Lütfen geçmeden bir yorum atar mısınız?
Kayıplar, gelecekte bir çok duyguyu ağırlar.Yalnızlık.
Yıkım.
Ve enkaz.
Tüm kayıplarından kendine dağlar yaratan Baybars, bir süre sonra omuzlarında ağırladığı dağların altında kalmış ve temelinden sarsılmıştı.
Fakat şu an, karşısında ona bakan kadınla göz göze geldiğinde; tüm umutlarının yerle bir olduğunu hissetti. O, Mahi değildi.
Umut ettiği hiçbir şey karşısında yoktu. Mahi yoktu, hayal ettiği hiçbir şey yoktu.
Sevdiği kadın yoktu.
Bütün bu enkazı oluşturan bambaşka biriydi. Sevdiği kadının yaşaması için katil olmasına bile razıyken, tüm düşüncesi onunla kavlanmışken nasıl olur da o olmazdı.
Hani bir umuttu yaşamak?
Hani bir umuttu sevmek ve sevilmek?
Bittiğini, yerle bir olduğunu en derinden hissetti. Olabilecek iş gibi olduğu yerde küçücük kaldı. Omuzları çöktü, elleri sanki vücuduna ağır geliyormuşçasına iki yana sallandı.
Delicesine bir duygu içini kemirdi. Şimdi ne olacaktı?
"Sen..." dedi Ayvaz çatık kaşlarıyla cam bölmeye doğru bir adım atarak. "Sen de kimsin?" sesi sert ve güçlüydü. Kolay kolay sert hallere bürünmeyen adam, şu an en ciddi haliyle karşısındaki güzel kadına bakıyordu.
Simsiyah saçları yele gibi arkasından salınan kadın ayağa kalktı. "Adım Yeliz. Biraz önce belirttim. Anlaman için kaç kez daha söylemem gerek?"
Yeliz, sivri dilli bir kadındı. Kimseyi önünde engel olarak görmez, hedefinden şaşmazdı ve şu an hedefi karşısındaki dörtlüydü. Ona şaşkınca bakan iki kişi, sert bakan bir kişi ve tamamen donuk bakan Baybars vardı. Baybars; tıpkı dağılmak üzere olan cama benziyordu. Bakınca yıkılmayacakmış gibi duruyordu fakat dokunulduğu an kırılacak gibi gözüküyordu.
"Sorduğum ismin değil, ne olduğun. Gerçekten kim olduğun!" sesi yükseldikçe yükselen Ayvaz'a şaşkınlıkla bakıyordu herkes. Ama bilmiyorlardı ki söz konusu Mahi ise o da olduğundan daha ciddi birine dönüşebiliyordu. Aslında buradaki herkes, konu Mahi ise bambaşkaydı.
Çünkü Mahi temizdi, özeldi ve herkese karşı özenle yaklaşıyordu. Kimsenin acısını küçümsemez, elinden geldiği kadar yardım etmeye çalışırdı. O böyleyken nasıl olur da sevilmezdi ki?
"Bunun seni pek alakadar ettiğini düşünmüyorum." diyen Yeliz, deri kıyafetlerinin içerisinde tıpkı ölüm meleğini andırıyordu. Tehlikeli bir güzelliği vardı. Lilith gibiydi. Asildi ve bir o kadar da sinsi. Keskin yüz hatları, sert ama alaycı ifadesi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XI ' Vahşi ' +18
Teen FictionDikkat! Bu kitapta argo kelimeler, hafif çıplaklık sahneleri ve psikolojik unsurlar bulunmaktadır. BaybarsTekin: Bilmediğin ne var tam olarak? (17.15) Mişayazメ: Seks yaparken hangi pozisyonları seversin onu bilmiyorum (17.16) Yarı texting (Kapak Öze...