20. BÖLÜM

1.6K 63 5
                                    

𖠧

Gözlerimi araladığımda kendimi yabancı bir yerde bulmamla etrafa baktım. Burası... Berkay'la girdiğimiz odaydı. Başımdaki ağrıyla zorlukla doğrulurken Berkay'ın sinirli yüz ifadesiyle karşılaştım

"Uyandın sonunda"

"Ne oldu?"

"Kutay yerine sen sersemleyerek bayıldın. Neler olduğunu anlamak için kamera kaydına baktığımda kalabalık yüzünden oturduğunuz yer gözükmüyordu" tahmin ettiğim gibi... Bacaklarımı koltuktan sarkıtarak yüzümü sıvazladım

"Gördüğün gibi tozu Kutay'ın bardağına döktüm. Kutay bardakları değiştirmiş olmalı. Yanında bulunduğum sürede başkasının hazırladığı birşeyi içtiğini görmemiştim zaten" sinirle saçlarını dağıttıktan sonra ayağa kalktı

"Kendine geldiğine göre git"

"Kutay ne olucak?"

"Düşünücem" ayağa kalktıktan sonra başım çok olmasa da hala dönerken çantamı ve poşeti aldığım gibi odadan çıktım. Mekanı terk ettiğim gibi iyice açılmak adına yürümeye başladım. Saatin 03.48 olduğunu görmemle sesli bir nefes verdim. Ankara'ya giderken kesinlikle her dakikayı uyumakla geçirecektim...

Boş sokaklarda yürürken birden bir elin ağzıma kapanmasından sonra ara sokağa çekilmemle dirseğimi arkamdaki kişinin boşluğuna sertçe geçirdim. Kollarını gevşetmesiyle hızla ona doğru dönerken saçlarını kavradığım gibi dizimi yüzüne geçirmemle inleyerek geri çekildi

"Ulan yeter be! Niye sürekli olan bana oluyor" tanıdık sesle kaşlarım çatılırken telefonumun flaşını yakarak karşımdaki kişiye tuttum

"Alp?"

"Sus! Alp deme bana! Kırdın burnumu zaten..."

"Bir kızı tutamadın mı cidden?"

"Sen tut o zaman bir dahaki sefere. Ben bir daha Ayçayı sıkıştırmam kardeşim. Bir saçım bir burnum" ben hala olanlara anlam veremezken Sanem gözlerini devirdi

"Abartma Alp" Alp sinirle doğrulurken bana döndü

"Sende ne biçim bir varlıksın ya!? İki dakika sabit dursan ölür müsün? Şuradaki sokak lambasının oraya götürücektim ya"

"İnsan gibi önüme çıkıp çağırsaydın zaten gelirdim Alp" gözlerini devirirken Kutay'ın konuşmasıyla ona döndüm

"Gel" Sanem Alp'le arkamdan gelirken flaşımı kapatarak sokak lambasının önünde durdum

"Evet?"

"Neden böyle birşey yaptın?"

"Çok üzüldüysen aynı tozdan sana da getirebilirim"

"Düzgün cevap ver Ayça" sesli bir nefes vererek sırtımı duvara yasladım

"Berkay'ın teklifini kabul ettim çünkü merak ettim. Ayrıca... Bana zararından çok yardımın dokunduğundan teşekkür etmek istedim"

"Sen herkese böyle mi teşekkür edersin? Ne olduğunu bile bilmediğin bir şeyi kullanarak" hala sinirinin geçmediğini anlarken keskin bakışlarını gözlerimden ayırmadım

"Berkay beni izliyordu. Ayrıca ne yapdaydım. Sana söylesem ne yapıcaktın?"

"Hallederim dedim sana! Boyundan büyük işlere kalkışma Ayça" sinirle sırtımı duvardan ayırarak Kutay'a yaklaştım

"Ne düşünürsen düşün. Olan oldu ve ben halimden gayet memnunum. Kararlarıma da karışma" gidecekken Sanemin önüme geçmesiyle durdum

"Yaptığın şey çok ciddi birşeydi Ayça. Gerçekten teşekkür ederim"

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin