𖣀
Her hayatın nasıl anılarla geçtiğini kimse bilemez. Anlatılacak çok anı olsa da anlatılamayacak da fazlaca anı vardır. Ayça'nın hayatı tramvalarla geçti. Çocukluk anılarından sadece annesinin ölümünü biliyoruz. Peki ya sonrası? Okul hayatı... Babasıyla geçirdiği tüm korkunç dakikalar
Nasıl dayandı o kadar yıl?
Sanem bitkin düşmüş haliyle bunları düşünürken sadece karnındaki yaranın bile bu kadar canını yaktığını bilmek Ayça'ya karşı kendini mahcup hissetmesine sebep oluyordu. Onu buldukları zaman tüm vücudu kan içinde olmasına rağmen tek bir göz yaşı dahi dökmeden alaya vurmuştu. Eve geri döndükten sonra da, daha doğrusu Ayça'yı hiç ağlarken görmemişti.
İnsanların duygularını anlasak bile yoğun duygular karşısında Fransız kalıyoruz...
Yanan ışıkla gözleri aralanırken yılandan gelen koku yüzünden midesi bulanmaya başladı. Ona doğru yürüyen koruma ise kısa bir an yılana baktı
"Midem bulandı kokudan" koruma bişey demeden elindeki şişe suyun ağzını açarak Saneme uzattı
"Üzerine mi kusayım?" koruma karşısındaki kıza sinir olarak yılanı ayağıyla köşeye savurdu. Sanem çok da memnun olmasa da birşey demeden sudan içti. Daha iki yudum almışken korumanın suyu çekmesiyle kaşları çatıldı
"Su da mı yok!?"
"İki yudum aldığına şükret" Sanem gözlerini devirerek dudaklarını araladı
"Tuvalete gitmem gerek" korumanın elindeki şişeyi göstermesiyle Sanem sinirle bağırdı
"Gerizekalı! Şişeye nasıl yapayım ben!?" koruma birşey demeden bodrumdan çıktıktan kısa bir süre sonra geri gelerek cebinden anahtarı çıkarttı
"Beş dakikan var" Sanem başını sallarken zincirlerden kurtulmasıyla kolları rahatlamıştı. Bileğini ovarak korumanın desteğiyle yürümeye başladı
"Bir insan neden böyle bir adamın yanında çalışır ki?" korumaya yönelttiği soruya rağmen cevap vermezken bodrumdan çıkıp şifreyi girdikten sonra kısa koridoru geçtiler. Koruma sürgüyü çekerek çıkarlarken geri kapattıktan sonra Sanem'in kolunu geri yakalayıp yürümeye devam etti
"Hiç uyurken öldürmeyi düşünmediniz mi?" koruma yine sessiz kalırken bir yerde durup kapıyı açmasıyla banyoyu gördü. Sanem kısa bir an içeriye baktıktan sonra korumaya döndü
"Hadi tamam para kazanma ihtiyacınız olabilir de bu adam mı cidden... Ne kadar salaksınız?"
Koruma derin bir nefes alarak Sanem'i içeriye ittirdikten sonra kapıyı kapatmasıyla Sanem kaçmak için etrafa baksa da sadece küçücük bir havalandırma vardı. Sanem işini halletmiş tam ellerini yıkayacakken içeriye giren korumayla yerinde sıçradı.
"Mahrem diye birşey var!" koruma birşey demeden kolunu tutarken Sanem hızla kolunu çekerek elini yıkamaya başladı
"Hayır yani ya hâlâ işiyor olsaydım. Ne kadar terbiyesiz-"
"Sussana artık!" sinirle bağırmasıyla Sanem gülümsedi
"Bak isteyince nasıl da konuşuyorsun?" ellerini korumanın gömleğine sildiğinde sertçe bileğini yakaladı
"Ne yapıyorsun?"
"Başkasının evinde, başkasının havlusunu kullanmayı sevmem" koruma sinirle yüzünü sıvazlayarak bileğini daha sıkı kavrayıp banyodan çıktılar.
"Adın ne?" Sanemin sorusuna aldırmadan yürüyen koruma sürgüyü çekerek kapıyı açtı
"Hep böyle konuşkan mısın? Yaram iltihap kapar pansuman yapılması lazım yoksa Allah korusun-" koruma birden durarak dar koridorda Saneme dönmesiyle birbirlerine oldukça yaklaştılar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir
Chick-LitAyça 22 yaşında bir hemşireydi. Bir gün ağır yaralı bir adam hastaneye geldiğinde bu adamla Ayça ilgilenir ve ondan birşey istenir. Ancak Ayça buna karşı çıkarak olayı polislere anlatır ve bunu yapmasıyla hayatı alt üst olur... ⛓ Üstüme gelen adımla...