9. Bölüm -GÜVEN-

1.6K 283 96
                                    

Saat 16.40

"Yapabilirim." Son bir saattir dudaklarımdan aynı kelimeler dökülüyordu.

Yapabilirim.

Ama yapamıyordum.

Elimde ışık küresi tutmak artık çocuk oyuncağıydı, yaprakları kıpırdatmak kadar kolaydı. Fakat Felix'in beklentisi ışığı yayabilmem ve küreyi avucumdan çıkarıp tepemize kadar çıkarabilmemdi. Romero'da tek başıma, gözlerden uzak çalışamayacağım için kendimi ormanın içine atmıştım ve çabalıyordum, ter döküyordum ama başaramıyordum.

Bir de bunu sisin içinde yapmamı bekliyorlardı.

Aslında, kendimi dışarı hışımla atmam ve bu kadar çabalamamın sebebi Felix değildi. Kendim için başarmak istiyordum. Felix'in dediğine göre avucumdaki küreyi metrelerce ileriye yollayabilir ve görmek istediklerimi hem kendime hem de çevremdekilere gösterebilirdim. Ama ne ışık büyüyordu ne de elimden çıkıyordu.

Yapışık gibiydi.

On dakika daha denedim, kendime bağırdım. Normalde Felix'in sarf edeceği her kötü sözü kendime söyledim. Başarısız olduğumda acımasız sözleri kendime karşı kullanabiliyordum ama bunu Felix yaptığında içim parçalanıyordu. Gerçi, son seferden sonra yüzümü görüp bir daha bana laf etmemiş, tatlı tatlı gülümsemişti.

Yirmi dakikadır canlı tuttuğum küre yavaşça solmaya başladığında usandım ve kendimi arkadaki kayalığa atıp ellerimle başımı sıktım. Olmuyordu. Işığı fazla kullandığım için de sönmeye başlamıştı.

Gözlerim dolduğunda yüzümü sıvazladım ve başımı kaldırıp ağaçlara baktım. Romero'ya dönmem beş dakika bile sürmezdi, hemen villanın yanındaki yoldaydım.

Kendimi toparladıktan ve mutsuz suratımı yok ettikten sonra ayaklandım. Bir daha tek başıma denemeyecektim. Tamamen vakit kaybıydı. Her başarısız denememde yapamayacağıma inanıyordum ve Felix'in yanlış kişiyi takıma kattığını düşünüyordum.

Romero'ya dönmek için ağaçların, çalıların arasından geçerken içim kıpır kıpır oldu. Gözlerimi kapatmak isteyeceğim kadar yoğun bir ışık ağaç yapraklarını bile hiçe sayarak yeryüzüne ulaştı.

Yukarıdan bembeyaz bir ışık göründü, bütün ormanı etkisi altına aldı. Ağzım açık bir şekilde yukarı baktım. "Bu ne..."

Saat 16.40

"Yapabilirim." Son bir saattir dudaklarımdan aynı kelimeler dökülüyordu.

Yapabilirim.

Ama yapamıyordum.

Küreyi bedenimden ayırmayı geçmiştim, ışığı bile zar zor canlı tutuyordum. Vazgeçtim. Parmaklarımı kapatıp küre şeklindeki ışığı geri çektim. İki adım gerilediğimde bacaklarım arkamdaki kaya parçasına çarptı. Oturdum, nefes nefese kalmıştım. Fiziksel bir güç uygulamasam bile bu kadar odaklanmak beni gerçekten yıpratıyordu.

İyi olmak istiyordum. Notlarım tamdı, Felix beni sınavlardan geçiriyordu ve bunu hak etmek istiyordum.

Kendime öfkelendim, bu kadar kolay pes etmeyecektim. Bir saattir deniyordum ama bir saat, mistik gücünü açığa çıkarmak için hiçbir şeydi. Hızlıca ayağa kalktım ve avucumu kaldırıp ışığı oluşturmaya çalıştım ama küçük bir parıltıdan sonra söndü gitti.

"Sikeyim!" Ellerimi saçlarıma götürüp kendimi çekiştirirken delirmiş gibi konuşuyordum. "Yapamıyorsun işte. Ne diye zorluyorsun ki..." Kendimi kanıtlama arzum birkaç gün sonra yok olacak gibiydi.

BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin