SINIR 260 VOTE 300 YORUM.
Arkadaşlar, yorumlar o kadar az ki bu beni gerçekten üzüyor. Benim için Beğeni den çok yorumlar önemlidir çünkü bizlerin en büyük motivasyon kaynağı sizlerin yorumları ve biribiriniz ile olan etkileşimidir. Fakat sizler tamamen hayalet gibisiniz, lütfen hayalet kalmak yerine biraz sosyalleşin. Cidden üzülüyorum.
Keyifli okumalar.
Saatlerce konuşsam ve ağlasam kimse beni anlamayacakmış gibiydi. Avuçlarımın arasında tüm gerçekleri tutuyorum ama kimse görmüyor, tepki vermiyor, ellerime bakmak yerine sadece gözlerime bakarak beni cezalandırıyorlardı.Bu hayattaki en büyük pişmanlığım, hapisten çıktıktan sonra Mahi için hiçbir şey yapamamak olmuştu. Boş yere 2 yıl yatmıştım, dolu dolu müebbet yemeye razıydım fakat hiçbir şekilde o adamlara ulaşamamıştım. Benim meleğimin kanatlarını kıran o it soylarına, ne yaparsam yapayım ulaşamadım ve bulamadım. Zaman geçti, pes ettim.
Şimdi ise kızın biri çıkıp hayatımı alt üst ediyor, her şey Mahi için diyordu.
O kızın çıkmasıyla beraber adamlardan birinin ölmüş olduğu haberini görmem... Bunlar tesadüf olamazdı.
"Ayvaz," dedim büyük bir soğukkanlılıkla, Ayvaz düşünceli bir şekilde bana döndü ve gözlerini kıstı. "O adamı Yeliz öldürmüş olabilir mi?"
Ayvaz nefesini tuttu, bende tuttuğumu yeni ark ediyordum. Böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Bir insan bu kadar gözünü karartıp hayatından vazgeçebilir miydi?
Bir zamanlar sende o çok sevdiğin hayatından vazgeçmek istedin, gözünü kararttın.
Öyle haklıydı ki içimdeki ses, inkar edemiyordum.
"Kesin bir şekilde hayır diyemiyorum ne yazık ki." diyerek mırıldanması aslında her şeyin apaçık olduğunu gösteriyordu.
Biz kara kara ihtimalleri düşünürken aniden çalan telefonum ile ikimizde irkildik. Alelacele telefonu masanın üzerinden alıp arayana baktım. Fırat'tı.
"Efendim kardeşim?"
"Son attığın resimdeki ormanın neresi olduğunu buldum. Konumunu sana mesaj olarak attım, bir sorun yok umarım?" dedi Fırat hafif bir şüpheyle.
"Yok, merak etme. Teşekkür ederim." dedikten sonra cevap beklemeden telefonu kapattım. Aniden ayaklandığımda Ayvaz, sorgulayan gözlerle beni izliyordu.
"Kalk Ayvaz, gidiyoruz." dediğimde ne olduğunu anlamadı ama kalktı.
"Nereye?"
"Mangal yapmaya."
Ardından her şey çok hızlı gelişti. Beraber mangal malzemelerini alıp onun arabasına yükledikten sonra doğruca konuma yol aldık. Buraya bir saat uzaklıktaydı fakat önem teşkil etmiyordu. Bize sadece o orman değil, fotoğraftaki yerin konumu da lazımdı. Neyseki Fırat bana tam olarak oranın konumunu göndermişti.
Tedirginlik, endişe ve bol düşünmeyle geçen bir saatin ardından nihayet ormana giriş yaptığımızda bozulan yollara aldırış etmeden ilerlemeye, konuma doğru gitmeye devam ettik. Yaklaşık on dakikalık mesafenin ardından konumun olduğu yere geldiğimizde, gözlerim atmaca misali etrafı tarıyordu.
"Buralar çok esrarengiz ben bir tırstım." yen Ayvaz'a cevap vermek yerine arabadan inip kapıyı kapattım ve etrafa bakmaya devam ettim. Konumun tam yeri sağ tarafımızdaki ağaçların sık olduğu alanda kalıyordu.
"Neden buraya geldik, hala aklım almıyor." diyerek hımurdnamaya devam etti Ayvaz, ancak içten içe meraklandığını biliyordum. Kendimi polisiye filmlerindeki dedektifler gibi hissetmem normal miydi? Umarım değildir.
"Hassiktir." Tekrardan Ayvaz'ın sesini duyduğumda kafamı çevirip arkama, yani ona baktım. "Ne oldu?" beti benzi atmış bir şekilde bir yere odaklanmıştı. Bu sefer vucudu mu çevirerek baktığı yere baktığımda, 15 metre illerimizde, ağacın arkasından sadece eli gözüken birini gördük. Hareketsizdi. Kalbim ağzıma atarken donup kalmış olan Ayvaz'ı umursamadan oraya doğru yürüdüm ve yaklaştıkça fark ettiğim ağacın etrafına dolanmış kablolar ile adeta nefesimi tuttum.
Bu da neydi?
Ağacın etrafından dolanıp önğne geldiğimde gördüğüm şey ile geriye doğru bir adım attım ve ayağıma takılan taş ile sertçe yere düştüm. Gözlerim irice açılmış, nutkum tutulmuştu.
Ağaca bağlanmış bir ceset vardı.
Boğularak öldürülmüş, yüzü mosmor ve çırılçıplaktı. Erkekliği kesilmiş, gördüğüm kadarıyla ağzındaydı.
Midem ağzıma gelirken gözlerimi cesetten ayıramıyordum.
Çıplak vücuduna yazılmış yazıları kanlı olmasına rağmen okuyabiliyordum.
Üzerinde, ADALET yazıyordu.
***
Gelelim teorilere.
Sizce bunu yapan Yeliz mi?
Yaptıysa neden yaptı?
Mahi nasıl öldü?
İleride neler olacak?
Tahminlerinizi yazmaktan çekinmeyin. Bazen bana bile ilham olabiliyor.
Sizleri seviyorum, sağlıcakla kalın.
İnstagram :crktulay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XI ' Vahşi ' +18
Teen FictionDikkat! Bu kitapta argo kelimeler, hafif çıplaklık sahneleri ve psikolojik unsurlar bulunmaktadır. BaybarsTekin: Bilmediğin ne var tam olarak? (17.15) Mişayazメ: Seks yaparken hangi pozisyonları seversin onu bilmiyorum (17.16) Yarı texting (Kapak Öze...