Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumlar.
~Yeni Bölüm~
Alışverişe çıktığında mağazaların önünden geçerken çok güzel bir elbise beğenirsin. İçeriye girip elbiseyi denemek için görevliyle konuşursun. Kısa bir sürede görevli sana elbiseyi getirir, eline verir ve kabine doğru adım atarsın. Kabine girdiğinde üzerindekileri çıkarıp o çok beğendiğin elbiseyi giyersin. Kabindeki aynaya baktığında kendini görürsün. Ve elbisenin vücuduna ne kadar da yakıştığını. Büyülenmişçesine bakarsın elbiseye. Kendi etrafında döner durursun. Kolunda bir şeyin sallanmasıyla koluna bakarsın. Sallanan şey elbisenin etiketiydi. Yüzünde gülümsemeyle etikete bakmaya çalışırsın. Fiyatına baktığında bir anda yüzün düşer. Çünkü çok pahalıydı ve alamayacaktın. O anki mutsuzlukla elbiseyi çıkartırsın ve kendi elbiselerini giyersin. Kabinden çıktığında görevli yanına gelip "beğendiniz mi?" sorusuyla karşılaşırsın. Yüzüne taktığın yalancı gülümsemeyle " ah hayır pek vücuduma uygun bir elbise değildi. Size iyi günler" deyip mağazadan dışarıya adım atarsın. Yıkılmış olan hayallerinle. Ne kadar da beğenmiştin oysa elbiseyi değil mi?
Evet çok beğenmiştim. Ve bu olay benim başıma gelmişti. Daha on altı yaşındaydım. Çok istiyordum o elbiseyi. Ama alamamıştım. Param yetmiyordu. Çok üzülmüştüm. O an nasıl ruh halindeysem şu anda yine o ruh haline bürünmüştüm. Suratım asılmıştı. Kendime inanamıyorum bu ben olamam herhalde. Resmen onunla öpüşmediğimiz için üzülüyordum...
Ben hayatımda ilk defa öpüşmek istiyordum. Öpüşmek istiyordum çünkü kalp ritmim çok hızlı atıyordu. Belki de keremi...
Ben keremi seviyordum. Onca kavga etmemize rağmen beni ona kalbim çekiyordu. Aklıma mı uymalıyım yoksa kalbime mi uymalıyım hiç bilmiyorum. Aklıma uyarsam mutlu mu olurum yoksa pişman mı? Hiç bilmiyorum. Bilemiyorum. Kalbime uyarsam belki mutlu olurum. Ya onu da kaybedersem? Bu sefer dayanamam sevdiğim birini daha kaybetmeye. En iyisi yolun başındayken vazgeçmek. Hem o beni sevmiyor ki? Bizim aramızda olan sadece patron ve çalışan ilişkisinden başka bir şey olamaz. Ben onun çalışanıydım. Hem benden daha güzelleri var beni mi sevecekti ki?
Şu an ağlamak istiyordum hem de hıçkırarak. Saatlerce ağlamak istiyorum. Kimsenin sesimi duymayacağı bir yerde ağlamak istiyorum.
Kapı kapanma sesini duyarak keremin arabaya bindiğini anladım. Hani korna sesi bölmüştü ya bizi, keremin çalışanı gelmişti. Benzin getirmişti. Kerem arabayı çalıştırdı ve ilerleme başladık. Sessizdik. İkimizde konuşmuyorduk. Gerçi utanıyordum o ayrı bir mesele. Sessizliğimizi bölen keremin radyoyu açmasıydı. Şarkının sözlerini dikkatle dinliyordum. Kafamı cama doğru çevirdim ve gözlerimi kapattım. Kendimi şarkıya vermiştim.
--------
Umut yok, bir ışık yok gözlerinde,
Ben hala bekleyenim olsun
Ateş yok sıcaklık yok ellerinde
Ben yanarım aşkın sağ olsun
Sen kapımı çalan sızım gir içeri
Her zaman başımın üstünde senin yerin
Dilim tutulur sözcükler uçarsa aklımdan
Benim güzel misafirim sen hep hoş geldin
Çok aniden girmişti hayatıma. Daha ne olduğunu anlayamadan kavga ettik tartıştık ve...
Ve ona aşık oldum.
Ve umut yoktu benim içimde. Seni sevmeyi istemezdim ama dilim tutuldu kalbim senin yanında ritmini değiştirdi. Ben istemesem bile kalbim seni istedi.
Kalbim benim tercihimi değil seni sevmeyi seçti. Ben hayatım da ilk defa birini seviyordum. Ama imkansızı istiyordum. Daha doğrusu kalbim istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATARLIM
LosoweKorkak bir okadar da cesaretli bir kız. Birde korkusuz bir erkek. Ve tabikide bir zeyker hikayesi. Bazen duygulanacağınız bazende kahkahaya boğulacağınız bir tarzda.