💎
"Sana karşı ilk ve son olarak insaflı olmayı seçtim Ayça...seni serbest bırakıyorum..."Şaşkınlıkla yüzüne bakarken birden neyin değişerek beni bırakmaya karar vermesine anlam verememiştim
"N-nasıl? Cidden beni bırakıyor musun? Öylece?" Sesli bir nefes verip Sanem'in kucağında olan Luna'nın başını okşadı
"Tek bir şartım olucak" kaşlarımı çatıp merakla yüzüne bakarken koyu kahve gözlerini bana dikti
"Yarın bir kafes dövüşü olacak. Orada dövüşmeni istiyorum" söylediğiyle afallarken neden böyle birşey istediğine bir türlü anlam verememiştim
"Kafes dövüşü mü? Ben anlamam kafes dövüşünden falan" başını iki yana sallarken ellerini cebine yerleştirdi
"Hareketlerin bunun tersini söylüyor ama. Evinde sana saldırdığım zaman beni kolaylıkla alt ettin. Alp'e yaptığın da hâlâ aklımda. Dövüşte oldukça iyisin Ayça. Dövüşü kazan, kurtuluş biletini eline al" kısa bir süre sessiz kalsam da kollarımı göğüsümde birleştirdim
"Ya kabul etmezsem?"
"Kabul etmezsen burada esir olarak devam edeceksin ve kesinlikle gerçek esirliğin ne demek oluşunu anlayacaksın"
Bunu birkez daha söylemişti bana
Daha sonra ise beni uyandırıp sofraya çağırmıştı...
Teknik olarak çağırdı diyemesem de kaçırılan birisine göre oldukça sağlamdım
"Pekâlâ...kabul ediyorum" yan bir şekilde sırıtırken Sanem'in onaylamaz sesi kulaklarıma doldu
"Yarın gece Ayça'nın karşısına çıkacak olan kişi çok güçlü Kutay...alınma ama onun yanında kibrit çöpü gibi kalırsın"
"Dövüşürken görmedin onu Sanem. Birazdan adamlarımdan birisiyle birlikte bodrumda bulunan odaya geçicek ve dövüşeceksin. Yarın akşam için ne kadar hazır olduğunu bu sayede ölçücem" her ne kadar onaylamış olsam da Sanem'in dedikleri beynimde yankılanıyordu. Ben dövüşe aşırı hakim birisi değildim. Kendimi koruyacak kadar biliyordum o kadar
"Beni takip et Ayça"
"Şimdi mi?" Tek kaşını kaldırarak başını salladığında derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Eğer burdan kurtulmamın tek yolu dövüşmemse, bunu yapacaktım.
Kutay'ın arkasından ağır ağır ilerlerken kitaplığın olduğu dolabı itmesiyle kaşlarımı çattım. Dolabın arkasında beliren kapıyla şaşkınlığım artarken neden kapıyı gizleme gereği duyduğuna anlam veremedim.
Daha sonra ise Kutay'ın büründüğü kişiliği hatırlayarak sertçe yutkundum ve açılan kapıdan içeriye girdim
Kim bilir aşağıda neler vardı...
Cebinden telefonunu çıkartıp flaşını yakıp bana dönmesiyle başımı iki yana salladım
"Ne?" Gözlerini devirip sert bir soluk verirken eliyle merdivenleri gösterdi
"Önüme geç Ayça" birşey demeden önüne geçerken dar alandan dolayı vücudum istemsizce göğüsüne sürtündü. Umursamadan dikkatli bir şekilde merdivenlerden inerken elimi duvara koydum. Böyle yerlerden çok korkardım. Çünkü aklıma geçmişim gelirdi hep...
Titrek bir nefes alıp elimi göğüsüme koyarken olduğum yerde durup beynime doluşan acı verici anıları uzaklaştırmaya çalıştım
"Ne oldu?" Kutay'ın sesiyle titrek bir nefes verirken başımı iki yana sallayıp saçlarımı dağıttım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir
ChickLitAyça 22 yaşında bir hemşireydi. Bir gün ağır yaralı bir adam hastaneye geldiğinde bu adamla Ayça ilgilenir ve ondan birşey istenir. Ancak Ayça buna karşı çıkarak olayı polislere anlatır ve bunu yapmasıyla hayatı alt üst olur... ⛓ Üstüme gelen adımla...