Donnie bahçede çay içen mutantı gösterdi. "Bu Sensei Splinter!" Kardeşleri de ona bakıyordu. Sensei Splinter elindeki bardağı masaya bıraktı. Ayağa kalktı. Ve kaplumbağalardan tarafa baktı.
Kardeşler bir adım geriye gitti. Ymir abilerine baktı. "Abi," dedi kararlılıkla, "Kaybedeceğimiz bir şey yok. Beklemenin de anlamı yok." Aniden ayağa kalktı ve koşmaya başladı. Abileri bir şey diyemeden çatıdan atladı.
Leo ofladı. "Harika, ikinci bir Raph'ımız oldu." Ymir'in peşinden aşağı atladılar.
Etraftaki fareler korkuyla bakıyordu kardeşlere. Ymir huzurevinin bahçe duvarından atladı. Sensei Splinter'ın karşısına geçtiğinde durdu. Abileri peşinden geliyordu. Ymir yaşaran gözünü umursamayarak, "Sensei?" dedi.
Abileri de yanına geldiğinde duydu Sensei Splinter'ın cevabını; "Evlatlarım!" Ymir koşarak sarıldı babasına. Saniyeler içinde abileri de ikisine birden sarıldı. Ayrıldıklarında Sensei Splinter her birine baktı, kaşlarını çattı. Sesi endişeliydi. "Michelangelo nerede?"
"Evde Sensei." dedi Leo. "Bizi bekliyor." Sensei Splinter gülümsedi. "Onu fazla bekletmeyelim o zaman." Ymir hafifçe güldü. Abilerine baktığında hepsinin gülümsediğini gördü.
Sensei Splinter huzurevine baktı. "Ama önce odamdan almam gereken bir şey var." Tek zıplamayla kamelyanın çatısına çıktı. Açık pencerelerden birine atladı.
Kaplumbağalar da peşinden gidiyordu. Korkuyla çığlık atan mutantları, koşarak gelen güvenlik görevlilerini umursamayarak babalarının peşinden gittiler.
Sensei Splinter yatağın yanındaki sopasını aldı. Evlatlarına baktı. "Evimize gidelim Donatello."
Donnie bir tuşa bastı. Ve etraflarında yeşil bir küre belirmeye başladı.
Odanın kapısını açan huzurevi görevlileri içeride kimsenin olmadığını gördüler.
Mikey pizza kutularını masanın üzerine yerleştirdi. Boş pizza kutuları hala kanepede yığılıydı. Bu pizzaları Sensei Splinter'ın gelişi şerefine hazırlıyordu.
Kenarda üst üste duran pizzalardan en üsttekini açtı. Pizzadan bir dilim aldı. Bir gün dolmuştu. Ailesi her an gelebilirdi. Pizzayı yerken gördü oluşan yeşil küreyi. Hızlıca elindeki dilimi yedi.
Yeşil küre yok olur olmaz Sensei Splinter'a sarıldı. "Seni özledim Sensei!"
###
2 ay sonra
Ymir heyecanla girdi Sensei Splinter'ın odasına. Abileri onu iki aydır eğitmişti. Mikey'ye 7 dakika dövüşebilecek kadar iyiydi artık. Her ne kadar Mikey onu çoğunlukla yeniyor olsa da, onunla bu kadar uzun dövüşmesi bile harika bir şeydi.
Çatıya tırmanma, gölgelerde saklanma ve hızlı hareket etmede kendini fazlasıyla geliştirmişti. Bu konularda abilerine denkti, hatta zaman zaman onları geçiyordu bile!
Şimdiyse Sensei Splinter onu görmek istediğini söylemişti. Eğitimini son seviyeye çıkaracaklardı. Ymir bunun ne olduğunu tahmin edebiliyordu. Bu yüzden oldukça heyecanlıydı.
"Gel kızım." dedi Sensei Splinter. Ymir babasının yanına oturdu. "Leo, eğitimlerini bitirdiğini söyledi. Anlaşılan abilerinin sana öğretebileceği bir şey kalmamış." Ymir gülümsedi. Aynısını abileri de söylemişti. Onlar kadar iyi olduğunu düşünmüyordu.
"Artık silah eğitimine başlayabilirsin."
Ymir daha da heyecanlanmıştı sanki. Hangi silahı seçmeliydi? Sai? Nunchaku? Katana? Bó?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ninja Kaplumbagalar GEZEGEN
FanfictionTamam, sanırım bu sefer gerçekten de ne yapacağımızı bilmiyorum. Olaylar o kadar saçma ki bu gelişmiş teknoloji bile dikkatimi- O üst düzey bir Meg-ekran mı? NE DEMEK BURADA PİZZA YOK? NASIL YAŞAYACAĞIZ O ZAMAN?! Kimse beni buna ikna edemez. Gerçek...