10. Bölüm Kesit

67 52 0
                                    

🌕

"Bekle pansuman yapalım."

Bu kadar küçük bir kesik için mi pansuman yapacaktı?

"Gerçekten hiç gerek yok. Minik bir şey zaten."

Parmağımı avuçlarından ayırıp söylendi dolapları karıştırırken.

"Hala değişmemiş olan inatçılığın." Dediğinde şaşkınlığımdan sonra öksürdüm.

"Efendim?"

"Hiç değişmemişsin diyorum."

"Ben de senin için öyle düşünüyordum biliyor musun?"

Acil çantasını alıp tezgaha bıraktı. İçinden çıkardığı pamuğa bir şişeden bir şey damlattıktan sonra parmağımı iki parmağıyla tuttu nazikçe.

"Biraz acıtabilir." Dediğinde gerçekten hiç değişmediği kanaatine vardım. Yine aynı endişe. Yine aynı korkular.

"Biraz abartmıyor musun?" Yavaşça bastırdığı pamukla dişlerimi sıktım.

"Çok derinden kesmişsin, Şura." Gerçekten derin kesmiştim. Kan görmeye asla dayanamadığım için yüzümü çevirdim sağ tarafa. Kan görmek en saf dışı kaldığım zamandı. Çünkü o gün geliyordu aklıma. O gün, her şeyin bittiği saatleri sahiplenmişti.

Ayaz'ın parmağıma sardığı yara bandının ardından bakışlarımı bakışlarına değdirdim.

Özlem. Tek hissettiğim buydu onun gözlerine baktığımda. Koca dokuz yıl beraber büyüdüğümüz günleri görüyordum. Göz yaşlarımı sildiği, kriz geçirirken sakinleştirmesi ve o keskin sevgisinin izleri vardı harelerinde.

Dudaklarım aralandı ama ardından kapandı. Bir aydır hiç yalnız kalkmamıştık. O gün arkamdan seslendikten hemen sonra halam gelmişti ve konuşamamıştık.

"Teşekkür ederim."

Kokusunu içime çekiyordum. Okyanus gibi kokuyordu. Derin ama merhametli. Boğabilir ama yaşam kaynağı. Nefesini yüzümde hissederken parmağımdaki acıyı unuttum.

Evet, ona söylemesem de onu çok özlemiştim. Bir gün yüzüne karşı söyleyebilir miydim bilmiyorum ama ben onsuz eksik gibiydim. Kayıptım. Koca bir boşluktum. Siyahtım. Kayıplığımın, boşluğumun, siyahlığımın mimarı oydu.

"Rica ederim." 

Karanlığın Cam Kırıkları- RetrouvaillesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin