Özür diledim hatalar vardı düzelttim umarım şimdi olmuştur
"Hyung!" Telefonunu kulağına götürdüğün anda bir ses küfür ediyordu. "Merhaba?" "Hyung gel beni al! Yorgunum ve Seungri sinir bozucu tüm kızlarla flört etmeye devam ediyor." Arayan kişinin adını görmek için telefonununa bakıyorsun. "Jiyong Oppa, yanlış numarayı aradın." "Eh? Hyung seni duyamıyorum çok gürültülü! Beni Daesung'un evinin yakınındaki kulüpten al." Gözlerini devirip anahtarlarını kapıp, koltuktan kalkıp ayakkabılarını giydin"Hol"
"Jiyong neredesin?" Telefonun mikrofonu ağzına yakın olacak şekilde konuşuyorsunuz. Her tarafta ayakta zor duran bir adet jiyong arıyorsun ancak bunun yerine onu metal bir bankta uzanırken buluyorsun.
Ağrıyan vücudunun üzerinde durduğunda elleri şakaklarının kenarlarında koşuyor. "Hyung?" Hayal kırıklığına uğramış yüzüne gözlerini kısarak bakıyor. "Hayır", Jiyong hemen gözlerini kocaman açarak oturuyor, "Sen SeungHyun Hyung değilsin. Bu soruyu daha çok kendine soruyor gibiydi "Hyung'u aradım, seni değil. Onun yerine seni mi gönderdi? Omo sevdiğim kızı gönderdiğine inanamıyorum. "Sevdiğim kız mı? Gülmemeye çalışarak alt dudağını ısırıyorsun. Bunu yüksek sesle söylediğini biliyor muydu? Muhtemelen hayır.
"Jiyong, gidelim. Seni eve götüreceğim." Kolunu tutup ayağa kalkmasına yardım ederken söylüyorsun. İlk başta sendeliyor ve dengesini geri kazanana kadar bir ip gibi seni sağa sola sallıyor.
"Nerede yaşadığımı biliyor musun?" Başını salladın. "Evet, daha önce gelmiştim Ji." Yolcu koltuğuna oturmadan önce derin bir iç çekiyor. Ellerin emniyet kemerini çekerken onun ince vücudunda sürüklebiyir. Bu hareketin sana gülümsemesine neden oldu. "Şuan oldukça yakınız." Ona gülüşünü göstererek başını salladın. "Tavuk sever misin, Noona,ah yada biftek?" Jiyong, senin araba sürüşünü izlerken bu cümleleri sarf etti. Noona? Ondan en az bir yaş daha gencim.
Yeni bir sokağa döndüğünüzde kaşlarınız çatlıyor. "Evet, Neden?" "Çünkü seni akşam yemeğine çıkarmak istiyorum. Sen, ben ve şişman bir parça biftek. Nasıl olur?"
"Güzel" diyip gülüyorsun. Neyse ki jiyoung'un evi evine sadece birkaç sokak ötede, bu yüzden oraya giderken zaman hızlı geçiyor. "Anahtarın var mı?" Cebini gösterip Yüksek sesle mırıldanıyor. "Tam burada." Gülümseyip, arabanın anahtarını çıkarıp yüzüne sarkıtıyorsunuz. "Ah." Yanına yürüdükten sonra, onu koltuğundan tutarak kaldırıp ön kapıya kadar getirip yatağına yatırdın.
"Oh Ji, zavallı bebeğim," diye fısıldıyorsun, parmakların onun yüzünden siyah saçlarını geçiyor. Siz konuşurken gözleri kapanıyor, yumuşak ve yavaş nefes alıyor. Uyuyakalıyor.
"Sarhoş olup senin kız arkadaşın olduğumu unutmuşsun. Bu biraz üzücü." Ne dediğini duyuyormuş gibi başını çeviriyor.
"Yarın sabah görüşürüz, tamam mı?" Jiyong yanıt olarak vücudunu sizden ters tarafa çevirir. Sizi duyamayacağını bilseniz bile gülümsedin ve onu örtülerin altına sokartun.
"İyi geceler."
Çeviri bölüm sarhoş ji bebek gibi cute 🌼.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
xxxx
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
xxxx
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
xxxx
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
