Bölüm 12 -

1.8K 207 109
                                    

Bölüm12-

Ben kız meslek lisesi önüne gitmeyi beklerken, Ticaret Meslek Lisesine gelmemize anlam verememiştim. Gerçi pek de umurumda değildi nerede olduğumuz. Amacım okulu asmak için Serkan'a verdiğim vaadi yerine getirmekti ama neden burada olduğumuzu merak ederek sordum;

- " Ne işimiz var burada hani kızların yanına gideceğiz diyordun. "

- " Kavga varmış arkadaşlar aradı, bizimkilerde gelecekmiş. " Dedi diğer liselerdeki arkadaşları kastederek.

- " Yine ne kavgası bu? "

- " Bilmiyorum önemli dediler geldik işte. "

- " Hay Allah'ım ya! " diyerek orada bulunmamın memnuniyetsizliğini dile getirdim.

Böyle durumlara hiçbir zaman anlam veremedim. Ergenlik yaşlarında, küçük dağları ben yarattım havası malumunuz bütün lise öğrencilerinde bulunur. Toplumsal bir acımızın yarasıdır bence, okul içindeki öğrenciden çok dış kapılar önünde insanların beklemesi. Olabilecek kavgalara karşı polislerin aldığı önlem zaten muazzam. Farklı arkadaş gurupları farklı sebeplerden dolayı orada bulunur. Kiminin kardeşine omuz atılmış, kiminin sevgilisine yan gözle bakılmış. Şimdi sorsanız çocuklukmuş diye geçiştirilen bu durumlar, o yıllarda diplomatik bir kriz hükmünde idi.

Okulun az ilerisinde belirtilen yerde bütün arkadaşlarımız toplanmış herkes ne olacağını bekliyordu. Ben bir an Nazlı'yı aklımdan çıkarıvermiş, olanlara anlam vermeye çalışıyordum. Neredeyim ne yapıyorum derken gözüm çocukluğumda samimi dostluklar kurduğumuz Hakan' a takıldı. O da oradaydı onun orada olmasına anlam veremedim.

Hakan kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan ama ortama ayak uydurmasını bilen. Toplum içinde efendiliği ve içtenliği ile itibar edilen. Delikanlılığı ve yakışıklığı ile kızların gözdesi olan ama hiçbir kıza hiçbir zaman bir dostundan fazla önem vermeyen eşine az rastlanır biriydi.

Yanına yaklaşıp selamlaştıktan sonra biraz eski günlerden bahsettik. Okul, dersler falan derken sevgilim olup olmadığını sordu. Ne diyeceğimi bilemedim o an. Birileri var deyip geçiştirdim. Daha sonra görüşmek için sözleştikten sonra benden telefon numaramı istedi. Onun numarasını da telefonuma kaydetmek için telefonumu çıkarttığımda bir cevapsız arama yazıyordu. Hakan'ın numarasını kaydettikten sonra gruptan ayrılıp sakin bir köşede beni arayan numarayı aramaya başladım.

Ortamdaki telaştan nasıl olduysa duymamıştım telefonun sesini. Nazlı'nın aramış olabileceğini düşünüp "nasıl duymam ya! " diyerek kendime kızmaya başladım. Birkaç defa aradıktan sonra umutlarım kırılmış bir şekilde telefonumu cebime koyduğum sıra tekrar çaldı telefonum. Aynı numara beni arıyordu;

- " Efendim. " dedim sakin ve neşeli bir ses ile.

- " Kimsiniz beni aramışsınız." Diye cevap verdi bir kadın sesi. Şaşırmıştım.

- " Hanımefendi siz beni aramışsınız ben o yüzden aradım sizi.

- " Kardeşim manyak mısın? Ben tanımadığım numarayı neden arayayım. "

Belki Nazlı'nın arkadaşıdır düşüncesiyle. Keşke sormasaydım diyeceğim o soruyu çoktan sormuştum.

- " Nazlı diye bir arkadaşınız var mı? "

- " Hayır, kardeşim var. Siz kimsiniz onu söyler misiniz?"

Pat diye telefonu kapatıp. " Nasıl olur ya! Ablası beni neden aradı ki " diye kendi kendime konuşurken telefonun tekrar çalmaya başladığını gördüm.

isra - Aşk'a YürürkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin