Harry, cuma günü ilk kez Niall'ın evine gitmek için can atmıyordu.
Hatta onları kendi evine bile davet etti, ama diğerleri reddetti. Niall'ın evinde her türlü oyun sistemi ve son model televizyon varken Harry'nin evinde yapılacak pek bir şey yoktu.
Bu yüzden, cuma günü öğleden sonra okul bitiş zili çaldığında bütün öğrenciler okulun dışına akınca, kıvırcık olanın da Niall'ın arabasına binmekten başka çaresi kalmamıştı.
''Hadi H, bu o kadar da kötü olmayacak,'' dedi arka koltuğa geçerken sempatiyle Zayn, Harry de ön koltuğa oturmuştu.
''Evet, bu çok kötü olacak,'' diye ağlamaklı bir ses çıkardı Harry. ''Benden nefret ediyor! Benden nefret ettiğini biliyorum!''
Diğerleri de Harry ile aynı fikirde olsalar da bunu sesli söylemek istemiyorlardı.
''Eğlenceli olacak, Harry. Sadece onu görmezden gel.'' dedi onu rahatlatmak için sarışın olan, uzanıp radyoyu açtı, ve sonunda Niall arabayı garaja çekene kadar bir süre boyunca çalan müzikle sessizce kafalarını salladılar.
''Bunun hakkında içimde kötü bir his var,'' diye mırıldandı Harry, adımını isteksizce arabanın dışına attı ve siyah Converse'lerini kapıya doğru sürükledi.
Niall ve Zayn onu arkasından takip ettiler, ikisi de Harry'e gergin bakışlar atarken aynı zamanda sohbet ediyorlardı.
Sonunda geniş, tahtadan kapıya ulaştı, ve kapı kolunu çevirdi. Kilitliydi.
''Hey Ni, bu kilitli,'' diye seslendi arkasındakine Harry, ve Niall elleri boşa çıkmadan önce birkaç dakika ceplerini karıştırdı.
''Siktir, anahtarlarımı unuttum'' diye sızlandı Niall. ''Kapıyı tıklat, Louis açabilir.''
Harry'nin gözleri sonuna kadar açıldı, ama Niall sadece teşvik edici bir şekilde kafasını salladı.
Kıvırcık çocuk parmaklarını tereddütle tahtaya vurdu, ve çıkardığı gürültülü sesten utandı.
Yaklaşık yirmi saniyelik bekleme sonucu kapı açıldı, ve Louis karşısında dikiliyordu. Üzerinde hala okulda giydiği kıyafetlerle duruyordu, ama karışık saçlarında -Harry'nin kalp atışının bir saniyeliğine durmasına yol açan- gri bir bere duruyordu.
Mavi gözleri, Harry'ninkilere yakıcı bir yoğunlukla bakıyordu, ve genç çocuk, Niall'ın Louis'ye neden kapıyı kilitlediğini sorduğunu çok hafif bir şekilde duyabiliyordu.
Louis cevap vermedi, sadece Harry'e baktı, ve Harry, Louis'nin bakışlarındaki parıltının kaba olup olmadığını söyleyemezdi.
Louis'nin dudaklarında birkaç saniye için küçük bir gülümseme belirdiğinde, Harry'nin yüzünün kızardığını görünce gülümsemesi soldu ve elini sallayarak içeriye girdi.
''Bu da neydi?'' diye sordu Zayn Harry'nin kulağına doğru eğilerek, ve Harry omuz silkti telaşlı bir şekilde.
Sonra mutfağın yanından geçtiler ve Harry bir takırtı sesi duyduğunda, loş odayı daha net görebilmek için duvarın etrafından baktı.
Louis oradaydı, küçük ellerine birkaç hap dökerken konsantre bir şekilde kaşları çatılmıştı ve Harry, hapların ne olduğunu görmeye çalıştı ama o kadar uzaktan anlayamıyordu.
''H, ne yapıyorsun?''
Harry gözlerini kırpıştırdı ve Louis tam arkasını döndüğünde kapının pervazından kaçtı, büyük olanın onu görüp görmediğini anlayamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i sleep naked ➽ türkçe-larry stylinson
Fanfiction''Çok küçüksün.'' Louis kollarındaki Harry'e sıkıca sarıldı ve Harry doğrularak biraz daha sokuldu Louis'nin göğsüne sanki dediğini kanıtlamak istercesine. ''Benim güzel kağıt bebeğim.'' Ve Louis onu tekrar sıkıca sardığında, Harry'nin soğuk alnına...