G-Dragon 🐲 ONE SHOTS

31°GET WELL SOON

🌼

"

İçmelisin, hadi."  Başını çevirdin, sıcak zencefilli içeceğin iğrenç kokusuyla burnunu kırıştırdın.  Jiyong'un ishalin yüzünden bunu senin için yaptığını biliyordun ama zencefile dayanamadın.  "Aish, jagi, eğer daha iyi olmak istiyorsan," Jiyong yulaf lapasını almak için durakladı, yemeği ağzına alırken borudaki sıcak kaşığı üfledi. 

39 derece ateş ve ishal olduğunda ağzını açmak bile angaryaydı.  "İyileşmek için içmelisin. Doktor da önerdi, tamam mı?"  Suratını asıp sızlanırken başını salladın, nefesini tuttun ve baharatlı zencefilin tat alma duyularını tetiklememesini umdun.  Yutkundun, sonra komodinin yanından ılık suyu kaptın ve yudumladın.  Sen bir bardak suyu bitirdiğinde, Jiyong tekrar ateşini ölçtü ve kaşlarını çattı.  "Hala azalmıyor."  Seni alnından öptü. 

"Biraz uyu tatlım."  Yorganın altına girdin, olabildiğince uyumaya istekliydin.  Jiyong'un solo konseri o geceydi ve bunu kaçırmanın hiçbir yolu yoktu ve o zamana kadar umutsuzca ateşinin düşmesini umuyordun.  Hatta sabah provasından sizi kontrol etmek için biraz erken ayrıldı, size yönelmeden önce titredi, görüşünüz bulanıklaştı, Jiyong'un yatağınızın yanındaki alanı temizlemesini ve kapıya doğru yürümesini izledi.  geri. 

"Bebeğim?"  Cevap vermeden önce hafifçe başını çevirdi.  "Evet?" 
"Gitmek zorunda mısın?"  Telefonuna baktı ve bir süre düşündü.  "Hayır, sorun değil, gitmeden önce bir şey hazırlamama ihtiyacın var mı?"  "Korkarım bu geceki konserine gelemeyeceğim."  Yanına gitti ve yüzünü okşadı, kıkırdadı.  "Aptal kız, sağlığın mı daha önemli yoksa bir konser mi? Diğer gösterilerime de gelebilirsin canım. Şu an kendine dikkat etmelisin."

Yavaşça göz kapaklarınız düşerken, elinin sırtınızı nazikçe ovuşturduğunu hissedebiliyordunuz.  Gözlerin kapalı olmasına rağmen yüzünü seninkinden birkaç santim ötede hissettin.  "Ji..Hastayım.çok gelme...yaklaşma.." Mırıldandın, ama o umursamadı. Parmağının yanağını okşadığını hissettin ve sessizce şarkı söylemeye başladı.  Sadece sen ara sıra bu tür şarkıları dinleyebiliyordun, çünkü Jiyong sevdikleri için ve onun dışında asla ninni söylemedi. 

Sesi senin için tatlıydı, seni derin bir uykuya daldıracak kadar tatlıydı... Hafif bir sarsıntıyla uyandın, saate baktın.  Terden sırılsıklam olmuştun ve bunun iyiye işaret olduğunu bilerek sıcak hissettin.  Ateşini kontrol ettin ve düştü ama ateşin hala düşmedi.  İçini çektin ve başucu saatini aldın. 

08:00  Harika, sadece yulaf lapası yemeğini kaçırmakla kalmadın, Jiyong'un konseri bir saat önce başlamıştı.  Aniden, küçük bir kağıt parçası gözünüze çarptı, bardağınızın ağırlığı altında kaldı.  "Jagiya- uyanıp bunu görürsen, akşam 20:15'e kadar canlı yayını izle!"  Kalbin gıdıkladı, sanki bir şey yapacağını hissetmişsin gibi. 

Belki en sevdiğin şarkıyı söyle ya da o gece muhtemelen Tumblr'ın her yerinde olacak olan en sevdiğin topal fıkrayı söyle.  Dizüstü bilgisayarınızı açtınız ve özel canlı yayını izlemek için giriş yaptınız.  Kamera sahnede gezinirken hayranların çığlıkları ile karşılandınız. 

Jiyong ikonik koreografiyle dans ederken, seyirciler şarkı sözlerini "One of a Kind"ın korosunda seslendirdi.  Kendi kendine gülümsedin, ilk çıktığın zaman senin önünde bunu uyguladığını hatırladın, çok utangaçtı.  Sonunda şarkı bitti ve suyunu yudumladı, su şişesini seyircilere fırlattı, yakalamak için birbirlerine saldırdıklarında çığlıklar patladı. 

Hah, dudaklarına sahipken kimin su şişesine ihtiyacı vardı, değil mi?  Her zamanki "seni duyamıyorum" jestlerini yaptı ve konuşmaya başladığında dinleyicilerin ölmesine izin verdi.  "Hey seoul! Nasılsınız?"

"Evet- devam etmeden önce, geldiğiniz için hepinize gerçekten teşekkür etmek istiyorum. Hastaysanız ve hala geliyorsanız, lütfen döndüğünüzde çok iyi dinlenin. Gerekirse ayrılın.  hasta olan sevgilim Aşkım, umarım bunu görürsün."  Daha sonra güzel bir balad söylemeye başladı ve siz dinleyip sizin için coverlandığını bildiğiniz şarkıyı söylerken, birdenbire bunun sizi uyutmak için uyuşturduğu şarkı olduğunu anladın.  Bu farkındalıkla, şarkıdan daha çok zevk almaya başladın.  Şarkıyı bitirdiğinde, göz kırparak doğrudan kameraya uçan bir öpücük gönderdi. 

"Jagiya, Bebeğim, aşkım. Çabuk iyileş! Saranghae."

🌼