Bölüm 18

1.2K 141 109
                                    

Bölüm 18

" Çıkmaz sokaklarım yoktur benim, yeter ki soluma sap "

Varlığımın yörüngesine onu koymuştum ben. Yaşam güneşim o olmuştu. Bütün aydınlığımı ondan alırken, onsuz kalan her şey karanlığımdı.

İlk kez sevdaya tutulmuştu yüreğim. Kalbimde büyütüp beslediğim bütün hislerimi, düşüncelerimi tutulduğum o sevda uğruna bırakıveriyordum ellimden. Kazandığım her şeyi onu kaybetmemek için harcarken, onu kaybetmek benim lehçemde ölüm demekti.

O yıl ki eğitim öğretim yılının sonu gelmişti. Geçen bu süre zarfı içerisinde Nazlı ile birkaç kez daha ayrılık noktasına gelmiştik ama ben her seferin de gitmesine engel olmuştum. Aslında eskiden " beni bırakıp gideni bende istemem " diye düşünürdüm. Kendimi Nazlı'ya o kadar mecbur hissediyordum ki, hiçbir zaman " bende istemem " diyemedim.

Aslında Nazlı'da beni seviyordu. Benden gidemediğini ve benimle de olmayacağını birkaç defa söylemişti bana. Hakan benim durumumdan endişelenip Nazlı ile bir görüşme yapmış. Bu görüşmede neler konuştuklarını bana gösterdiği zaman, bazı taşlar yerine oturmaya başlamıştı.

-Nazlı'nın Dilinden - Hakan'la Konuşması-

********

" Hakan inan hiç bilmiyorum. Onu üzdüğümü biliyorum aslında onu çok da seviyorum. Neredeyse bir yıl geçti, biraz daha büyüdük ve önümüzde koca uzun seneler var. Onu şimdiden bazı hayallerin içerisine düşürüp ilerde olmazsa hayatını mahvetmek istemiyorum. Bak sende söyledin şimdiden bir sürü sorunlar oldu hayatında. Hadi bunları bir kenara bıraktım ikinci sınıftayız ve eğitim hayatımızın bitmesine üniversitede ile beraber nereden baksan beş yıl var.

Saki o kadar eşsiz bir insan ki, onun kadar ince düşünceli, kadın ruhundan anlayan, kalbinde ufacık bir leke olmayan, sevmeyi sevilmeyi en iyi bilen, iyi bir eş, iyi bir baba ve daha bir sürü özelli olan mükemmel biri. Bir kadının hayallerinde olan her şey onda var. Belki de Saki'yi taşıyamayacağımdan korkuyorum. Ona bir zarar veririm diye ödüm kopuyor.

Ayrıca aradaki bu uzaklık daha farklı bir sorun oluşturuyor. Hissetmeden görmeden bir sevgilim var demek komik gibi. Ben yaşamak istiyorum onu ama buna imkânımız yok. Bunları zamanla belki o da anlayacaktır ama şimdi ne yaptığını o da bilmiyor. Hem benim yüzümden benim için yaptığı fedakârlıklar, ben ya da başkasıyla olduğu zaman onu mutlu etmeyecek. Okulunu ailesini geleceğini hiçe sayması ne bana ne de başkasına rahat ve huzurlu bir yaşam vermeyecek. Sevmek yetmiyor işte bazen. Hakan Beni anlıyorsun değil mi?

İnan bana onu kaybetmek istemiyorum onu çok da seviyorum ama bazı gerçekleri de bilmesini istiyorum. Bunları ben söylediğimde kırılıyor yanlış anlıyor, bunları ona hatırlat."

*********

Gözlerim dolmuştu okurken yazdıklarını. Ekranı buğulu görmeye başladığımda bir iki damla yaş aktığını fark ettim gözlerimden. Hakan'a çaktırmadan silmeye çalıştım. Donmuş kalmıştım ekranın başında.

Kalbime buz gibi bir soğukluk inmişti. Yazdıkları bütün dünyamı üşütmüş olsa bile, yazdığı bütün olumsuzlukları " onu çok seviyorum " sözünün sıcaklığında eritmiştim.

Değişmeyen tek şey değişimdir sözünden nasibini Nazlı'da almıştı. Hayatta her şey değişir ve dönüşür. Aşk değişir mi bilmiyorum ama zamanla hisler değişir. Siz bulunduğunuz kalıba göre aşk yaşıyorum zannedersiniz ama sadece zannedersiniz.

İlkokulda sınıfın en çalışkanı olmak istersiniz, bu yüzden sınıfın en çalışkanına âşık olduğunuzu zannedersiniz. Biraz büyürsünüz öğretmen olmak istersiniz, öğretmenize âşık olduğunuzu zannedersiniz. Ergenlikle beraber duygusallaşır en duygu yüklü olana âşık olduğunuzu zannedersiniz. Zaman geçer güzelleşir, size en güzel olana âşık olduğunuzu zannedersiniz. Üniversiteye gelir popülerleşir, en popüler olana âşık olduğunuzu zannedersiniz. Hayat başlayıp kariyer peşinde koşmaya çalışırken, kariyerini yakalamış olana âşık olduğunuzu zannedersiniz. Zaman biter ömür tükenir size bir nefes verene âşık olduğunuzu zannedersiniz.

isra - Aşk'a YürürkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin