Mini not: birkaç yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz✨
Vazgeçtiğimizi sandığımız şeyler aslında en çok yapmayı istediğimiz şeylerdir.Ben vazgeçtim.
Tüm duygularımdan, merhametimden ve sevgimden.
İnsanlara karşı nefret doluyum. Dışarıya karşı kapalı kutuyum. Gözümün önüne gelen o geceyi, ben her gece rüyamda yaşıyordum. Bir çukurdaydım. Çıkmak için tırnaklarımı heba ettiğim ama asla sonuç alamadığım bir çukur. Beni yedi, bitirdi.
"Anlamadım?" dedim kısa bir duraksamanın ardından. Öyle bir ses tonuyla söylemişti ki o an cidden birilerini öldürecekmiş gibi hissettim. Bir de ses tonu hafif kalın olunca, sanki kişiliğiyle örtüşmüştü bu düşüncem.
"Ben durduran bir şey yok," dedi kısık bir ses tonuyla. "Ama bir adım atamayacak kadar cesaretsizim."
Niye bilmiyorum o an üzerimden bir yük kalktı. Duymayı beklediğim şeyin bu olduğunu bildiğim halde neden bu kadar gerildim orası muamma.
"Zaten ne kaybettiysek bu korkaklığımızdan kaybettik." demekten kendimi alıkoyamadım. Kafamı soluma yatırıp aynadan kendimle göz göze geldim. Bitik gibiydim. Saçlarım darmadağın, üzerimdeki tişört kırışmıştı. Çekik Ela gözlerim bitlinlikten neredeyse görünmüyordu bile. Göz altlarım öyle şişmişti ki kendime hayret ettim.
"Evet."
Aniden kapı çaldığında irkilip aynadan bakışlarımı çektim ve ayağa kalktım. İş yeri izin kendimiz için ayırdığımız özel odasındaydım.
"Bir dakika, kapı çalıyor." dedikten sonra ayağa kalkıp büyük adımlarla kapıya ulaştım. Hiç beklemeksizin kulpu indirerek açtığımda kargocuyla karşılaşmak beni şaşırtmadı. Genelde siparişleri buradaki arka kapıdan alırdık ve siparişler hariç bu kapı çalmadı.
Bizden biri sipariş vermediğine göre muhtemelen Yeliz'in gönderdiği hediye gelmişti.
"Benim kargo geldi galiba. Bana da bildirim gelmiş." dediğinde onu mırıltıyla onayladım ve kargocuyla teşekkür edip paketle beraber içeri döndüm. Açıkçası ne gönderdiğini merak ediyordum.
"Hadi aç, bekliyorum." diye sakince konuştuğunda itiraz etmeden koltuğa yerleşip paketi önüme aldım. Bu sefer mor rengini seçmiştim. Neden bilmiyorum ama onu hatırlamak bir an gözümde mor rengini canlandırmıştı. Oysaki en sevdiği renk beyazdı.
Telefonu dizimin üzerine koyup hızlıca paket açtım. Beni güzel bir kutu karşılamıştı. Hiç beklemeksizin bu sefer kutuyu açtım.
Kısa süreli bir duraksama.
Bu...
Mahinur'a verdiğim ilk hediyeydi. Lanet olsun bunu nereden bulmuştu?Karnım iyice kasılırken midemin bulandığını hissettim.
"Bunu nereden buldun Yeliz?" dedim oldukça soğuk bir şekilde. Önce cevap gelmedi.
"Mahi'nin evine gittim."
Güldüm. Samimiyetten uzak bir gülümsemeydi.
"Bu, Mahi'nin kendine ait kasasındaydı Yeliz." öylesine boştu ki sesim bir an ben bile kendime şaşırdım.
"Evet, oradan aldım."
"Sorun şu ki," diyerek buz kesmiş ellerimi pantolonum sürttüm. "O kasayı açabilmek için Mahi'nin parmak izi gerekli."
BÖLÜM SONU
Aman aman nerelere geldik? Neler oluyor acaba?
Sizce nasıl gidiyor kitap?
Bu bölümlerden sonra zaten başlıyor kitap.
Uzun bir kitap olmayacak ama tadı damağınızda kalacak.
Sizleri seviyorum.
Yıldıza basmayı unutmayın❤️
İnstagram :crktulay
Twitter :crktulay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XI ' Vahşi ' +18
Teen FictionDikkat! Bu kitapta argo kelimeler, hafif çıplaklık sahneleri ve psikolojik unsurlar bulunmaktadır. BaybarsTekin: Bilmediğin ne var tam olarak? (17.15) Mişayazメ: Seks yaparken hangi pozisyonları seversin onu bilmiyorum (17.16) Yarı texting (Kapak Öze...