Garip bir durumun içindeydi.
Ymir bardağını eline aldı. Ayağa kalktı. Jes ve Dia da onunla beraber ayağa kalkmıştı. "Sadece su doldurup geleceğim." diye açıkladı Ymir. "Ben de susadım su alacağım." dedi Dia gülümseyerek. Jes de "Ben de yalnız kalmak istemiyorum." diye ekledi.
Ymir ofladı. "Abilerimden kurtuldum derken şimdi de siz başlamayın lütfen!" dedi bıkkınlıkla. Dia ve Jes bir türlü Ymir'i rahat bırakmıyorlardı. Ymir bunalmıştı artık!
"Senin için ne kadar endişelendik, ne kadar korktuk biliyor musun!" diye çıkıştı Jes. Dia bir anda Ymir'e sarıldı. "Gerçekten çok korktuk." diye tekrarladı. Ymir gülümsedi. "Ama iyiyim, öyle değil mi?" dedi. "Evet, o tuhaf mor maskeli sayesinde." dedi Jes.
Donnie bilgisayar odasındayken bile duyabilmişti bu sözü. Nereden bilebilirlerdi ki aslında Ymir'in kendi başına kurtulduğunu? Artık Donnie halk tarafından biliniyordu. Komutan Rielmade buna hiçbir şey söylememişti. Zaten eninde sonunda kameralara yakalanacaklardı. Asıl kimlikleri bilinmediği sürece sorun olmazdı herhalde.
Ofladı. Asıl kimlikleri... Görevdeyken isimlerini kullanamıyorlardı. Kod isim de kullanamazlardı. Başta Gian olmak üzere etraflarındaki herkes baş harflerin arasındaki benzerliği fark ederdi. Dört erkek ve bir kız kardeş olmaları bile deşifre olmalarına yetecek bir özellikti!
Başının ağrımaya başladığını fark etti. Düşünmeye ara vermesi gerekiyordu. Leo çay yaptığını söylemişti, bir bardak iyi gelebilirdi.
"İyi misin?" Raph duyduğu soruya gülse mi kızsa mı bilemedi. "Evet ya, Ymir kaçırıldıktan sonra o kadar iyiyim ki anlatamam!" diye çıkıştı. Gian etkilenmemişti. Raph'ın öfkesi Ymir'in kaçırılmasına değil kaçıranlara zarar veremeyecek olmasınaydı. Ah Ymir Donnie yerine onu çağırsaydı..! Onları yaptıklarına bin pişman ederdi.
"Sakin ol. Sonuçta yakalandılar ve sorgudalar." dedi Gian. Raph öfkesini bastırmaya çalıştı. "Ne olmuş yani? Kardeşimi kaçırdılar onlar. Ymir tehlikedeydi! Onu Ciel'e göndermek hataydı!" Son cümlesini kısık sesle söylemişti.
"Bir defa olan bir şey. Bir daha olmayacaktır." dedi Leo evden çıkarken. Raph ve Gian'ın gölgesinde durduğu ağaca yaklaştı. Tam Raph "Nasıl olur da-" diye bağırmaya başlarken Leo sözünü yarıda kesti. "Markete gidiyorum. Mikey ve Donnie içeride. Yardıma gelecek misin Raph?"
"Niye ben geliyormuşum?" dedi Raph küçümser bir tavırla. Leo gülümsedi. "Mikey yatıyor. Donnie benimle gelirse Mikey ile alışverişe sen gidersin. Yeterli mi?" diye sordu. Raph ofladı. "Hadi gidelim."
Gian'ın onları takip etmediğine emin oldukları an Leo Raph'a bir kağıt uzattı. Raph alışveriş listesini okurken "Hızlı ol." dedi söylemesine gerek olmadığı halde.
Leo yan sokağa daldı.
Raph önünde duran markete bakakaldı. Neden sıkıcı işler ona kalıyordu?
Leo ara sokağa girdi. Etrafına baktı. "Merak etme kimse yok!" Leo sesin sahibine, Mikey'ye baktı. Mikey elindeki çantayı çatıdan attı. "İyi eğlenceler!" dedi, eve doğru ilerledi. Evdeki herkes onu uyuyor sandığı için bir an önce eve gidip odasının penceresinden içeri girmesi gerekiyordu.
Leo çantaya baktı, gülümsedi.
Zalten kahverengi koltuğunu masaya yaklaştırdı. Kaçıncı kez masanın üzerini düzelttiğini hatırlamıyordu. Odanın gayet toplu olduğuna karar verdiğinde koltuğuna oturdu. Komutan Rielmade hala onu aramamıştı ve bu çok daha tedirgin ediciydi.
Kapı çaldı, içeri alt güvenliklerden biri girdi. "Bay Beider, misafirimiz var." dedi şaşkınlıkla. Komutan Rielmade olamazdı, değil mi? "Kim geldi?" diye sordu sakince. "Onlardan biri." dedi alt güvenlik. Zalten ilk başta bunun ne demek olduğunu anlamamıştı. Kast ettiği şeyi anlayınca "Ne bekletiyorsunuz, hemen içeri alın!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ninja Kaplumbagalar GEZEGEN
FanfictionTamam, sanırım bu sefer gerçekten de ne yapacağımızı bilmiyorum. Olaylar o kadar saçma ki bu gelişmiş teknoloji bile dikkatimi- O üst düzey bir Meg-ekran mı? NE DEMEK BURADA PİZZA YOK? NASIL YAŞAYACAĞIZ O ZAMAN?! Kimse beni buna ikna edemez. Gerçek...