18. Bölüm -GERÇEKLEŞEN RÜYA-

1.2K 180 78
                                    

Yıl 2023, 3 Ocak, saat 23.30

Televizyonu açmıştım, pijamalarımı giymiştim ve kucağıma çektiğim koca cips paketine dalmış bir şekilde televizyon izliyordum. Dizilerin tekrarını geçtikten sonra ekranda kendimi ve diğer mistikleri gördüm. Üzerimde kıpkırmızı bir elbise vardı, akşam yemeğinden Travis'le birlikte dönmüş ve merkezde içki içmek için kısa bir mola vermiştik. Gizlice çekilmiş gibiydi.

Onu görünce ofladım ve saatime baktım. Yoktu. Yaklaşık beş saattir ona ulaşamıyordum, kaybolmuş gibiydi. Bana gece birlikte uyuyacağımızı söylemiş, üzerine ceketini geçirdiği gibi evden çıkmıştı. Yılbaşından beri evindeydik ve dışarı pek çıkmıyorduk. İlk defa beni bu kadar süre yalnız bırakmıştı.

Son kez onu aramak için yanımda duran telefonuma uzandığım sırada kapı açıldı. Cips paketimi hızlıca kenara çektim, kalkmaya yeltendim ama onu görünce ellerim iki yanda bir şekilde kaldı. İçeri saçlarındaki ıslaklığı karıştırarak girdi ama dışarıda yağmur yoktu. Üzerindeki ceket hariç her kıyafeti farklıydı. Beni otururken görünce koltukların yanında durdu.

"Neredeydin?" diye sorduğumda dudaklarını araladı, düşünmeden az kalsın konuşacaktı ama son anda kendisini durdurdu. Hiçbir şey demediği için ayağa kalktım. Karşısına hızlıca geçip ceketini iki yanından tutup açtım. "O gün karnın kesikti," Üzerinden çıkarıp karnına, göğsüne, her yerine baktım. "Silas seni iyileştirdi." Aramaya devam ettim.

"Tess," Panik haldeki hareketlerimi kollarımı iki yandan tuttuğunda bile bozamadı. "Tess, dur. Tessa." Sonunda beni zapt etmeyi başardı. "Yok bir şey. Bana bak," Çenemin altından tuttu ve endişeyle parlayan gözlerime baktı. "geldim. Gece birlikte uyuyacağımızı söylemiştim."

Göğsüne avuçlarımı koydum ve alnımı da ona yasladım. "Bunu sevmiyorum." Başımı üstünde iki yana salladım. "Sevmiyorum."

"Tess," Beni kucakladı ve hemen yanındaki koltuğa oturdu. "güvenecektin." dedi saçlarımı severken.

Yüzümü buruşturdum. "Ne sanıyorsun? Beni bırakıp geceleyin gönül eğlendirdiğini mi düşünüyorum sence?" Benim agresif çıkışıma o sadece güldü. "Merak ediyorum. Hiçbir şey söylemesen ne olduğunu sabah televizyondan..."

"Göremeyeceksin."

"Travis," dedim yorulmuş gibi. Bacaklarıma ellerini yerleştirdiğinde ben de ensesinin arkasında parmaklarımı birleştirdim. "hiçbir şey sormayacağımı söyledim fakat..."

"Seni seviyorum," dedi dudaklarımın üstünde. "ama bırakmayacağım. Benden bunu istemeyecektin. Bana bunu söylemedin mi?"

"İstemiyorum zaten." Soğukkanlı bir adamın üstünde oturmak beni rahatsız etmiyordu, beni rahatsız eden nereye gittiğini bilmemekti. "Telefonunu açmadığın için başına bir şey geldi mi bilmiyorum."

"Başıma hiçbir şey gelemez Tessa. Karanlığı bile kullanmıyorum." Parmaklarını kaldırıp şıklatacakmış gibi tuttu. "Tek bir harekete bakıyor."

"Üstünü değiştirmişsin." Dudaklarına zımba vurulmuş gibiydi. "Nerede değiştirdin?" Başını iki yana salladığında omzuna yumruk geçirdim. "Wade! Başka bir evin daha mı var?" dedim sesimi incelterek.

Güldü, dudaklarıma bir öpücük bıraktı. "Beni o şekilde görmek istemezdin. Farklı yerlerde farklı duraklarım olmalı ki dikkat çekmeden üstümü değiştirebileyim Tess. İstersen sana da nerede olduklarını gösterebilirim." Sözleri hoşuma gitmediği için gözlerimi kaçırıp duruyordum. "Bana bak." Refleks gibi ona döndüğüm için kendime kızdım. "Bazıları belki de neyi neden yaptığımı anlamaz ve nefret eder, beni şeytan ilan eder. Fakat inan bana ne yapıyorsam senin veya herkesin rahatça yürüyebilmesi için..."

BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin