Geçmişimin Ayaz'ı

85 55 0
                                    

Şarkıyı açmayı, yorum ve oy vermeyi unutmayın.

Saliseler yandı, saniyeler alev aldı, küller dakikaların oldu. Küllerden doğan kıvılcımlar yavaş yavaş bedenimi eke geçirmiş, oturduğum sandalyeye mıhlanmıştım.
Bir şey vardı mavi gözlerinde. Tanıdık bir gece gibi. Yabancı birer yıldız gibi.
Tanıdıklık ve yabancılık hissettiğim hislerdi. Birbirine zıt hislerin içimde çıkardıkları savaşın galibi belirsizlik oldu.
Gözlerimi, duygularımı, hislerimi ve benliğimi kaçırdım onun bende olmayan aklından.
Hayır, beni tanıyor gibi değildi. Acaba ben kuruntu mu yapıyordum?
Yine ona kaymıştım. Daha ismini bile bilmediğim ona.
Odada konuşmaya başlayan halam tüm dikkati kendine toplamayı başarmıştı ben hariç.
Odada on üç kişi ve halam vardı.
On üç kişi yani biz.
Takım, grup, kader kardeşi ne dersiniz deyin ama şu yirmi dakikadır ne düşünebildiğim bile muammayken odadakilere göz gezdirememiştim.
Halam bana anlattıklarını tekrar ettiğinden olsa gerek rahattım. O yüzden odayı süzmeye başladım.
Hemen yanımda siyah düz saçları omuz hizasındandan biraz yukarıda biten ve kahkülleri yüzüne çok yakışan bir kız oturuyordu. Gözlerini halama dikmiş sakince dinliyordu. Ona baktığımı fark etmiş olacak ki bana değdi bakışları usulca. İnce dudakları kıvrıldı hızla. Merhaba, der gibi gülümsediğinde ben de gülümsedim.
Çok güzel bir enerjisi vardı. Şu beş saniyede bile hissettiriyordu insana.
Dikkati yine halama kaydığında insanları rahatsız etmekten korktuğumdan ben de halama yöneldim o an verdiğim kararla.

"Bunları size söylemek ne kadar zor olsa da direk konuya girmek en iyisi olacak gibi." Gözleri beni bulduğunda kaşlarımı  attım. " Dünya'da geçirdiğiniz bir ömür aslında sizin için bir ceza ya da bir gereksinimdi. Hepiniz kardeşten çok daha yakındınız. Bazılarınız örgütün başındaydı. Ama hepiniz birleşerek girdiğiniz çoğu savaşta çok iyi sonuçlar aldınız." Söylediklerine anlam veremeden bakıyordum ki herkesin aynı tepkiyi verdiğini hissettim. Evet, bir yakınlık hissettiğim doğruydu ya da tanıdığım. Ama bu çok anlamsızdı. "Sözümü kesmeyin sorularınızı alacağım." Yutkundu. "Siz tüm evrenlerin tek umudusunuz. Her şeyi öğrendiğinizde ben ya da Carl yanınızda olmayacağız. Çok yakın bir zamanda ay tutulması gerçekleşecek. O gün her şeyi anlayacak ve hatırlayacaksınız. Sizden tek isteğim her zaman birlik olun. Bu evren çok büyük bir savaşa girecek."

"Size soracağım soruya vereceğiniz cevap çok önemli. Belki savaşmak, acı çekmek, zorlanmak istemeyebilirsiniz. Bu sizin iradenize kalmış."

Odadaki derin sessizliğe eşlik eden saatin tik tak sesi gibi bir ses beynimdeki uğultu şeklindeki düşüncelere eşlik ediyordu.

Halamın soracağı soru çok belli olan ama bir o kadar zor olan bir soruydu. Daha olayı bile çözemezken savaşmak mıydı isteğim, isteğimiz?

Olayın her ayrıntısına değinmeyen halam vereceğimiz onay veya red cevaplarını bekliyordu sessizliği dinlerken.

Halamın arkasındaki projeksiyon perdesinin kapattığı büyük bir tahtada yazanların asıl olayın hikayesi olduğunu düşünüyordum.

Bu savaşta iyi olanın veya kötü olanın tarafında değil savaşı reddeden tarafta olmayı yeğliyordum. Çünkü daha kimin tarafında olduğumuz bile kesin olmayan bir durumdu.

Derin bir nefes alıp sessizce geri verdim.

"Bizimle misiniz?" diye sorduğunda halamın bir haftadan fazla sürede hepimizle bu konular hakkındaki tespitlerinden, sorulara verdiği cevaplardan güven kazanmış gibiydi.

"Ben varım." dedim karalı bir şekilde.

Tüm gözler beni bulduğunda bakışlarımı halamdan ayırmadım. Çünkü biliyordum o da bakıyordu.

"Ben de varım." dedi yanımda oturan kız kendinden emin emin sesiyle.

Yaklaşık beş altı saniye sonra bakışlarımı sol çaprazımda oturan ona çevirdim.

"Varım." dedi sakin ve bir şeyleri kavramaya çalışır gibi düşünceli çıkan sesine karşılık.

Bu sesin tınısı...

Çok güzeldi.

Çok tanıdık gibiydi.

Ve çok yakın.

Geçmiş ve geleceğin arasındaki o ince ipin ortasında duruyordu. Ortamdan soyutlanıp düşünmeye ve hatırlamaya çalıştım.

Gece mavisi gözler.

Güzel ses tonu.

Küçüklüğüme gittim emin adımlarla.

Ev ardından yatılı okul.

Okulda olmayan arkadaşlarım.

"Ben ağlamıyorum ki."

"Evet tek sen değil bulutlar da ağlıyor. Bulutlar hala beyaz ama sen ağlayınca kıpkırmızı oluyorsun."

Geçmişe ayna tutan zihnim başka bir diyaloğumuzu da gözlerimin önüne getirdi.

"Of Ayaz. Çok sinir bozucusun."

"Bana mı dedin?"

"Yok. Çok soğuk ya hava ona diyorum."

"Sen de her şeyden çok şikayetcisin Şura."

"Bana mı dediniz soğuk ve sinir bozucu?"

"Sana dedim şikayetçi küçük."

"Ayaz!"

Şok olmuş bir ifadeyle şimdiki ana geri döndüm.

Geçmişimin Ayaz'ı.

İtiraz eden olmamış olsa gerek halam birazdan yine toplanacağımızı ama önce ara vermemiz gerektiğini söylerek çıktı. Ardından kimse bir şey demeden odadan çıktı. Ben de hızlı hızlı atan kalbime rağmen kendimi dışarı attım.

Hiç binanın bahçesine çıkmamıştım ama çok geniş bir alanı olduğunu fark etmemek elde değildi.

Geçmişimle tekrar yüzleşmek, geçmişimde olan biriyle karşılaşmak, savaşı barışa döndürme çabaları, gelecek kaygısı...

Hepsi bir anda yüklenmişti omzuma.

Yağmur şiddetle yağıyordu ama umrumda değildi.

"Şimdi ağlayabilirsin. Yağmur yağıyor, kimse anlamaz."

"Ama sen anlıyorsun."

"Söz kimseye söylemem."

"Söz mü?"

"Söz."

O beni hatırlamazken benim anılarımızın üzerinden tekrar geçmem içimi cız etti. Yavaş adımlarla ilerlerken üşüdüğümü her hücremde gelişi güzel hissettim. Son bir iki adımım kalmıştı ki olduğum yerde durmak zorunda kaldım.

"Şura!"

Isındığımı hissettim. Yandığımı, kül olduğumu, tekrar doğduğumu hatırlattı sanki bu sesleniş.

Yavaşça arkamı döndüğümde gece mavisi gözleriyle beni izleyen bakışlarına gülümsedim. Her zamanki endişesi bana bakarken yine oradaydı.

"Sen benim için endişelenme çıkarım ben buradan."

"Çıksan da taşlar dizlerine sürtebilir, ayağın kayabilir ve ben seni tutamazsam endişelenirim tabii ki."

"Al koynunda taşı beni. Ben bebek değilim Ayaz Bartan. Şimdi gör sen."

Ayaz Bartan.

Geçmişimin Ayaz'ı,

Beni hatırlıyordu.

...

Hepinize merhabalar.

Keyifler nasıl?

Bölüm nasıldı?

Çok sırıtarak okuyacağımız bölümler yakın söyleyeyim.

Sağlıcakla kalınnıızz.

Karanlığın Cam Kırıkları- RetrouvaillesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin