•Hediyeler•

4.3K 471 472
                                    


"Kör olsaydım da görmeseydim." diye yakındı Seungmin kendini yatağa atarken. Saat gecenin 3'üne yaklaşırken nihayet gürültülü şölenin ilk günü bitmiş, biz de odalarımıza dağılmıştık. Yaşadığım şeyler bir tiyatro sahnesi gibi tekrar tekrar canlanıyordu zihnimde. Bu saatten sonra başıma neler geleceğini tahmin bile edemiyordum. 

"Balkondan sizi öyle görünce bir an söyleceğim şarkıyı unuttum resmen. Sen baskın alfa dememiş miydin konuştuğun adamı anlatırken?" 

Seungmin hem üstünü değiştiriyor, hem de bugün olanları sorguluyordu. "Hayatımda Delta mı gördüm Minnie, feromonları ağır olunca alfadır sandım işte."

Kulağımdaki küpeyi çıkartırken bunları kafasına fırlatamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyordum. Mücevherleri çıkarıp kutusuna koyarken derin bir iç çekmiştim. "Of...Ne yapacağım ben?" 

"Asma suratını. Bence İmparator çıkması iyi oldu. Gerçekten dediğin gibi biriyse çok anlayışlı biridir. Ya İmparator babası gibi şirret, omega düşkünü, sapık biri olsaydı? Ne konuştunuz dans ederken, ne dedi sana?"

"Dedi ki 'Seninle konuşmaya sandığından daha çok önem veriyorum Felix.'" 

"NE?!"

Birden çığlık atıp bağırdığında yerimden sıçramıştım korkuyla. "Bağırma, biri duyup gelecek şimdi." dedim sessizce. Diğer herkes sofada toplanmış şölende olanların dedikodusunu yaptığından odada yalnızdık. "Duysunlar, özellikle o Minjeong duysun. Adam sana resmen ilan-ı aşk etmiş."

"Aşk falan yok." dedim söylediğine karşı çıkarken. "Benimle konuşmayı seviyormuş sadece."

"Aynen canım."

Odanın kapısı çaldığında diğer omegaların geldiğini sanmıştım ama gelen kişi Harem Ağası Jisung'tu. Her ne kadar arkadaş da olsak bizden yüksek bir metrebede olduğundan o gelince ayağa kalkmak zorundaydık. "Lütfen efendim, kalkmayın. Benim sizin önünüzde eğilmem gerekiyor. Müstakbel İmparatoriçemizsiniz sonuçta."

Seungmin ve Jisung gülerken, beni bu duruma düşürdüğü için İmparatora lanetler okuyordum içimden. "Nasıl oldu bu?" diye sordu heyecanla. "Hediyeyi gönderen de o muydu?"

"Maalesef." Diye yanıt verdim surat asarken. Başıma bu gelenler iyi miydi kötü müydü, bilmiyordum. Tek bildiğim kaderimin İmparatorun iyi bir karaktere sahip olmasına bağlı olduğuydu. Eğer diğer alfalar gibi her seferinde birkaç cariye seçip onlarla gönül eğlendiren biriyse, bitmiştim. 

"Ne maalesefi, şu an dışarıdaki herkes senin yerinde olmak istiyor." 

"Keşke benim yerimde olsalardı. Ben 50 yaşıma gelene kadar burada sessizce yaşamak istiyorum. İmparatorun ya da başka bir alfanın beni beğenmesini istemiyorum." dedim bıkkınlıkla. İstediğim şey terfi alıp, veliahtların dadısı olmaktı. Mesela Prens Jungsu'ya eğitim vermek çok güzel olurdu. Hem istediğim mesleği yapar, hem de ülkeyi yönetme potansiyeli olan birini ataerkil düşünce yapısından uzaklaştırırdım. 

"Ben isterdim." dedi Jisung. "Hayatlarımızı değiştirebilseydik keşke. Benim yerimde olsaydın ölene kadar bekar bir şekilde bu saraya hizmet ediyor olurdun. Senin yerinde olsaydım bir alfayla evlenir, kendi tuvamı kurardım." Sesi hüzünlü geliyordu kulağa. Cinsiyetsiz olmak onu fazlasıyla üzüyordu. Çünkü kimse cinsiyetsiz biriyle birlikte olmak istemiyordu. Hepsi şu saçma feromonlara ve soya takık aptallardı. 

"Amaaaan neyse." dedi üzgün halinden birden sıyrılırken. "Çabuk uyuyun, erken kalkacaksınız."

Aphrodite | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin