i sleep naked ➽ türkçe-larry stylinson

2

Bölümleri her hafta cuma günü yayınlayacağım. Arada bir istisnalar olabilir tabi. İyi okumalar.

******

Bütün çocuklar, Niall'ın odasına rastgele saçılmış battaniyelerle örtülerek yerde uyuyakaldılar.

Ne Zayn ne de Niall, Harry'nin battaniyenin altına girdikten sonra tüm kıyafetlerini çıkarmasını garip buldular, bunun yerine sevgiyle gözlerini devirdiler ve başlarını yastıklarına koydular. Harry biraz kızardı ve utandı ama durmayacaktı. Kıyafetler Harry'i uykusunda daraltıyordu; asla giyinikken uyumazdı.

Niall iç çekerek lambayı söndürdü, ve etraf aniden tamamıyla karanlık oldu.

Bu yüzden, açıkta kalacak tek şey kafası olana kadar battaniyeye daha da sindi. Oda şimdi siyah ve sessizdi, ve Harry arkadaşlarının yumuşak nefes seslerini duyabiliyordu. Bu yüzden düşünceleri durana kadar ve uykuya dalana kadar rahatlatıcı ritmin zihninde yankılanmasına izin verdi.

***

''Uya-''

Harry'nin gözleri, birdenbire tüm bedenini saran soğuklukla aralandı. Elleri otomatik olarak bacaklarının arasına gitti ve ışığa karşı eğildi.

''Aman Tanrım, çok özür dilerim, aman Tanrım.''

Ve sonra durum daha da kötüye gitti, çünkü bu ses Harry'nin asla yanılmayacağı sesti. Yüksek, boğuk ses son zamanlarda her zaman aklında dönüp duruyormuş gibi görünüyordu.

Sonunda ışığa alıştığında, Louis'nin hala ağzı açık bir şekilde öylece dikildiğini ve ona baktığını fark etti.

''Ben...Ben çıplak uyudum,'' diye utanarak mırıldandı Harry.

''Burası senin evin bile değil!'' dedi Louis, ama gülmeye başladığında Harry'nin kalbi tekledi.

''Üzgünüm, ama neden hala-''

''Oh,'' Louis kafasını salladı, ama hareket etmedi.

''Orada öylece oturacak mısın?'' Harry kızardı, ve battaniyeleri almak için uzandı.

Louis dudağını ısırdı, ve Harry, Louis'nin gözlerinin birkaç saniyeliğine göğsünü taradığına yemin edebilirdi, sonra kısa çocuk hızlıca kalkıp tökezleyerek odadan çıktı.

***

Harry pazartesi okula döndüğünde, bir şeyler garip hissettirdi.

Ne spor salonunun tamirde olması ne de Zayn'in onu okula götürmeye gelmemesiydi garip hissettiren. (Bugünden itibaren, okuldan önce, gerçek anlamda sabahın köründe başlayan yüzme antrenmanları vardı.)

Niall hasta olabilirdi, ama Harry öyle olmadığını hissetti.

Ve sonra kafa karışıklığı aniden yanıt buldu.

Louis onun önünde yürüyordu, beyaz kolsuz tişört ve meşhur siyah dar pantolonu ile siyah Vans'larını giymişti.

Harry, Louis'nin her gün aynı şeyleri giymesine bayılıyordu. Niall, Louis'nin giydiği her bir şeyin yedi çiftine sahip olduğunu söylemişti, ve bu Harry'i güldürmüştü.

Ama Louis'yi görmek sıra dışı bir olay değildi. Genellikle Harry, kalabalıktaki bedenlerin arkasına saklanarak Louis'yi gizlice takip ederdi, bazen de Louis'nin Liam ile hafta sonunu tartışmasını  dinlemek için dururdu. Bunun ürkütücü olduğunu biliyordu, ama bunu umursamıyordu.

Bu sefer Louis yavaşlamıştı. Ve Harry'nin dibinde yürüyordu, ve Harry'nin birden nefesi kesildi.

Harry, bu garip durum hakkında bir şey söylememeye karar verdi. Bunun yerine, kitaplarını göğsünde daha sıkı tuttu ve yürümeye devam etti, ve yarışta gibi atan kalp atışlarını Louis'nin duymadığını umut etti. Kitaplarını düşürmekten korkuyordu çünkü deli gibi titriyordu.