☣︎
"Yine işten mi kaytarıyorsun?" gülerek Buğra'nın yanına oturmamla gülümseyerek sarıldı. Bende kollarımj ona doladıktan sonra geri çekilerek yüzümü inceledi
"Kutay birşey yapmadı mı sana?" sesli bir nefes vererek kahvemden bir yudum aldım
"Ne çok korkuyorsunuz şundan...neyse diğerleriyle konuştum...sona bıraktım seni" gülerek omzumla omzuna vurmamla gözlerini devirerek arkasına yaslandı
"Duydum gidiyormuşsun... Kalsan ne olur ki? Kovalayan var sanki" sadece gülümsemekle yetinirken iç çekti
"Geri gelicek misin?"
"Hayır"
"Nereye gidiceksin?"
"İstanbul'a... Ama bir süre kafamı dinlemek istiyorum"
"Vedaları sevmem" gülerek omzuna yumruk atmamla kahvesinden içti
"Ara beni gittiğinde. Tamam başka hastaneye atanıyorsun ama bu konuşmayacağımız anlamına gelmiyor"
"Ararım tabikide merak etme" omzunu sıvazlayıp ayağa kalkmamla Buğra da kalktı
"Bekle" Buğra'ya baktığımda kollarını açarak gülümsedi
"Sonra görüşürüz sarılması diyebiliriz?" gülerek kollarımı boynuna dolamamla belime sarıldı.
"Geri gelmicem ama unutma beni yine de"
"O yumruğunu her zaman gözümde hissederim merak etme" gülerek geri çekildikten sonra omzumu silkerek elimi cebime yerleştirdim
"Haklıydım ama. Gecenin bir yarısı ne diye sessiz sessiz arkamdan geliyorsun?"
"Elindekileri taşımana yardım etmek istedim sadece. Sen fazla agresifsin" Buğrayla vedalaştıktan sonra hastaneden çıkarak motora bindim. Kaskımı taktıktan sonra ise son kez hastaneye bakarak eve sürdüm...
☣︎
"Pekâlâ... Sence bunu götürsem mi? Sıkıyor artık ama çok değil yine de" Luna'ya elimdeki sütyeni göstermemle başını eğerek bana bakmaya devam etti"Atiyim mi?" havlamasıyla birlikte poşete atacakken duyduğum sesle olduğum yerde sıçrayarak arkamı döndüm
"Güzel aslında" Kutay kapı pervazına yaslanmış bana bakarken kaşlarımı çattım
"Ne işin var senin burada?"
"Bunu getirdim. Sanem sana vermemi istedi" yanıma gelerek elindeki kutuyu gösterdiğinde tuhafça baktıktan sonra alıp içini açtım. Gümüş taş kaplamalı bir köpek tasması olduğunu görmemle beğeniyle başımı salladım
"Teşekkür ederim. Beğendin mi kızım?" Luna yatağa zıplayarak tasmayı kokladığında boynundaki tasmaya uzandım
"Gerçek elmastan yapılma. Beğenmezsen başkasına verirsin" elim havada kalırken şaşkınca bir tasmaya bir Kutay'a baktım
"Gerçek mi? Ciddi misin?"
"Evet" şaşkınlıkla tasmaya bakarken gözüm Luna'ya kaydı. Benim aldığım en pahalı hediye bile iki yüz lirayken...
"Teşekkürler de..." kelimeleri seçemezken Kutay saate bakarak bana döndü
"Atma sakın. Luna beğenmezse sen takarsın"
"Ne diyorsun ya!?" sinirle bağırmamla birşey demeden arkasını dönerek odadan çıktı. Gözlerimi devirerek tasmasını değiştirdim
"Sen takarsınmış... Gerizekalı!" sertçe kapanan kapıyla yerimde doğruldum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir
ChickLitAyça 22 yaşında bir hemşireydi. Bir gün ağır yaralı bir adam hastaneye geldiğinde bu adamla Ayça ilgilenir ve ondan birşey istenir. Ancak Ayça buna karşı çıkarak olayı polislere anlatır ve bunu yapmasıyla hayatı alt üst olur... ⛓ Üstüme gelen adımla...