Bölümü yayımlamayı unuttum şaka mı
******
''Harry. Harry uyan, üşüdüm.''
Harry kalktı, arkasından esen fan yüzünden saçları uçuşan Louis'yi fark ettiğinde birkaç kez gözlerini kırptı.
''Ne?'' diye sordu sersemce, saate baktı ve gecenin ikisi olduğunu gördü.
''Üşüdüm. Neden fanı açık bıraktın.''
Harry, sadece kolsuz tişört ve boxer giydiği için Louis'ye sempatiyle kaşlarını çattı. Bu Harry'e ne zaman yatağa yattıklarını hatırlattı.
Louis pantolonunu aşağı kısa ve yanık tenli bacaklarından aşağı kaydırdı ve Harry kızarmıştı, başka tarafa bakamıyordu.
''Ben fan olmadan uyuyamıyorum,'' diye iç çekti Harry, bir elini saçlarına geçirerek. Louis göz devirdi, gözleri karanlık odada masmavi parlıyordu. Görmesi için tek yol açık penceresinden parlayan ay ışığıydı.
İkisi de yerde uyuyan Liam'ın yatağa vurmasıyla konuşmayı kesti.
''Ver, geri ver,'' diye geveledi, ellerini bütün tabanda gezdirdi. ''Onu istemiyorum, anneme ver,'' dedi, sesi gittikçe yükseliyordu. Harry, Louis'ye bakmadan hemen önce Liam'a kaşını kaldırdı.
''Uykusunda konuşuyor da,'' diye açıkladı Louis Liam'a geri bakmadan önce.
''Nerede, nerede, nerede,'' diye ağlamaya başladı Liam yatağa geri düşmeden ve yüksek sesli hıçkırıkları odaya yayılmadan.
Ve sonra Harry ve Louis göz göze geldi, sessiz kalmaya çalışırken aynı zamanda kahkaha patlatmadan önce ikisinin de yüzünde gülümseme vardı.
''Hala üşüyorum,'' diye kıs kıs güldü, hala kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
''Aman Tanrım, iyi, sadece gözlerini kapat,'' diye fısıldadı Harry, Liam'ı uyandırmamaya dikkat ederek.
Louis gözlerini kapadı, ve Harry yorganı bacaklarından kenara attı, ve alt bölgelerine vuran hava oldukça garip hissettirdi.
''Hala gözlerini kapatıyor musun?'' diye sordu gergince.
''Hayır,'' diye güldü Louis ve Harry hızlıca arkasına döndü. ''Popon oldukça tatlı.''
Harry yanaklarının yandığını hissedebiliyordu. ''Bakmayı kes!'' diye sızlandı, hızlıca geniş gri sweatshirtü kapmadan ve kendisinden büyük oğlana yapabildiği kadar sertçe fırlatmadan önce.
''Ah!'' dedi Louis sesli bir şekilde, ve Harry'nin gözleri genişledi.
''Sus! Liam hala uyuyor!''
''Endişelenme. Uyanmayacak. O şuan resmen ölü.''
Harry göz devirdi ve yatağa zıpladığı anda yorganla kendini örttü ve Louis onun sweatshirtünü kafasından geçirdi.
Sonunda giyindiğinde Harry aptal gibi gülümsemekten kendini alıkoyamadı, çünkü Louis onun büyük beden sweatshirtünü giyinmişti ve çok şirin görünüyordu.
''Tamam. Şimdi yat,'' diye sırıttı, dudaklarını ısırdı ve kalbinin dakikada bir milyon attığı gerçeğini gizlemeye çalıştı.
''Bana emir verme.''
Harry geri çekildi, Louis'nin mod değişimlerine kendini hazırladı ve mükemmel anlarının mahvolacağı gerçeğine karşı, karşı konulamaz bir üzüntü hissetti.
''Sana emir vermeye çalışmıyordum, sadece-''
''Evet, çalışıyordun.''
''Tamam, sadece kaba olmayı kes!'' ve Harry'nin sesi beklenilenden o kadar yüksek çıkmıştı ki Liam'ı bile uyandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i sleep naked ➽ türkçe-larry stylinson
Fiksi Penggemar''Çok küçüksün.'' Louis kollarındaki Harry'e sıkıca sarıldı ve Harry doğrularak biraz daha sokuldu Louis'nin göğsüne sanki dediğini kanıtlamak istercesine. ''Benim güzel kağıt bebeğim.'' Ve Louis onu tekrar sıkıca sardığında, Harry'nin soğuk alnına...