0.3

123 12 4
                                    

Ofisimin içinde gerginlikle volta atıyordum. Tanrım! Ben az önce bok gibi bir insan olduğumu kendime kanıtlamıştım. Linda'nın yüzüne nasıl bakacaktım? Daniel'ın yüzüne nasıl bakacaktım? Tama kavga etmiştik ama o hala benim sevgilimdi. Kapım çaldığında durup giren kişiye baktım. Asistanım Miranda gelmişti.

"Bir şey mi oldu Miranda?"

"Yarım saat sonra toplantınız vardı onu hatırlatmak istedim. Ayrıca atölyede işler gayet iyi gidiyor."

"Tamam, teşekkür ederim." Çıkacakken duraksayıp yüzüme birkaç saniye baktı.

"Siz iyi misiniz?" Derin bir nefes verip koltuğa oturdum.

"Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum."

"Konuşmak isterseniz dinlerim." Kapıda durmasından rahatsız olup ona yanımdaki boşluğa oturmasını işaret ettim.

"Yanlış bir şey yapmış olmana rağmen, onu yapmaya devam etmek istiyor olsan ne yapardın?"

"Kime göre yanlış? Sen onu yapmak istiyorsan yanlış olmasının, ya da benim verdiğim bir cevabın önemi olduğunu sanmıyorum."

"Hem çok pişmanım hem de tekrar tekrar yapmak istiyorum. Of nasıl çıkacağım ben bu denklemin içinden?"

"O an geldiğinde kalbinin sesini dinle. Doğruyu yanlışı boşver. Sen nasıl iyi hissedeceksen onu yap." Telefonum çaldığında ona hafifçe gülümsedim. Arayan Daniel'dı.

"Çok teşekkürler Miranda. Bu telefona bakmam gerek." Kafasını sallayıp odada beni yalnız bıraktı. Hızla telefonu açtım.

"Astrid, nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"Ben de iyiyim." Telefonda birkaç saniye sessizlik oldu. "Aramanı bekledim."

"Bana yaptığın o çirkin yakıştırmalardan sonra gerçekten bekleyebildin mi?"

"Biraz üstüne geldim, özür dilerim. Ama seni çok seviyorum ve istemsizce bir sahiplenme iç güdüsü oluşuyor."

"Bu tavırlardan hoşlanmadığımı biliyorsun. Kendini frenlemeni öneririm."

"Haklısın, üzgünüm. İyiyiz değil mi?" Masumca soruşuna karşılık güldüm.

"İyiyiz."

"Harika! O zaman birazdan seni almaya geleyim ve yemek yiyelim."

"Yarım saat sonra toplantım var, sonrasında bir yemek yiyebiliriz."

"Tamamdır haber bekliyorum." Telefonu kapatınca yüzüme bir gülümseme kondu. Ah Daniel, dünyanın en iyi insanı falan mıydı?

———

"Hoş geldin güzelim." Daniel'ın yanına oturunca yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Hoş buldum, ne yiyoruz?"

"Pizza yemeye ne dersin?" Onu kafamı sallayarak onayladım. Arabayı çalıştırdıktan sonra sürdü. "Nasıl geçti toplantı?"

"Çok iyiydi. Bir tören için elbise tasarlayacağım. Gayet de iyi bir ücret sundular karşılığında."

"Çok sevindim, bayağı büyüyüp gelişiyorsun."

"Sanırım öyle oluyor, butik için tasarımları da tamamlamama az kaldı. Umarım her şey planımızdaki gibi olur."

"Sen yaparsın sevgilim." Ona doğru dönüp sıcak bir şekilde gülümsedim. Yalan yok cidden tatlıydı. Onunla konuştuğumdan beri sabah Harry ile olanları düşünmemiştim. Siktir, şu an düşünmüştüm işte!

Arabayı park edince arabadan inip favori pizzacımıza girdik. Önümden geçerek oturacağım sandalyeyi çekti. Ona teşekkür edip oturdum. Garson gelince pizza ve bira sipariş ettik.

"Görüşmeyeli 1 haftadır neler yaptın bakalım? Hiç aklına bile gelmediğime göre." Dediğine karşılık güldüm.

"Ev ve iş arasında gidip geldim. Asıl sen... Grup buluşmalarına bile gelmediğine göre." Onun gibi imayla laf soktuğumda güldü.

"Trip atıyordum ama hiç oralı olmadın."

"Demek ki beni hiç tanımamışsın Dan." Pizzalarımız gelince sohbetimiz bölündü. Yemek boyunca konuşmamıştık. Bitince derin bir nefes verip arkama yaslandım. "Bitirdiysen kalkalım mı?"

"Şimdi ne yapsak?"

"Ben ofise uğrayacağım. Akşam bizimkilerle toplanırız. Zaten Harry ve Linda evdedir." Hesabı ödeyip arabaya geçtik.

"Harry sürekli sizin evde mi kalıyor?"

"Genelde, niye ki?"

"Merak ettim. Aranız iyi anlaşılan."

"Yine başlamayacaksın, değil mi?"

"Yok, sadece merak ettiğim için sordum yanlış anlama." Harry'den bu kadar haklı şüphelenmesi çok sinirimi bozmuştu. Arabayı ofisin önünde durdurdu.

"Harry'i kıskanmana gerek yok. Bunun farkındasın değil mi?" Evet sabah öpüşmüş olabiliriz ama bu kıskanacağın anlamına gelmiyor.

"Farkındayım. Tamam özür dilerim haddimi aştım yine."

"Saçmalama Daniel. Şöyle konuşma lütfen." Ona doğru uzanıp dudaklarımızı birleştirdim. Kısa bir öpücükten sonra veda edip arabadan indim. Ofisin kapısını açacakken arkamdan birinin seslenmesiyle arkamı döndüm. Harry kafesinin bahçe kısmanda bir masada oturmuş bana bakıyordu. Ona el sallayıp ofise girdim. Giriş katında makine sesleri yankılanıyordu. Girişte oturan Miranda'ya gülümseyip yukarı kata, odama çıktım. Sandalyeme kurulup bilgisayarımı açtığımda ardımdan kapı tekrar açıldı. İçeri gelen Harry'di. Sanırım pes etmeye hiç niyeti yoktu.

"Daniel ile barışmışsın." Masamın karşısındaki koltuğa yayılarak oturdu.

"Evet, güzel bir gelişme değil mi?"

"Yani beni pek etkilemiyor." Cevap vermeyip ona bakmaya devam etti. "Fakat benden sonra onu öpmen... Dudaklarım hakarete uğramış gibi hissediyor."

"Harry, ne bu rahatlığın sebebi?" Sakince omuz silkti.

"Neden rahat olmayayım?"

"Sevgilinin en yakın arkadaşıyla öpüştün ve bunu rahat rahat normal bir şekilde anlatman... Sence de çok tuhaf değil mi?"

"Tuhaf, ama seni şu an öpsem yine bana karşılık verirsin. Deneyelim mi hatta?"

"Denemeyelim Harry, sen en iyisi git olur mu?" Ayağa kalkıp tam karşıma, masaya yaslandı.

"Tamam Astrid, ben buradan giderim. Ama evde yine ben varım, arkadaş grubunda yine ben varım. Her bana baktığında sen de beni öpmek isteyeceksin, benimle olmak isteyeceksin." Bana doğru yaklaşıp çenemden tuttu ve gözlerine bakmamı sağladı. "Ben sadece işleri kolaylaştırmaya çalışıyorum. Aramızda bir sevgi yok, bu sadece bir çekim."

"Harry, ben ihanet edebilecek bir insan değilim. Ne Linda'ya ne de Daniel'a bu haksızlığı yapamam anlıyor musun? Bu normal bir şey değil, hiç normal değil. Sen kendi ilişkine odaklan. Ben de tam olarak aynısını yapacağım."

"Pekala Astrid. Dediğin gibi olsun." Odadan hışımla çıktı. En doğrusunu yapmıştım. Ben bu değildim, böyle biri değildim. Bunu yapamazdım. Harry'i her ne kadar istesem de buna engel olmak zorundaydım.

Part Time Lover// StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin