29. BÖLÜM

614 24 5
                                    

Hayat...

Hayatın anlamını kendime sorduğum çok zaman oldu

Aldığım yanıtlar içime sinmemişti ancak...

Hayat, tüm zorlukların sonunda gökkuşağı olan birşeymiş güya

Benim gökkuşağımın renkleri solalı çok olmuştu. Her insan bir imtihanla sınansa bile gerektiği yerde yardım eli uzatılmazsa eğer zamanı geldiği uzatılan yardım elini de tutmaktan çekinir

Hayat yaşama sevgisiydi öyle değil mi?

Hayat acımasızdı...

(Size göre hayatın anlamı ne?)

Zor diye vazgeçecek değilim diye diye daha da batmıştım dibe

Baba sığınacak limanken, benim için sadece acıydı...

Üzerime doğru gelen iki adamla birlikte bir adım geriye atarak ikisinde de gözümü gezdirdim. Kolay lokma olduğumu düşünüyor olacaklar ki rahat bir şekilde gelirlerken hızla sağ taraftaki adamın boşluğuna tekmemi geçirmenin ardından diğer adama da yumruk atmak için elimi savurdum ancak eğilerek yüzüme yumruğunu geçirdi. Sendeleyerek sırtımı duvara vururken tekrar elini kaldırmıştı ki hızla eğilmemle yumruğu duvara vurdu

"Bu arada benden tavsiye... düşmanın duvara yakınsa yumruk atmanı önermem. Daha sert vursaydın kırılabilirdi..."

Kutay'ın söylediği beynimde yankılanırken yüzümde oluşan istemsiz gülümseme adamın inleyerek elini tutmasıyla silindi. Kırıldığı çıkan sesten anlaşılırken saçlarını kavradığım gibi sertçe duvara vurmamla bilinci kapanırken diğer adamın belimden kavramasıyla başımı hızla kaldırarak yüzüne vurdum. Elleri gevşediğinde omzumun üzerinden yere atarak yüzüne tekme atıp bayılmasını sağladığımda nefes nefese bir şekilde babama döndüm. Hâlâ olduğu yerde bana bakarken kaşlarımı çatarak şapkamı düzelttim

"Bunu niye yapıyorsun... Bir baba niye çocuğundan nefret eder!?" öfkeyle bağırmamla bana doğru gelirken tam önümde durarak açıkta kalan saçlarımı okşasa da sevgiyle değildi...

"Senden nefret etmiyorum Ayça"

"O zaman neden?" gözleri beni bulurken derin bir nefes alarak elini cebine yerleştirdi

"Neden mi?"

"Evet... Sana hiçbirşey yapmadım. Bir dediğini iki etmedim ama sen... Beni hiçbir zaman sevmedin ki. Her gün dövsen de seni seviyordum. Bunca yaptıklarına rağmen buraya geldim yine de"

"Biliyorum. O yüzden böyle bir plan yaptım ya zaten?" omuzlarım bıkkınlıkla düşerken gözleri kısa bir an yerde yatan adamlara ardından tekrar bana döndü

"Senin, sizin yüzünüzden evime kaç saldırı yapıldı biliyor musun? Kutay Bozkır'a yenildi diye adım çıktı ama emin ol kızım eski gücüm için herşeyi yapacağım" cebinden çıkardığı bıçakla birlikte sertçe yutkunurken aklım gördüğüm rüyaya gitti

"Sırf geçici, aptalca bir ün için kendi kızını mı öldürüceksin?"

"Seni delirtmeye çalıştım, dayanıklı çıktın. Arabana bomba yerleştirttim yine kurtuldun. O kadar işkenceye rağmen yine dayandın... Ve ben artık bu oyundan sıkıldım"

Gözlerinde gördüğüm kesinlik beni korkuturken hafifçe gülümsedim

"Oyun mu? Herşey senin için oyundan ibaret miydi?"

"Beni tanıyorsun" gülümsemesiyle dudağımı ısırırken, açılan yara canımı acıtsa da umurumda değildi

"Sana asla yenilmem... Ama eğer tamam dersen seninle gelirim. Ne istersen yapar sesimi çıkartmam" kaşları merakla havaya kalkarken kısa bir sessizliğin ardından başını iki yana sallayarak ne olduğunu anlamadan beni kolları arasına aldı

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin