1.8

46 3 7
                                    

"Uyan bakalım." Niall'ın sesin duydum ve ardından da yanağımı sıktığını hissetmiştim. Gözlerimi zor da olsa açtığımda ona gülümsedim. Ellerimle gözlerimi ovuşturarak ayılmaya çalışmanın ardından bana güldüğünü işitmiştim. 

"Bıraksan daha 2 saat uyurdum." Ayaklarımı sürüyerek yataktan kalktım. Niall çoktan mayosunu giymişti. "Kahvaltı ettiniz mi?"

"Saddie çok acıktığı için onlar ediyordu, ben de eşlik ettim. Linda ve Harry etmedi henüz onlarla yersin." Giyeceğim kıyafetleri seçtikten sonra odamızın banyosuna girip üstümü değiştirdim. Kahvaltıdan sonra büyük ihtimalle denize gideceğimiz için içime bikini takımı giyip üstüme beyaz bir elbise giydim. Saçlarımı tepede toplayıp güneş kremi sürdüm ve hazırdım. Niall beni odada bekliyordu. "Hadi, hazırsan inelim." Beraber aşağı indiğimizde Linda  ve Harry adada kahvaltı ediyor, Ben ve Saddie ise televizyon izliyorlardı.

"Niall! hadi Fifa oynayalım." Niall koşarak Ben ile Saddie arasındaki boşluğa oturdu. Bu hallerine güldüm. 

"Afiyet olsun." Harry'nin yanındaki boş sandalyeye oturup boş bir tabağı önüme aldım.

"Sonunda uyanabildin." Harry bana takıldığında güldüm.

"Dün yorulmuşum." Uzağımdaki pankeke uzanma çabamı gören Harry, bana yardımcı olarak tabağıma pankek bıraktı. Ayriyeten yeni alındığı belli olan kruvasanlardan birini de tabağıma bırakmıştı. Kafamı kaldırdığımda Linda ile göz göze geldik ve ona gülümsedim. Fakat onun yüzü gülümsemekten çok uzaktı.

"Astrid kruvasana bayıldığını Harry bile öğrenmiş baksana, nasıl öğrendiyse artık."

"Çalışırken bizim kafeden alıyorlardı hep oradan biliyorum." Harry çok serinkanlılıkla cevap vermişti. Eğer cevap hakkı bana kalsa çıkacak rezilliği tahmin dahi edemiyordum.

"Baksanıza, Saddie, Astrid. Bugün kzı kıza takılmaya ne dersiniz? Üçümüz beraber denize gideriz." Linda'nın teklifini onayladık.

"Bayadır yapamamıştık zaten. Süper fikir."

"Kahvaltını bitir de çıkalım." Onu kafamı sallayarak onayladım. Linda yukarı çıkarak Harry ve beni masada yalnız bırakmıştı. 

"Bugün tüm gün göremeyecek miyim yani seni?" Sadece benim duyabileceğim ses tonuyla konuşuyordu.

"Merak etme, çok özletmeyeceğiz." Sıcak avucunu bacağımda hissettiğimde irkilerek oturduğum sandalyeden kalktım. Bu halime güldü. İlerimizdeki koltukta oturan Saddie'ye döndüm.

"Ben yukarı çıkıp çantamı alacağım Saddie. Sonra çıkarız olur mu?" Kafasını sallayarak beni onayladı. Hızlı adımlarla yukarı çıkarken Linda da odalarından çıkıyordu. 

"Nereye?"

"Odamdan çantamı alacağım."

"Ne gerek var canım, benimkini kullanmayı tercih edersin diye düşündüm." Anlamadığımı belirtircesine kaşlarımı çattığında ağzının içinde bir şey mırıldandı fakat anlayamadım. 

"Linda, ne diyorsun anlamıyorum? Bir sorun mu var?" Cevap vermeden aşağıya indiğinde şaşkınlıkla olduğum yere çakıldım. Benimle bir sorunu vardı, ama ne olduğunu anlayamıyordum. Herhangi bir sonuca varamadığımda bu çabamdan vazgeçip odama çıktım. Büyük bir çantanın içerisine havlumu, gözlüğümü, kitabımı, kulaklığımı ve cüzdanımı koyduğumda hazırdım. Aşağı tekrar indiğimde kızları görememiştim. 

"Benim arabamdalar. Size iyi eğlenceler." Harry göz kırptığında ona gülümseyip evden çıktım. Dediği gibi Linda onun arabasının şoför koltuğunda, Saddie ise yanındaydı. Onları daha fazla bekletmeden arka koltuğa bindim ve yola çıktık. Sessiz bir yolculuk yapıyorduk. Buradaki favori beach'imizin otoparkına gelene kadar kimseden ses çıkmamıştı. Linda arabayı park ettiğinde biz de indik. Şezlonglara sırayla yerleştikten sonra pareomu çıkartıp uzandım. Tek derdim ügneşin tadını doyası çıkarmaktı.

Part Time Lover// StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin