1.2

65 8 3
                                    

İçeri girdiğimde hiçbir odada ışık yanmasa da salondan tıkırtılar geliyordu. Linda'nın yerde öylece oturduğunu dışarıdan vuran sokak lambası sayesinde görebilmiştim.

"Linda, iyi misin?" Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Sorun ne?"

"Aşk bu kadar can acıtır mı Astrid?" Onun yanına ben de yere oturdum. Ağlayıp ağlamadığını kontrol etmek için yanaklarına dokundum fakat kuruydu. "Ağlamıyorum merak etme."

"Bilmem, ben hiç aşık olmadım." Onu kendime çekiğ göğüsüme bastırdım. "Harry mi bir şey yaptı?"

"Her zamanki Harry işte. Bir gelir bir gider. Bir iyidir bir kötü. Bazen o kadar samimi oluyor ki diyorum, evet bu çocuk bana gerçekten aşık. Ama bazen de zorla benimleymiş gibi hissediyorum."

"Onunla mutlu değilsen buna devam etmek zorunda değilsin. Kimseye muhtaç değilsin."

"Mutlu değilim ama aşığım işte. Aşkın kötü yanı da bu. Anlamaman normal."

"Haklısın, ben ne anlarım ki zaten. Ne yapayım senin için?" Bıkkın gözlerle bana döndü.

"Yalnız bırak." Omuz silkip odadan çıktım. Kendi odama girdim ve arkamdan Linda'nın duymaması için kapattım. Harry'i aradığım an tek çalışta açtı.

"Amacın ne senin?" Birkaç saniye cevap vermediğinde tekrar konuştum. "Linda'nın ağzına sıçıp bırakmışsın."

"Sadece istediğini yaptım. Sen ne istediğine karar ver öncelikle."

"Aptalsın, bunca zaman sonra mı ben aklına geldim?"

"Sana bencil bir piç olmadığımı kanıtlamaya çalışıyordum sadece."

"Umurumda değil!" Bağırdığımda sesimin içeri gitme korkusundan desibelimi düşürdüm.  "Ben yokum Harry. Sen ve ben diye bir ihtimal yok. Bunu daha fazla düşünüp kendimize işkence etmeyelim. Sen gidip Linda'nın gönlünü alacaksın, ben de Daniel'ın. Eski hayatımıza geri döneceğiz tamam mı?"

"Seni kazanmaya çalıştıkça benden uzaklaşman o kadar canımı sıkıyor ki artık. Nasıl istersen öyle olsun." Telefonu suratıma kapattığında sinirle yatağa fırlattım. Kalbimle mantığımın arasında kalmak, dünyanın en yorucu şeyiydi.

------

Sabah hazırlanıp odamdan çıktığımda Linda mutfak balkonunda sigara içiyordu. Gözlerimiz buluşunca hızlı adımlarla onun yanına ilerledim.

"Sigaraya mı başladın?" Omuz silkti.

"Sadece arada bir."

"Düne göre daha iyi misin?"

"Evet, dün gece sen odadan çıktıktan hemen sonra Harry aradı, özür diledi." Ona yapmacık bir şekilde gülümsedim. Bu beni üzse de Linda'nın yüzünde o mutluluğu görmek iyi hissettirmişti. En azından vicdanım bir nebze olsa dinmişti.

"Senin adına çok sevindim. Akşam Saddie'ye gidelim, bugün doğum günü."

"Güzel olur. Daniel'a da haber ver istersen." Ona buruk bir şekilde gülümsedim.

"Telefonumu açacağını sanmıyorum ama denerim." Ona veda edip evden çıktım. Otoparka inip arabama bindim. Yola koyulduktan sonra yaptığım ilk şey Ben'i aramaktı.

"Naber baba adayı?"

"Saddie'nin isteklerini almaya çalışıyorum. Senden naber?"

"Zorlu bir süreç olduğuna eminim."

"Gecenin 3'ünde manav açtırdım diyeyim, gerisini sen tahmin et." Dediğine karşılık güldüm.

"Akşam size geleceğiz. Saddie'ye sürpriz doğum günü yapmaya."

Part Time Lover// StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin