Aphrodite | Hyunlix

•Köleliğimin ilk günü•

☆

"Bu kadar mıydı?" diye sordum önümdeki kağıtları Bay Jaewoo'ya uzatırken. Memnuniyetsiz bir ifadeyle kağıtları elimden alıp incelemeye başladı. Çoğunluğu saray kuralları ve imparatorluk tarihiyle alakalı basit bir sınav olduğundan çabucak çözüp teslim etmiştim. Yanlışımın olduğunu sanmıyordum, muhtemelen yüz ifadesinin sebebi beni sevmiyor oluşundan kaynaklanıyordu. Muallim Lee'nin oğlu olduğumu söyleyince tavırları gözle görülür şekilde değişmiş ve şimdi olduğu gibi bana yargılayıcı bakışlar atmaya başlamıştı. Halbuki ben ve babamın yaptığı tek şey omega haklarını savunmaktı. Kendisi bir omega olmasına rağmen buna yanlışmış gibi tepki vermesi zavallıcaydı.

"Beni takip et." dedi sorumu görmezden gelip yürümeye başlarken. Nereye gittiğimizi bilmeden peşine takılıp sarayın uzun koridorlarını bir bir ardımda bırakıyordum. Hareme kabul edilmenin sadece sınavla olduğunu sanıyordum ancak bilmediğim bir kısım daha olmalıydı. Bir an önce kabul edildiğimi söyleyip beni rahat bırakmasını istiyordum. Zaten yemek saati yaklaşıyordu ve gecikip aç kalmaya niyetim yoktu.

Şifahanenin kapısında durduğumuzda Hazinedar Ustanın komutuyla muhafızlar kapıyı açtı. İçeri girdiğimizde Beta hekimlerle karşılıklı selamlaştıktan sonra hekimlerden kadın olan konuşmaya başladı:

"Bahsettiğiniz omega bu olmalı."

"Evet, bu o."

"Pekala. Yatağa otur bakalım."

Hekim bana dönüp konuştuğunda ilerleyip yatağa oturdum. Sağlık kontrolü yapacaklardı sanırım. Ama sorun şuydu ki benim zaten sıhhiye belgem vardı. Saray içerisinde bulunan herkes sıkı bir sağlık kontrolünden geçer ve aşılarını aksatmazdı. Tekrar bir kontrole neden ihtiyaç duyuyorlardı ki?

"21 yaşındasın değil mi?" diye sordu kadın olan. "Evet de siz bunu nereden biliyorsunuz?"

"Belgene baktım. Daha önce saraydaki diğer hekimlerin yanında tedavi olmuşsun. Son kontrolden bu yana herhangi bir sağlık sorunun var mı? "

"Son kontrolümün üzerinden bir ay geçti zaten, herhangi bir sıkıntım yok."

En azından fiziksel olarak. Mental sağlığım şimdiden hasar görmüş durumda.

"En son ne zaman kızgınlık geçirdin?" diye sorduğunda bu bilgiyle ne yapacağını anlamasam da cevapladım.

"Altı hafta oldu."

"Bana kızgınlık dönemlerin hakkında bilgi verebilir misin? Sıklığı, şiddeti... Herhangi bir ilaç kullanıyor musun?"

"3 ayda bir oluyor genelde. Fazla şiddetli geçmiyor, bugüne kadar hiç ilaç almadım."

"Tamam..." dedi arkasını dönüp diğerleriyle aramıza bir perde çekerken. "İç çamaşırını çıkar ve yüzüstü uzan."

"Ne?"

Şaşkınlıkla ağzım aralanmış hekime bakarken o kısık bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Endişelenmene gerek yok, ben betayım. Üstelik kadınım. Bu benim işim, diğerleri görmeyecek. Bir dakika bile sürmez kontrol etmem."

"Ben anlamadım, tam olarak neyi kontrol edeceksiniz?"

"Bakire olup olmadığını. Temiz değilsen seni hareme kabul etmezler."

Duyduğum şeyle gözlerim fal taşı gibi açılmış, hayretle hekime bakıyordum. Bu son zamanlarda duyduğum en iğrenç şeydi.

"İmparator istediği omegayla ilişkiye girip bir kenara atarken omegaların bekareti hiç umurunuzda değil. Ama hareme kabul ederken 'temiz' olup olmadıklarına mı bakıyorsunuz?"