☆
"Çok değer verdiğim birinin emanetisin."
Tam kim olduğunu soracakken kapı çalmış ve İmparatoriçenin komutuyla açılmıştı. Hizmetçi eğilip selam verdikten sonra "Hazırlıklar tamamlandı Majesteleri, Prens sizi görmek istiyor." demişti. İmparatoriçe ayaklanırken ben de arkasından onu takip ediyor, aynı zamanda bahsettiği kişinin kim olduğunu düşünüyordum. Babamla ya da annemle arkadaş mıydı acaba?
Prens Jeongin'in odasının önüne geldiğimizde muhafızlar kapıyı açmış, içeri girmiştik. Prens Jeongin bugüne kadar gördüğüm en güzel gelinliğin içerisinde bir kuğu kadar zarifti. Gelinliğin kuyruğu odanın yarısını kaplıyordu neredeyse, eteklerindeyse altından işlemeler vardı.
İmparatoriçe Prens'i görür görmez dolan gözlerini silmiş ve ağlamaklı bir ifadeyle ona bakmaya devam ediyordu. "Yine mi ağlayacaksın?" dedi Prens sitem eder bir sesle.
"Oğlun dünyanın öbür ucuna gelin gitseydi sen de ağlardın." derken yine gözleri dolmuştu İmparatoriçenin. Herkes İmparatoriçenin katı ve fazla otoriter bir kadın olduğundan bahsederdi, bu kadar sevecen biri olmasına şaşırıyordum bu yüzden.
"Kuğu gibisin." demişti Prens'e bakarak. "Keşke bu kadar acele etmeseydin ama. Evleneceğini bile duyurmadık daha."
"Anne..." dedi Prens. Üvey olmasına rağmen İmparatoriçeyi annesi olarak gördüğüne göre gerçekten iyi anlaşıyor olmalılardı. "Chris'i düşünüyorum ben, aylardır ülkesinden uzakta. O yüzden ne kadar erken olursa, o kadar iyi. Üzülme sakın, her yıl seni ziyarete geleceğim. Bakarsın abim evlenir de daha erken gelirim."
Son cümleyi kurduğunda bana bakıp gülümsemişti ancak İmparatoriçenin odada söyledikleri kafamı allak bullak etmişti. Hyunjin'e güveniyordum ama bu yükün altından kalkabileceğime dair kendime güvenmiyordum.
☆
"Avustralya İmparatoru Bang Christopher Chan ve Eldarya İmparatorluğu Prensi Hwang Jeongin'in düğün törenine hoşgeldiniz. " demişti Papaz yüksek sesle. Sabahın erken saatlerinde düğün haberi her tarafa yayılmış ve saray tıkabasa dolmuştu yine. Papazın ardı arkası kesilmeyen uzun konuşmasından sonra nikah akdi gerçekleşmiş ve İmparator Hyunjin evlense bile hala İmparatorluğun Prensi olduğunun nişanesi olarak bir taç giydirmişti Prens Jeongin'e. Avustralya'ya gittiğinde bundan daha büyük, ikinci bir tören daha yapıpacaktı.
Açılış dansını İmparator Christopher ve Prens, daha doğrusu artık İmparatoriçe Jeongin yapacaktı. O koca gelinlikle o kadar rahat hareket ediyordu ki 'Acaba göründüğü kadar ağır değil mi?' diye düşünemekten kendimi alamıyordum.
Çiftler birbirini dansa kaldırmaya başlamış, herkes dans ediyordu. Ben Hyunjin'in beni dansa kaldırmasını beklerken o Prenses Yeji ve Komutan Changbin ile hararetli bir tartışma içerisindeydi.
Aniden yanımda beliren Seungmin ile irkilip ona döndüm. "Ödümü patlattın. Niye sessiz sessiz yaklaşıyorsun?"
"Sessizce yaklaşmadım. Sen sevgiline odaklanmaktan geldiğimi fark edememişsin."
"Alakası yok." dedim her zamanki inkar moduma girerken.
"Neyse bak ne diyeceğim." dedi konuyu değiştirirken. "Jisung dedi ki Yuna Prens ile beraber Avustralya'ya gidecekmiş. Prens Younghyun ile kırıştırıyorlar mı ne? Odamız bir kişi eksildiği için seviniyordum ama Minjeong bizim odamıza yerleşmek istiyormuş."
"Ne?" dedim ağzım şaşkınlıkla açılırken. "Niye bizim odaya gelmek istiyor?" diye sordum sinirle. Adım gibi emindim ki bir iş çeviriyordu. Yoksa bizimle beş dakika oturmaya tahammül edemeyen kız yanımıza yerleşmek istemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aphrodite | Hyunlix
FanfictionTahta çıkacak olan Delta Prens Hwang Hyunjin ve hareminin gözde cariyesi Omega Lee Felix.