Bölüm 7 - Güneş ( İlk Tanışma)

2.2K 348 108
                                    

Bölüm 7 – Güneş ilk tanışma

                 " Sen bana eri, ben de sana donayım. Öyle bir dal ki gözlerime, Ufkunda dolanayım. "

Bir kereden bir şey olmaz diye başlar, sizi birer birer alıp götürecek her şey. Bir kez taviz verdiğinizde sadakatinizden hayat sizden çok şey alıverir. Okulu asmaya başladığım an farkında değildim bunun. Bugünleri yarınlara erteleyip Serkan' la takılmak hoşuma gittiği için sıklaştırmaya başlamıştım devamsızlığı. Beklentilerimi umutlarımı hayallerimi nerede bıraktığımı unutup devam ediyordum alışık olmadığım için garipsediğim davranışlarıma.

Rüzgarın nereden eseceğini bilmeden, açmıştım kanatlarımı uçmaya. Hazır gibiydim sanki. Bırakınca kendimi öylece boşluğa, aşkın kıyısından su içeyim derken düştüm karanlığın kuyusuna.

Okulu astığımız zamanlar sabahları ilk işimiz bir internet cafeye gitmek olurdu. O saatlerde açık olan nadir mekanlardan birine her okulu astığımız zaman giderdik. Serkan genelde biz gibi okulu asmış diğer arkadaşlarla oyun oynardı. Ben oyunun insana bir şey katmadığını düşündüğüm için, her zaman ki gibi müzik dinler, internette dolanır kültürel ve bilimsel yazılar okurdum. Son zamanlarda Mehmet' ten öğrendiğim birkaç sohbet sitesine kız rumuzlarıyla girip erkekleri işletirdim, kadınlar ne ister sorusuna merak sarmadan önce. Zamanında Mehmet' i eleştirmiştim bu konuda ama bir gün karşılaşacak olduğum sevgilime de kendimi hazırlamak istiyordum. Kendimi nerede kaybettiğimin farkında bile değilken.

Havalar ısındıkça kanımız kaynıyor, cemre toprağa düştükçe bizde hayat buluyorduk adeta. Yeni bir diriliş yaşadığımızı zannederken sorumsuzluğun ilmeğini takmıştık boynumuza. Ertesi günün güneşli bir gün olacağını hava durumuna bakıp gören Serkan heyecanlı bir sesle;

-  " Kanka yarın okulu asalım mı? Hava güzel olacakmış. "

- " Serkan çok devamsızlık yapıyoruz bence derslerle ilgilenelim hem ya evdekiler duyarsa? "

-  " Bu son olur bak havası da güzel, kız meslek lisesinin çıkışına gideriz manita yaparız belki "

Dediğin de duraksadım biraz. Aklımı nasıl çeleceğini iyi biliyordu, daha iyi tanıyorduk artıkbir birimizi. Ona her şeyimi anlatmıştım.

-  " Tamam sen yap bütün planları ama bu sefer son olacak ."

-   "Hallederiz kanka sen rahat ol."

Ertesi gün için son konuşmayı akşam beni evimin önüne bıraktığı zaman yaptık. Sabah aynı servise binip her zaman ki gittiğimiz cafeye gidip biraz vakit geçirdikten sonra neler yapacağımızı pek dinlemedim. Eve girmeden önce cebimde ki sigara paketini nereye koyacağımı düşünüyordum. Dış duvarda bulunan, iki ayda bir sadece tedaş görevlisinin açacağı elektirik saatinin içersine koyduktan sonra kapağı kapatıp ders çalışmaktan harap olmuş yüz ifadesini oluşturarak eve girdim.

Her gün yaptığım gibi gece uyumadan önce derin düşüncelere daldıktan sonra, yarın bir aksilik olmayacağına ve bu olayın son kez tekrarlanacağına kendimi inandırmaya çalışırken uyuyup kalmışım. Serkan o gece her şeyi planlamış, benden habersiz planda birkaç değişiklikte yapmış ama o da ben gibi bu planların içerisine aşkı katmamıştı.

5 Mart 2007

                " Bugün ne oldu da erken kalktın " dedi annem. Benden önce bana annem sormuştu ne olduğunu. Oysa bugün hep ben soracaktım kendime Saki sana ne oldu diye ama Serkan' da benden önce davrandı servise bindiğimi görünce;

-   " Kanka ne oldu sana saçlar şekil "

-    "Öylesine taradım işte " dedim utangaç ve endişeli bir ses ile.

                Hemen utanır ve kızarırdım biraz övgü aldığım zaman. Hiç unutmam ilkokulda Türkçe öğretmenim yazdığım şiirleri sınıfa okuyunca ağlamıştım, oysa sadece beni övmüştü güzel şiir yazdığım için. Tanımadığım kızlarla ise hiç edemezdim sohbet, edecek olsam elim ayağım birbirine dolanırdı oracıkta, ama internet ve telefon üzerinden konuştuğum kişiler hep büyüleyici konuştuğumu söylerdiler. Ben çoğu ile dalga geçerdim kimine yaşımı kimine mesleğimi, yaşadığım yeri yalan söyleyerek anlatırdım. Planımızın ilk aşaması olan internet cafede Serkan her zamanki gibi oyun oynarken, ben bugün uykumu alıp da erken uyanmanın verdiği rahatlıkla gerçekte kendime ait olmayan ukala bir tarzda aynı şeyleri yapıyordum. Taki sohbet sayfasında etrafa takma ismi kadar zarif gülücükler attığını hissettiğim begonya_kardelen ' i görünceye kadar.

     Birkaç saniye ekrana aptalca bakındıktan sonra biraz eğleneyim maksadıyla yazdım ona;

               -  " Merhabalar Kardelen yüreğimin güneşi olur musunuz?  "

      Eğlenecektim oysa ama düşündüğüm gibi olmadı. Aşkın kanunumudur bilmem sevgili karşısında edeple konuşmak edeple susmak. Nereden bilebilirdim ki, bir gülüşe verdiğim cevaba ömür boyu ağlayacağımı. Cevap verdi beni benle susturacak şekilde;

               -  " Ya olduğum gibi görünürüm, ya göründüğüm gibi olurum. "

        Ciddiye almamıştım fazla ama bana çocukluğumda fazlaca kitabını okuduğum Hz. Mevlana'yı hatırlatması sendeletmişti beni. Bu yüzden hep kendim kalmak istemiştim hayatta, başkalaşmamak. Çünkü bir insanın kendinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olamazdı, eğer kendini başkasında bulmamışsa.

         Biraz havadan sudan bahsettik, nereli olduğunu söyledikten sonra anlamıştım kalbimde eski bir devrin kapanıp, yeni bir devrin açılacağını...

        Devamı Bölüm 8 ' de...

        Not:   Tavsiye ve görüşlerinizi bekliyorum.

isra - Aşk'a YürürkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin