4. Bölüm -LEKE-

1.1K 181 52
                                    

10 Eylül, Saat 04.30

Yatağın önünde diz çöken adama ellerimi arkama koyup istek dolu bir bakış attım. Sol ayakkabımı çıkarıp yere bırakmasının ardından sağ ayağımı uzattım. Üzerimdeki mini elbisenin açıkta bıraktığı baldırımdan tuttu, ayakkabıyı o kadar yavaş bir şekilde çıkardı ki bütün bedenim titredi. Çorabımı aşağı çektikten sonra dizimin üstüne dudağıyla dokundu, yukarı doğru çıkarken sakalları yumuşak tenimi çiziyordu.

İç bacaklarıma bıraktığı öpücüklerin her biriyle kendimi daha da geriye attım ve sonunda kendimi sırtüstü uzanırken buldum. Bacaklarımın arasında ıslak öpücüğünü hissettiğimde belimde yükseldim, avucunu bana bastırdı.

"Sessiz ol."

"Neden?"

"Seni kıvranırken görmek hoşuma gidiyor."

Üzerime geldikten sonra onu büyük bir iştahla, kahredici bir şehvetle öptüm. Kendimi dudaklarında kaybetmek istedim, ayrılmaması için bacaklarımla onu kıstırdım. Elbisemi başımdan çekip çıkardığında çırılçıplak karşısında kaldım ve teninin sıcaklığını hissedebilmek için onu hemen soydum. Sert karnı karnıma yapıştı, beni dakikalarca istediğim şekilde öptü.

Suratımı, uykulu gibi görünen ama zevkle kısılan gözlerimi görmek için başını kaldırdığında saçlarını sevdim. "Travis... lütfen bana işkence çektirme."

Sırtında tuttuğum ellerimi aşağı indirdi ve başımın üstünde sabitledi. Tek eliyle çenemi tuttu ve bakışlarımı kendisine çevirdi. "Ne istiyorsun? Beni mi istiyorsun?" Dudaklarını kulağımın altındaki hassas noktaya bastırdı. "Ben zaten seninim Tess, tıpkı senin bana ait olman gibi."

Çığlık attıracak bir hızla içime girdiğinde ileriye atıldım ve başımı omzuna yasladım. Adı dudaklarımdan sancı gibi çıkıyordu ve zevkle ağlayacak hale gelmiştim. "Travis, Travis..." Dudaklarımı öptü. "seni çok seviyorum. Sakın beni bırakma."

"Bırakmayacağım."

"Sana dokunmak istiyorum." Hızlıca bileklerimi tutmayı kesti, hemen ellerimi sırtında gezdirmeye başladım.

Saçlarımı kökünden kavrayıp başımı aşağıya çekti ve aralık kalan dudaklarımın arasına doğru fısıldadı. "Seni deli gibi seviyorum Tess," Dudağıma usulca dudağını değdirdi. "Söz veriyorum, seni bırakmayacağım."

O kadar hızlı doğruldum ki sırtımdan çıtırtılar geldi, nefesim boğazımda kaldı ve açık bıraktığım saçlarım gözlerime girdi. Hemen soluma dönüp Miley'yi kontrol ettim ve uyuduğunu gördüm. Ellerimi yüzümün iki yanında gezdirdim, buz gibi parmaklarımla yanaklarımın sıcaklığını bastırmayı umdum ama sıcaklık yanağımdan gelmiyordu, karnımdan bütün vücuduma yayılıyordu.

"Aptal herif." dedim kendimi yastığa geri bırakırken.

Anlattığı her şey aklımda kalıyordu, düşünmekten uyuyamıyordum ve sonuç bu oluyordu. Aptal rüyalar...

"Köpek." dedim yastığımı yumruklayıp düzeltmeye çalışırken. "Yalancı. Pislik. Yalan söylüyor. Pislikler yalan söyler."

**

Son on gün içinde Felix'in yanına on beş kere gitmiştim ama sadece iki kere Travis'i görmüştüm. Dün onunla karşılaştığım için bana bu aptal rüyanın göründüğünden de emindim.

Travis'in gerçekleri açıklamasının ardından odama gidip tek başıma oturmuştum, düşünmüştüm ve fark etmeden de ağlamıştım. İçimdeki ses doğruyu söylediğini bilse bile inkar etmiştim. Ama sonra Felix beni yanına çağırıp her şeyi özel olarak açıklamıştı. Benim çekip gitmemin ardından Travis onlarla üç saat kadar konuşmuştu, anlatabildiğini kadar anlatmıştı ve sonra Felix tekrar bana açıklama görevini üstlenmişti.

BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin