11.Bölüm

1.5K 79 13
                                    

Arkadaşlar sizlerden çok çok özür diliyorum.lütfen kusuruma bakmayın yazamadım. Tekrardan özür diliyorum. Bu bölümü CSAYİM veCİGDEM_18 adlı kullanıcı arkadaşlara ithaf ediyorum. İyi okumlar okuyucularım.

~YENİ BÖLÜM~

Bu akşam keremi patronum olarak görmeyeceğim ve sinirimi çıkartacağım ondan. Kovarsa da kovsun beni işten sanki ben yalvardım ona ille de beni al işe diye haksız mıyım yani. Tamam korkutucu bakışları olabilir ama benimde var ürkütücü bakışlarım. Aramızda kalsın benim ürkütücü bakışlarım sadece kediler üzerinde işe yarıyor. Korkmuyorum ondan. Tamam biraz korkabilirim ama ne yapabilir ki bana en fazla öldürür beni. Kaybedecek hiçbir şeyim yok bu hayatta.

"Zeynep daha ne kadar o kapıda bekleyeceksin acaba?" diye söylendi yağmur. Haklıydı kazık gibi dikildim burada. Salona doğru adım attım. Kereme bir bakış atayım dedim ki bakmaz olaydım koyu yeşilleriyle bana bakıyordu. Bende o anki refleksle "ne bakıyorsun be" bakışımı attım. Gözlerini kıstı e yuh yani onu damı anladın?

"e Zeynep cim nasılsın?" diye sordu can yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle.

"iyiyim canım benim" dedim onun gibi gülümseyerek. Yağmurda gülümsüyordu. Derin kıs kıs gülümsemeye başladı hepimiz keremde dahil derine baktık.

Babasına sokularak "babacıym" dedi.

"efendim prensesim"

"ayz öynce annemle zeyyepçiyim sofyayı hazıyladılay annem masaya otuydu ve soya kayktı ayağa elini kafasına koyarak ayy beyn cayyayı unuttum yani sizi unuyttuu" zorlanarak söylemişti ama bir o kadar da kıkırdayarak.

Can daha çok sırıtarak "hayatım hiç hatırlamasaydın yani"

"cann" dedi onaylamazca. Derine dönerek "öyle olsun annecim hemen annesi sat sayende rezil oldum" diyerek mutfağa gitti.

Tabi biz bu arada kahkaha atıyorduk.

"baba aynnem kütsümü bize?" diye sordu.

"hayır babacım küsmedi"

"haa iyi o zamayn" kıkırdadı derin.

Biz burada kıkırdarken yağmurun "hayır" diye bağırmasıyla mutfağa doğru baktık ve aceleyle yağmurun yanına mutfağa koştuk.

Yağmurun elinde telefon vardı. Sanırım kötü bir haber almıştı. Can sarıldı ona bende hemen yanına yaklaştım.

"can" dedi ve ağlamaya başladı.

Canda şaşkın ve endişeli bir şekilde "ne oldu?"diye sordu.

"teyzem" dedi ve durdu. "teyzemi hastaneye kaldırmışlar." Dedi.

"ne?"

"beni yanına götür lütfen" dedi cana.

"tamam hayatım sakin ol"

Derine baktığımda mutfağın kapısında annesine bakıyordu ağlayacaktı neredeyse. Burnunu çekerek annesine koştu.

"aynne söyz bidaha üzmiycem seni" dedi ve ağlamaya başladı. Sımsıkı sarıldılar. Nasıl denir bilmiyorum ama şu tablo karşısında cümle kuramıyorum. Yutkunamıyorum.

Kelimeler yetmiyordu duygularımı ifade etmeye.

Can bize dönerek yani kerem ve bana "kerem ağabeycim siz derin ile kalır mısınız bu akşam?" diye sordu.

"sorman hata can" dedim ve yağmura sarıldım. Derin biraz ezilmiş olabilir ama oda ikimize sarıldı.

"üzüyme aynne" çatallaşmıştı sesi.

"tamam annecim" dedi yağmur ve kendini topladı.

"kızım biz şehir dışına çıkacağız şimdi sende uslu bir şekilde Zeyneplerle birlikte kalacaksın onları üzmeyeceksin anlaştık mı?" diye sordu derine yağmur.

Derin kafasını tamam anlamında salladı.

͋๘๘๘๘๘๘๘๘๘๘๘

Yarım saat içinde yola çıkmışlardı. Bursa'da yaşıyordu teyzesi. Biz bu akşam şimdi üçümüz mü kalacaktık bu evde. Hadi derini geçtim seve seve kalırımda. Kerem yani. Ben ve kerem. Kerem ve ben.

Salonda koltukta deriniz aramıza alarak oturuyorduk. Hiç kimseden çıt çıkmıyordu. Öylece oturuyorduk.

Bir karın gurultusu sesi çıktı. Eyvah acaba benden mi çıktı o. Eğer benden çıktıysa rezil oldum. Kerem artık susmaz. Karnıma dokundum ve karnımı saklamaya çalıştım. Acaba benden mi çıktı o ses. Yandan yandan kereme baktım oda kendi karnına bakıyordu kafasını salladı ve kafasını bana doğru çevirdi baktı bana. Yaa benden çıktıysa rezil oldum. Ayy gözlerini de kıstı. Tekrar bir guruldama sesi geldi bu sefer ortadan geliyordu. Kerem ile göz gözeydik ve anı anda ortamızdaki afacana baktık. İyice koltuğa sinmişti ve karnını tutuyordu. İlk kereme sonra bana baktı ve

"ne yapim yaa kaynıym acıyktıııı"diye söylendi. Bu haline gülümsedi.

"doğru yakıl mı kaldı ben haydi sofraya" dedim. Derini kucağıma alarak masada doğru ilerledim. Derini sandalyeye oturttum. Keremin arkamdan "sanki çok vardı ya" lafını duydum. Direk arkama döndüm ve kötü kötü baktım ona. O ne yaptı peki tahmin edin. Ben diyeyim bana aldırmayarak masaya geçti oturdu.

Derin bir nefes aldım ve sabır diledim.

Derini daha fazla bekletmeyerek yedirmeye başladım onu. Bir zaman sonra kendi yemeye başladı bende bu sayede yemeğime başladım. Derin ile aynı anda bitirdik yemeklerimizi. Kereme baktım ve o çoktan bana bakıyordu gözlerimi kıstım ve "ne oldu?" diye sordum.

Bir soru sordum değil mi? Bildiğin öküz yani. Gözlerimi devirdim.

"derincim sen keremle birlikte ellerinizi yıkamaya gidin bende sofrayı toplayayım. Kafasıyla onayladı beni. Kereme hiç bakmadım. Oh olsun sana şimdi dediğimi yapmak zorundasın keremcim.

Sofrayı topladım ve salona geçtim. Koltuğa attım kendimi. Derin keremin kucağındaydı. Kerem sırıtarak "derincim Zeynep sana sıcak süt ve bana da kahve yapacakmış" dedi sinsice sırıttı.

Peki ben ne yaptım bilseniz.

Sadece bön bön baktım kereme.

Öküzün trene baktığı gibi baktım ona.

Kendi kalesine gol atan topçu gibi hissediyorum.

~BÖLÜM SONU~

inşallah beğenmişsinizdir. yorumlarınzı bekliyorum.

ATARLIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin