Bölüm 16 - Sen gidince

1.1K 154 77
                                    

Bölüm 16

"Bugün her şey sessiz, sen gürültü edince içimde. Mutluluk bile gereksiz, sen böyle gidince."

Yeni güne sessizce uyandım, gün ne kadar aydınlanmış olsa da benim dünyamda güneş tutulmuş gibi bir karartı vardı. Uykunun verdiği sersemlik ile yastığımın altındaki telefonu alıp, belki ondan bir mesaj gelmiştir umuduyla baktım. Hiçbir mesajın olmadığını görünce ona " Kalbin kadar güzel bir gün geçirmen dileği " ile yazıp günaydın mesajı gönderdim. Ardından Hakan'a " Cansu ile konuşmayı unutma " diye mesaj attıktan sonra yatağımdan kalkıp hazırlanmaya başladım.

Günlerden Cuma olduğunu telefonuma gelen " Hayırlı Cumalar " mesajları ile fark ettiğimde, birkaç haftadır Cuma namazına gitmediğimi hatırladım. Nazlı dünya mı öyle bir çevrelemişti ki, bana Nazlı'yı vereni bile unutmuş gibiyim.

Zaten gidecek bir yerimiz kalmadığı zaman koşardık ilahi huzura. Bu vicdanımı sızlatan acı bir gerçek olsa da bugün gerçekleri fark etme günü gibi, bu gerçeği de fark etmiştim. O'nu terk etmemize sebep olanları bile ondan istemek, O'nun cömertliğine bizim acizliğimize işaretti.

Kendimi o an aciz hissettiğim kadar hiç hissetmemiştim. Kahvaltımı yapıp Cuma namazı için abdest aldıktan sonra çıktım evden. Günün bana neler getireceğini merak ediyor, bir yandan da Hakan'dan haber bekliyordum.

Camiden çıkıp okula gittim. Serkan'la karşılaştım okulun önünde. Dün geceden sonra nasıl olduğumu sordu. Geleneksel bir şekilde "iyiyim" diye geçiştirdim. Derse girmeye hiç niyetimde yoktu ama zaten dün devamsızlık hakkımı doldurmuştum. Her şeyin daha kötü olmasını istemiyordum. Gerçi daha ne kadar kötü olabilirdi ki. Hakan'la konuşana kadar bundan daha kötüsü olamaz düşüncesine devam ettim.

Ders arasında Hakan aradı. Cansu ile konuştuğunu yüz yüze görüşürsek daha iyi olacağını söyledi. Ses tonu bazı şeylerin ters gittiğine işaretti.

- " Neredesin." Diye sordum ona.

- " Evdeyim ben şimdi. sen neredesin."

- " Tamam, bekle evde. Geliyorum ben. " diyip kapattım telefonu.

Defter ve kitaplarımı bile almadan acele bir şekilde çıktım okuldan. Nazlıya beni yaklaştıracak bir haber alma umuduyla Hakan'ın evine doğru koyuldum yola. Yolda aklımdan her şey geçti. Nazlı birine aşık olmuş olabilir. Benden sıkılmış olabilir. İçindeki heyecanı kaybetmiş olabilir. İlişkimizin sonunu görememiş olabilir. Bunun gibi binlercesi ama Nazlı'yı bir anda bu denli değişten şeyi duyduğumda ben bile şok olmuştum. Hakan'ın anlattıkları beni birkaç gün öncesini düşünmeye itmişti.

*******

Birkaç gün öncesi...

Babam İstanbul'da çalıştığı için hafta sonları gelirdi eve. Bunun için okulun eve gönderdiği devamsızlık bildiri mektubu anneme ulaşmıştı. O gün annemle bu sebepten kaynaklanan bir tartışma yaşamıştık. Son zamanlarda sorumsuzlaşıp düşüncesizleştiğimi söylemişti bana ama ben dikkate almamıştım. Bu durumdan sadece annemin haberi var diye biliyordum.

Ogün okula gittiğimde müdür yardımcısı beni odasına çağırıp devamsızlık konusunda uyardığı zaman sadece beni uyarmamış. Zaten her şeyin başlamasına da müdür yardımcımın yaptığı bu hareket neden olmuş. Babamı arayıp durumdan haberdar edince babam durumu çok ciddiye almış. Zaten durum ben hariç herkesin gözünde ciddi idi. Benim gözümde ciddi olan tek şey Nazlı ile olmak ya da olmamak.

isra - Aşk'a YürürkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin