5.BÖLÜM

3.8K 128 20
                                    

💎
"Sana yapacaklarımın listesi kabarıyor yalancı. Artık sonsuza kadar burada esir olacaksın..."

Söylediklerine anlam veremesem de derin bir nefes çektim içime

"Bırak beni"

"Kaçmaya çalışmamak senin yararına olur Ayça...savaşmayı kes!"

"Asla...ne olacağı da ne yapacağın da umrumda değil! Senden kurtulmak için asla durmicam"

"Bu senin zararına olur" bulunduğumuz durumu belli etmek ister gibi elini tişörtümden içeri sokup belimi okşadığında sinirle altında çırpınıp bağırdım

"Çek şu siktiğimin ellerini!"

"Ne kadar da küfürbazsın Ayça...ailen sana terbiye vermedi mi hiç? Çok ayıp" hareketlerim aniden dururken sertçe yutkundum

Aile mi...

Hangi aile?

Dayakla büyümüş birisi olarak beni büyüten kişilere ailem demem ne kadar içten olabilir ki?

Hâlâ vücudumda izleri saklı olan yara izlerinin sahiplerine nasıl ailem diyebilirim ki ben?

Gözümden akan yaşla gözlerimi kapatırken titrek bir nefes verdim

"Kalk üstümden" bitik çıkan sesimle kısa bir an sessizlik olsa da üstümden kalkmasıyla birkaç saniye daha bu şekilde durup ayağa kalktım. Luna ağacın önünde oturmuş beni izlerken yanıma gelerek dizime sürttü başını. Yüzümde hafif bir gülümseme olurken Luna'yı kucağıma alarak burnundan öptüm

Ailem Luna'ydı benim.

"Yürü" Kutay'ın sesiyle kısa bir an ona baksam da birşey demeden yürümeye başladım

Sonraki kaçışlarda görüşücez artık...

💎
Eve geri döndükten sonra Sanem dal yüzünden çizilen alnıma yara bandı yapıştırıp odaya gitmeme izin vermişti. Odadan hiç çıkmamış yatakta Luna'yla birlikte yatıyordum. İki üç saatin geçmesine rağmen ne odaya giren oldu, ne de başka birşey.

Yemek yerken eve giren kişilerin kim olduklarını da, neden burada olduklarını da bilmiyordum. Merak da etmiyordum doğrusu...
Luna'nın patilerini tutmuş oynarken kapının çalıp içeriye Sanem'in girmesiyle başımı ona çevirdim. Gülümseyerek yanıma gelirken elindeki tepsiyi masanın üstüne bıraktı

"Sana yemek getirdim acıkmışsındır

"Acıkmadım" sesli bir nefes verip yanıma otururken elini dostça omzuma koydu. Tabi bu dostluğun ne kadar samimi (!) oluşu tartışılırdı...

"Yemek yemen lazım Ayça. Kahvaltıda da birşey yemedin neredeyse zaten" omzumu silkerek Luna'ya döndüğümde yataktan yere inerek hafif açık olan kapıdan çıktı

"Pekâlâ ne istiyorsun?"

"Eve gitmek istiyorum götürür müsün?" Bakışlarını kaçırdığında alayla güldüm

"Bende öyle düşünmüştüm"

"Ayça aslında Kutay çok kötü birisi değildir...tamam çoğunlukla kötü ama yine de hâlâ sana birşey yapmadı ve normal davranıp seni anlamaya çalışıyor"

"Ne yani bunun için gidip birde teşekkür mü edicem ona?" Başını iki yana sallarken omzumdaki elini çekip sırt üstü yatağa uzandı

"Hayır sadece biraz sabret ve üstüne gitme. Eminim seni bırakır"

Yalan...

Beni bırakmayacaktı.
O kadar şey yaptıktan sonra mutlaka bana bir ceza verirdi. Sadece dün ve bugün birşey yapmamış doğal davranmıştı.

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin