8.Bölüm

1.5K 74 10
                                    

Kısa bir bölüm oldu. Sınavlar yüzünden bu kadar oldu. Bir dahaki hafta cuma son sınavımı olup biraz daha rahatlıyorum. Bu sebeple uzun bir bölüm yazacağım sınavlardan sonra. İyi okumalar. Hepinizi çok çok öpüyorum.

~ Yeni bölüm~

Okuma yazma bilmeyen bir çocuğa "şu harfi oku" deyip okumasını beklersin. Ama çocuk okuma yazma bilmediğinden okuyamaz. Melül melül bakar sana ama çok ta utanır üzülür bilmediğinden. Çekinir sana bakmaya. Kendi kabuğuna çekilir ve öylece durur.

Bende karşımdaki adamı tanımıyordum. Sadece ona bakıyordum. Kim olduğu hakkında ise hiç bir fikrim yoktu. Zaten benim arkadaşım yoktu ki nasıl tanıyabilirdim.

"Zeynep tanımadın mı beni?" diye tekrardan sordu.

Tanıdımda tanımamazlıktan geldim. Nereden tanıyacağım ben seni ya. " hayır" dedim ve karşımdaki adamı süzmeye başladım.

Utanaraktan " hayır tanımadım" dedim tekrardan.

Kerem de anlamaz gözlerle karşımdaki adamla beni süzüyordu. Gözlerini kısmıştı anlamaya çalışıyordu. Şahsen bende anlamaya çalışıyorum ama anlamıyorum bu adam kim?

Derinin babası ayağa kalkarak " zeynep gerçekten mi tanımadın beni ama ben seni çok iyi tanıyorum" dedi.

Gözlerimi kıstım hatırlamaya çalıştım ama olmadı hatırlamadım. Hatırlayamıyordum.

"Ben can. Can demircioğlu." gözlerimi iyice kstım. " yağmur desem" dedi ve sevecenlikle sıcak bir gülümseme bahşetti bana.

İnanamıyorum ya can karşımda. Lisedeki tek arkadaşımın sevgilisiydi. Aynı okulda okumuyorduk can ile ama yağmur sayesinde bayağa kaynaşmıştık. Çok iyi arkadaştık onunla. Çok ciddi olaylar olmuştu bu nedenle herkesden habersiz okukumu değiştirmek zorunda kalmıştım. Telefon kullanmadığımdan o zamanlarda yağmurla iletişimimde kopmuştu. Şİmdi ise can karşımda ve anladığıma göre yağmurla evlenmişler. Ve derin. Derin diye bir kızları var. Çok sevimli bir kız. Kendini sevdiriyor aynı annesi gibi. Lide yıllarımda sadece yağmur ve candan başka arkadaşm yoktu. Çogu zaman canda korumuştu beni. Ona minnettardım....

Gözlerim buğulandı. Duygulanmıştım. Eski anılar canlandı gözümde.

Çenem, duygusallaştığım için göz yaşı dökmemin habercisiydi.

Can ban yaklaşarak kollarını açtı ve sımsıkı sarıldı. " şiii duygusallaşma hemen" dedi gülerek. Eskidende öyleydi yağmur yada ben üzüldüğümüzde bizi gülümsetmek için türlü türlü şebeklikler yapardı. Aslında bakılırsa işe de yarardı. Çok iyi niyetli birisidir can. İyi niyetliliği ve masumluğu her zaman yüzüne yansımıştı.

Bende ona karşılık vererek sımsıkı sarıldı. Biraz öyle durduk ayrıldığımızda " Kaç yıl oldu be" dedi üzgün bir tonda.

Bende üzgün bir tonda " size haber veremedim öyle olmak zorundaydı." dedim. Çünkü bilmediği şeyler vardı. Kendim için değil yağmur için o okulda kalamazdım aynı zamanda canında başına bela açardım. Ama bunuu onlara açıklayamam. Sırf benimle arkadaşlardı diye bunu onlara yapamazdım....

Can sitem ederek " nasıl olması gerektiğini bir kenara bırak bize bir şekilde haber vermen gerekirdi. O gün bir şeyler vardı huzursuzdun acı çeker gibiydin her ne kadar inkar etsende biz anlamıştık. Ama ı gün fazla üzerine gelmedik. Nereden bilebilrdik ki seni son görüşümüz olacağı. Bunu bilseydik.... " daha devam edemedi. Üzgün olduğunu yüzünden okunuyordu.

" Ben, ben çok üzgünüm. Öyle olması gerekiyordu." derin bir nefes aldım. Ağlamanın sırası değildi. Kendimi tutmam gerekiyordu.

" Eskiyi geride bırakalım yağmur nasıl? Evlenmişsiniz ve dünya tatlısı bir kızınız var. Sizin adınıza çok mutlu oldum. O zamanlar zaten belliydi evleneceğiniz öyle aşıktınız ki birbirinize belliydi her şey" dedim gülümseyerek.

" Evet öyle oldu. Lise bittiğinde evlendik ve kızımız derin dünyaya geldi. Bir sene ara verdik ama bu yıl ünüversiteyi bitirdik." dedi.

Ben sadece gülümsüyordum. Keremi tamamen unutmuştum ki beyefendi kendini unutturur mu hiç? Unutturmaz tabi. Öksürdü hafifçe ve bir o kadar sert şekilde. Yani kısaca " bende buradayım" diyordu. Olmasan daha iyiydi ya neyse.

O kalın ve bir o kadarda sert sesiyle " burada neler döndüğünü açıklasın birisi. Can sen nereden tanıyorsun zeynepi? " diye sordu. Aman bir şeyide merak etme. Bir şeyide öğrenme. Bir şeyden de eksik kal. Yok ama kerem beysiz hiç bir şey olmaz illa bilecek bir şeyi. Züppe seni!

Derinde meraklı bir şekilde yerinde kıpırdanarak " bayba bu zeyyep abya o zeyyep abya mı? " diye sordu.

Can cevap vereceği sırada bir nesnenin yere düştüğünü duyarak hafif korkmuş olsak bile ani bir refleks ile arkama döndüm.

~Bölüm sonu~

İnşallah beğenmişsinizdir. Sınav haftası kafam pek iyi olmuyor ancak bu kadar oluyor. Gelecek hafta hiç yazamayacağım çok yoğun bir sınav haftam ve programlarım var affedin. Yorumlarınızı esirgemeyin.

ATARLIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin