Selim hala bağırmaya devam ediyordu, onun sesinin şiddeti arttıkça Şebnem'in ağlamasıbdaha da kuvvetkeniyordu, Kaünat daha fazla dayanamadı kalktı ve bağırdı, Şebnem yine kafasını gömmüştü
K: yeteer
Selim durmuştu, Canla ikisi Kağnat'a bakıyorlardı, ilk kez bu kadar çok bağırmıştı
K: Selim bu kadarı fazla, şu kızın haline baksana korkudan titriyor resmen, ya sakin ol ya defol git, sebebi var dedim, mecburdu dedim, yardım ettim ama yeter, ona bunu yapmaya hakkın yok
Selüm Şebnem'e baktı, anlamıştı ne kadar korktuğunu, yanına gidip eğildi
S: ben- ben özür dilerim
Elini Şebnem'ün omzuna koyucaktı ki Şebnem çekildi
Ş: sadece sevmiyorum deseydin yeterdi, anladım, tamam, sevmiyosun anladım
K: gel kuzum sen, odaya yat dinlen biraz
Diyerek Selüm'in yanından çekti ve odaya çıkardı, yatırdı, bir süre yanında durdu sonra aşağı indi, Can ile Selim'in yanına oturdu
S: Kainat bak-
K: Selim, böyle yaparak hiç bir yere varamayız, anlıyorum senide sinirlisin, onu seviyorsun ama böyle yaparak canını daha fazla yakıyorsun, görmedin mi halini, Allah'tan başka kimseden korkmayan Şebnem, resmen tirtir titredi karşında. Sana son bir iyilik yapıcam, o tatil için ikna ediceeim, ya her şeyi anlatırsın yada tamamen hayatından çıkarsın, ben artık onun üzülmesini istemiyorum, ben biletleri şimdi alırım yarın saat on gibi varmış oluruz, hadi siz eve iyi geceler
S: ama şey yapsaydık bi, ko-
K: Selim kalbini kırmadan git hadi, lütfen
Dedi ve Can ile Selim gitti.
10:00 Sabah
Şebnem Arası yatağa koyup kendini yanına attı
Ş: oğlum ya Kaünat ablan zorla bizi nerelere getirdi görüyosun demi, tatil de tatil diye tutturdu ama biz çok yorulsuk demi
K: aa buraya yatmaya gelmedik, çılıp dolaşalım, denize falan girelim, plaja gidelim
Ş: Arasla plaja, denize, küçücük çocukla, biz oğluşumla burdayız, hadi sen git demi annecim ama kahcaltıya inebiliriz çünkü ben çok acıktım
K: o zaman inelim hadi
Ş: ağlama oğlum, al bakalım
Diyerek verdi biberonu, Aras sustu, kahvaltı için otelin restoranına gittiler, sipriarişker geldi ve kahvaltı yapmaya başladılar
K: çok yavaşsın ha
Ş: gördüğün gibi kucağımda Aras var
K: tamam be atarlanma
Ş: ayy ne iyi oldu demi, kızkıza ikimiz geldik, keşke Almiloşumuzda olsaydı
K: yakında gelicekler zaten, o zaman yine geliriz
Ş: geliriz tabi, hem küçük beyde büyümüş olur, bu arada sen Cansız nasıl geldin anlamadım
Diyerek ağzına lokmasını alıp kafasını kaldırdı, karşısından gelen Can'ı ve Selim'i görünce boğazına takıldı
Ş: öhö öhö
K: kuzum noldu, al su iç su
Diyerek suyu uzattı, Şebnem derin bir nefea aldı
C: selam
Diyerek geldiler
K: aaa Can, ne işiniz var sizin burda, ben sana söylememiştim burada olduğumuzu
C: bizde Selim ile tatile çıkalım dedik, tesadüf yani
Ş: üç harfliya anınca hemen yanımızda bitti
K: ayy tövbe de be
Ş: ya Can ya ondan dedim
K: olsun
S: oğlum napıyomuş bakalım
Diyerek yaklaştı Selim, tam sevicekti ki Şebnem araya girdi
Ş: uyuyor
S: gözleri açık görüyorum uyumadığını
Ş: ben ona gözü açık uyumayı öğrettim, neyse Kainat biz oğluşumla yukarıya çıkıyoruz, üzerimi değiştireyim, şöyle bir tutarız buraları, sen de gel hemen, gel oğluşum, annesinin kuzusu
K: tamam kuzum
Dedi ve Şebnem gitti, Selim hemen çantasını Can'a verdi
S: abi ben gidiyorum
C: nereye
S: her şeyi anlatmaya
C: bir soluklansaydık, önce odamıza çıksaydık, yerleşseydik
S: dayanamıyorum, biran önce konuşmassam ölücem, tatili onsuz geçirmek istemiyorum, her saniye çok değerli
C: tamam da-
Can cümlesini tamamlayana kadar Selim gitmişti, kapıyı açıp içeriye girdi
Ş: Kaünat sen mi geldin
S: hayır ben geldim
Şebnem tişörtünü giydi hemen
Ş:sen-sen niye geldin, giyiniyoruz demi, insan bir kapı çalar, ayrıca Aras için geldiysen şimdi biz çıkıcaz sonra seversin
S: hayır ben sana geldim karıcım
Ş: hah hatırladın sonunda bir karın olduğunu
S: her şeyi anlatıcam Şebnem, izin ver lütfen
Ş: anlatıcak bir şey var mı sence, hele dünden sonra, konuşmasak daha iyi
S: bak dün sinirlenmiştim, seni korkutmak istemedim
Ş: sen öyle birisi değildin Selim, dün benim karşımda aşık olduğum adam yoktu, çok farklıydı, hatta şu iki üç gündür tanıyamıyorum ben seni. Ağladığım zaman bana kıyamayan adam, ağlamam için elinden gelemden yaptı. Öptüğümde karşılıksız bırakmayan, dudaklarıma aşık olduğunu söyleyen adam, öptüğümde dudaklarını kıpırdatmadı bile, kusura bakma ama ben aşık oluğum adamı istiyorum ve o sen değilsin Selim
S: sadece beş dakika, her şeyi anlatıcam
Ş: sakince
S: tamam
Ş: dinliyorum
Yatağın kenarına oturdular, Selim başladı anlatmaya
S: seni araba çarptığı gün ben arabada bir not buldum, bir şeyler yazıyordu sonunda da sağa baksana diyordu, döndüm ve seni gördüm, kanaman vardı, sonrası malum, hastaneden çıktığımız gün gelen mesaj ündirim mesajı depildi, bilinmeyen bir numaradan gelmişti, o gün evden sinirle çıkmıştım ya o günde auiynı kişi mesaj atmıştı, bak oku
Diyerek tekefonu uzzattu Şebnem okudu, Selğm devam etti
S: işte bunları yapan ilk karımın abisimiş, o gün yüzleştik, kardeşüm senin yüzünden öldü falan dedi, bir sürü şey söyledi detaylara fazla girip seni sıkmak iatemiyorum. Sonra bu beni tehdit etti, ya karını terkedersin yada ömür boyu göremeasin, bir telefonuma bakar, adamlarım kapıda dedi, yani mecburdum seni terketmeye, benim acı çekmemei istiyordu, çok iyi başardıda
Ş: daha önce neden anlatmadın
S: anlatamazdım, takip ediyordu, ne olup bitiyor hepsini biliyordu, tatile bu yüzden ayrı ayrı gelsik, burada onsuz mutlu bir kaç gün geçiririz dönüncede onu hayatımızdan çıkarmanın yolunu buluruz. Senü çok özledim
Dedi, tam sarılıyordu ki Şebnem kalktı
Ş: bu kadar kolay değil Selim, olamaz, ne kadar üzüldüö ben senün haberün var mı, düne kadar emindim beni sevdiğinden ama dün öyle gözlerime bakarak sevmiyorum derken ciddiydin
S: ha-hayır, sadece öyle zannetmen gerekiyordu, ben seni hala çok seviyorum
Diyerek ayağa kalktı ve Şebnem'ün dudaklarına yapıştı, Şebnem geri çekildi
Ş: bilmiyorum Selim, ben artık hiç bir şey bilmiyorum, ayrıca çocuğun yanında ve başka herhangi bir yerde bunu tekrarlamazsan sevinirim
S: affettin mi
Ş: kocamı görürsen onu affettiğimi söylersin, kısa zamanda dçnmesini ümid ediyorum
S: Şebnem artık ben eski Selim'im, öyleydim
Ş: değildin, benim aşık olduğuö adam değildin ki sen, eğer eski Selim'in döndüğüne inanırsam affederim seni
Dedi ve Aras'ın üzerini değiştirdi
Ş: evet, şunuda giyelim, hazırız, hadi paşam gel gidelim biz
Diyerek Aras'ı da aldı ve çıktı. Selim de arkalarından çıktı, aşağı indiler
Ş: hadi Kainat gel şöyle gezelim, biz çok sıkıldık
K: ya bak ne dicem Aras'a bir kaç saat Selimgil baksa da bizde bir denize girsek, plaja gitsek
Ş: bakabilecekler mi
S: bakarız tabi prenses, demi oğlum
Ş: iyi al, bakın ikinizede söylüyorum döndüğümde çocuğumu böyle görmek istiyorum, biberonu bezi her şeyi orda, bir şey olursa ararsınız, Can paşam Selimden önce sana emanet
C: emredersiniz komutanım
Ş: aferin asker
K: hadi gidelim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (ŞEBSEL)
CasualeYıllar önce terkedilen bir kadındı. Tam eşini bulmuşken yanlış anlaşılmalar sonucunda kaybetmişti. Buna yaşamak denirse yaşıyordu işte.