Saat 1 e yaklaşıyordu, Linda ile Harry odalarına gideli neredeyse yarım saat olmuştu. Yatağımda oturmuş Harry'nin gelmesi için bekliyordum. Odamın ışığı kapalıydı, sadece gece lambamın sarı ışığı odayı aydınlatıyordu. Odamın kapısının sessizce açılmasının ardından Harry kapıyı kilitleyip içeri girdi. Geldiği gibi ona doğru ilerleyip dudaklarımızı birleştirdim. Hiç vakit kaybetmeden karşılık verdi.
"Sikeyim, çok özlemişim." Elleri kalçamın etrafında gezinirken dudaklarımın üstünde mırıldandı. Kalçalarımdan tutup havaya kaldırdı ve ben de bacaklarımı beline sardım. Kucağında benimle beraber yatağa oturdu. Saçlarımı çekip boynumu açığa çıkardığında inledim. Sırasıyla minik öpücükler bırakıyordu. "Benim sevgilim ödüllendirilmeyi mi hak ediyormuş?" Tişörtümü çıkarttıktan sonra beni yatağa ittirip uzanmamı sağladı. Dudaklarımızı tekrar birleştirdiğinde eli hassas noktama indi. Şortumun içinden elini soktuğunda ilk temasta ağzının içine inledim. Parmaklarını bana bastırdığından belim yay gibi geriliyordu. Dudaklarımdan uzaklaşıp gözlerimizi birleştirdi. Şortumu ve çamaşırı da çıkardı, tenlerimiz artık tam anlamıyla temas ediyordu. Parmaklarını içime ittirdiğinde dudaklarım istemsizce aralandı.
"Harry!" Adı dudaklarımdan istemsizce döküldüğünde keyifle gülümsedi.
"Şş, sessiz ol bebeğim." Parmaklarını içimden çıkarıp ayaklandığında olan boşluktan rahatsız olsam da kendi kıyafetlerinden kurtulup üstümde yerini aldı. Tek vücut olduğumuzda tekrardan inlemelerim odanın içini doldurdu. Sessiz kalmam için dudaklarımızı birleştirmişti. Zirveden inerken o da yorgunlukla üstüme yığılmıştı. Omzuma bir öpücük bıraktım. "Gitmem gerek." Boynuna sıkıca sarılmamın gitmesini engelleyeceğini düşünmüştüm.
"Gitme."
"Sabah yine yanında olacağım, söz veriyorum. Şimdi gitmem gerek." Dudaklarıma minik bir öpücük kondurup kalktı ve üstünü giyindi.
"İyi geceler."
"İyi geceler." Sessizce geldiği gibi gitti. Onun ardından geceliğimi giyip tekrardan yattım. Yalnız başıma uyuyakalmıştım.
------
"Uyan artık. dün gece seni fazla yordum galiba." Harry'nin sesini duyduğumda gözlerimi araladım. Gülümseyerek beni izliyordu.
"Günaydın."
"Günaydın, mutfakta bekliyorum. Kahvaltı hazır." O odamdan çıktıktan sonra ayaklanıp banyoma girdim. Uzun zaman sonra ilk kez gülümseyerek bakıyordum bu aynaya. Yüzümü yıkayıp sabahlığımı giydim ve mutfağa gittim.
"Linda gitti mi?"
"Çıktı." Yanındaki sandalyeye oturacakken engel olup dizine oturttu. Kafasını boynuma gömdü ve derince kokumu içine çekti. "Çok güzelsin ya." Ağzıma peynir tıkınca güldüm.
"Ne güzel değil mi böyle?" İki kolumla boynuna sıkıca sarıldım.
"Bak en sevdiğin kruvasandan getirttim, benim kafeden." Bir parça koparıp ağzıma attım. Tek dizinde otururken birden bacağımdan çekince bacaklarımı iki yanından sarkıttım. Artık yüz yüze bakıyorduk ve tam anlamıyla kucağımdaydım. Benimle beraber ayağa kalktığında bacaklarımı telaşla beline sardım. "E hadi gel, duş alalım."
"Anlaşılan uslu durmaya niyetin yok." Gülerek olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Hiç yok hem de."
------
Duştan çıkınca üzerimi giyindim. Saçlarımı kurutmak zor geldiğinden havluyla nemini almaya bırakmıştım. Harry ise içeri geçmiş film izliyordu. Mutfakta kahve demlerken kapı çalınca açmaya gittim. Saddie huysuz bir şekilde kapıya yaslanmıştı.
"Hoş geldin aşkım benim." İçeri geçip ceketini vestiyere astı.
"Pek de keyiflisin bakıyorum. Nasılsa sana da iş yok, beraber laflayalım dedim."
"Hoş geldin Saddie." Harry içeriden seslenince yüzünü buruşturdu.
"Bu da mı burada?"
"Geç hadi geç. Kahve koyup geliyorum." O içeri geçince sağa sapıp mutfağa girdim. Tepsiye fincanları koydum ve kahveleri döktükten sonra içeri gittim. Saddie Harry'e kötü bakışlar atarken, Harry umursuzca filmini izliyordu. Kahveleri sehpaya koyup Harry'nin yanına oturdum. Bu sefer bakışları ikimizin arasında gezinirken gözlerini pörtletti ve kahvesini püskürttü.
"Siz, yeniden mi?" Harry şaşkınlıkla bana döndüğünde ne diyeceğimi bilemedim. "Evet, ilkini biliyorum. Şu an da ikinizin saçı ıslak, Linda evde yok."
"Bu sefer farklı?" Sorgular biçimde gözlerini kısıp arkasına yaslandı.
"Nesi farklı tam olarak?" Hary'nin kolunu dürttüğümde lafa girdi.
"Linda ile bitecek, hem ona da bu işkenceyi yapmanın anlamı yok. Zamana ihtiyacım var ama. Sonrasında Astrid'in yanında olacağım."
"Sen ondan ayrıldıktan sonra ne olacak? İkisi yine ev arkadaşı olacak ama sen Astrid'in odasında mı uyuyacaksın? Hayatınız değişecek, Linda sizden nefret edecek. Ayırmak için her şeyi yapacak. Seni hain ilan edecek ve bunu tanıdığı herkese anlatacak." Son cümlesini bana bakarak söylemişti. Bunları biliyorduk zaten.
"Bir şekilde çözümünü bulacağız. En doğrusu bu."
"Seni hala hiç sevmiyorum, sadece Astrid'in hislerini bildiğim ve onu çok sevdiğim için bir şey söylemiyorum." Kahvemden bir yudum alıp güldüm.
"Ben sana bayılıyorum ama Saddie."
"Bayıl tabii, sırrını saklıyorum senin."
"Birilerinin üzerinde hamile huysuzluğu var galiba." Araya girdiğimde Harry'e attığı huysuz bakışları bu sefer benim üzerimdeydi.
"Biz biraz konuşalım mı?" Harry kalktığında peşinden ilerleyip odama girdim. Arkamdan kapıyı ittirip soran gözlerle ona baktım. "Saddie'ye anlatmana ne gerek vardı?"
"Paylaşmak istedim."
"Bu gizli olması gereken bir şey tatlı Astrid. Herkese reklamını yaparsak hiçbir anlamı kalmaz değil mi?" Sıkıntıyla göz devirdim.
"Saçmaladığının farkında mısın? O benim en yakın arkadaşım kimseye söylemeyeceğinden eminim." Elimi yanağına koyup okşadığımda gergin vücudunun yumuşadığını hissedebiliyordum. "Hem az kaldı, saklamak zorunda kalmayacağız."
"Taşınman gerekecek, biliyorsun değil mi?" Kollarımı boynunun arkasında birleştirip onu kendime çektim. Belimi saran elleriyle aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi.
"Yanına taşınırım." Dudağıma kısa bir öpücük bıraktıktan sonra gülümsedi.
"Çok tatlısın." Kendimi ondan uzaklaştırdım.
"Saçlarını kurutup gel. Linda gelir birazdan anlamasın." Ardından odadan çıkıp Saddie'nin yanına geri döndüm. Dolapta bulduğunu tahmin ettiğim tatlıyı yerken televizyondaki filme dalmıştı. Onun yanına gidecekken kapı çalınca yönümü değiştirip açmaya gittim. Linda içeri girdi ve bana sıkıca sarıldı. Gülerek sarılmasına karşılık verdim.
"Ne bu neşe?"
"İzne çıkmamın mutluluğu. Acilen tatile gitmeliyiz."
"Tatile mi gidiyoruz?" Saddie içeriden seslendiğinde Linda güldü. O esnada benim odandan çıkan Harry de görüş açımıza girmişti.
"Odaları mı karıştırdın hayatım?" Linda Harry'nin yanına gidip dudağına bir öpücük kondurduğunda midemin kasıldığını hissettim ve bakışlarımı çevirdim. Hep beraber Saddie'nin yanına gittik ve içeri oturduk.
"Lütfen yazlığa gidelim, tüm gün evde durmaktan patlayacağım zaten." Saddie'yi kafamı sallayarak onayladım.
"Hem dinlenmiş oluruz. Sana da uyar mı Harry?" Sorduğum sorunun ardından yarımca gülümsedi.
"Tatile hiçbir zaman hayır demem."
"O zaman Ben ve Daniel'a da söyleyelim ve hazırlanmaya başlayalım!" Linda bu cümlesini yüksek tonda ve coşkuyla kurmuştu. Her sene izinlerimizi denk getirir ve Ben'in ailesinin yazlığına giderdik. Fakat bu sene bir farklılık vardı, Harry bizimle olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Part Time Lover// Styles
Fanfic"Çok yanlış oynuyorsun Harry." "O ne demek?" "Şu an canımı çok yakıyorsun. Ama bu elbet geçecek ve geriye sadece ne kalacak bir fikrin var mı?" "Ne kalacakmış?" "Acı çekmiş bir kadının intikamı."