18. BÖLÜM

1.8K 73 13
                                    

𖧷
1 AY SONRA

Yemeğimi yemiş mutfağı toplarken Luna'nın birden kusmasıyla ona döndüm

"Luna?" yanında eğilerek yüzünü tuttuğumda halsizce acı içinde inlemesiyle kucağıma aldığım gibi hızla salona koştum. Anahtarları aldığım gibi evden çıkarken karşıdan karşıya geçip veterinere girdim. Ankaraya geldiğimiz gün Luna hasta olunca veterinere en yakın yerden ev tutmuştum. Beni gören Meriç gülümserken telaşlı halimle birlikte hemen yanıma geldi

"Ayça? Ne oldu?"

"Bilmiyorum kustu. İlaç içirmiştim dün ama..." kucağımdan Lunayı alırken birden kakasını yapmasıyla gözüm yere kaydı. Cıvık olan dışkısında kan görmemle birlikte veterinere baktım

"Meriç birşey yap lütfen"

"Endişelenme hallediyorum hemen" Luna'yla birlikte gittiğinde peçete kopartarak yerdeki dışkıyı alıp çöpe attım. Endişeyle koltukta oturmuş beklerken Meriç'in gelmesiyle ayağa kalktım

"Ne olmuş? Nesi var?"

"Sana birşey sormam lazım"

"Tamam" derin bir nefes alarak ellerini önlüğün cebine yerleştirdi

"Luna hep gözünün önünde miydi?" anlamsızca kaşlarım çatılırken başımı salladım

"Evet?"

"Emin misin?" biraz daha düşününce aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman oldu

"Bir kere balkonun kapısını açık unuttuğum için gitmişti. İlerdeki parkta buldum. Birşey mi yemiş? Zehirlendi mi yoksa?" gülerek başını iki yana salladı

"Hayır hayır zehirlenmemiş... Sadece hamileymiş"

"Ne?" şaşkınca Meriç'e bakarken başını salladı

"Tüyleri oldukça kabarık olduğu için anlamamış olabilirsin"

"Sen nasıl anlamadın?"

"Ayça buraya en son üç hafta önce geldin ve Luna o zaman hamile değildi. İlaçlardan dolayı bebekler ölmüş ve bu yüzden de kusup dışkısından kan gelmiş" üzüntüyle alnımı ovdum

"Ölmüş mü... Ne yapıcaksın şimdi?"

"Uyuşturdum şimdi yatıyor. Ameliyatla alıcam bebekleri. Zaten bir aylık bile değiller üzülme yani. Kalpleri bile yok henüz" şakaya vurmasına gözlerimi devirmekle yetindim

"Çocuğumun yavruları ölmüş ve sen gülüyor musun cidden?"

"Affedersin... Bir saate halleder ilaç veririm. Endişelenme" omzumu sıvazlayarak gittiğinde koltuğa geri oturdum

Sadece yarım saat parktaydın Luna!

𖧷
Eve geldiğimiz gibi anahtarları koltuğun üstüne fırlatarak Luna'ya baktım

"Niye böyle şeyler yapıyorsun ki? Ben izin vermiyorum diye kaçmak zorunda mıydın? Böyle mi yetiştirdim ben seni?" yorgunlukla yatağında uyuklarken sesli bir nefes verdim

"Olan yavrulara oldu iyi mi..."

"İlk defa evcil hayvanıyla böyle konuşan birisini görüyorum" duyduğum sesle arkamı dönerken tanımadık simayla birlikte masanın üstündeki vazoyu aldım

"Sen kimsin? Nasıl girdin evime?" karşımdaki kumral saçlı bal rengi gözleri olan adam bir elimdeki vazoya bir de bana baktıktan sonra konuşmaya devam etti

"Ben Berkay Akın. Kafes dövüşüne çıkıyorum. Senin çıktığın gibi... Nasıl girdiğime gelirsek... Balkonun kapısını açık bırakmışsın"

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin